İhracat Hedefinde Ankara Sanayicisi Kilit Rol Oynayacak
ORSİAD Başkanı Levent Çamur, OVP çerçevesinde Türkiye’nin ihracatını 2021 yılında yüzde 24,4 artışla 211 milyar dolara; 2022 yılında ise yüzde 9,4 artışla 230,9 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediğini hatırlattı. Pandeminin ağır koşullarına rağmen üretmekten ve ihracattan vazgeçmeyen Türk sanayicisinin, OVP hedeflerine ulaşmada da üzerine düşeni yapacağını söyleyen Başkan Çamur, “Özellikle Ankara sanayicisi bu noktada kilit rol oynayacaktır. Türkiye’nin en fazla ihracat yapan 6’ncı şehri konumundaki Ankara’nın rolünü görmek için ihracat verilerine bakmak yeterlidir.” dedi.
İhracatı tam öğrendik
Ankara ihracatının 2021’in ocak-temmuz döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre 21,3 artarak 5,2 milyar dolar olduğunu söyleyen Başkan Çamur, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bugün Çin’den Amerika’ya, Afrika’nın adı sanı duyulmamış ülkelerinden Rusya’ya, Avrupa’ya kadar dünyanın dört bir yanına ürün satıyoruz. Savunma sanayiden kimyevi maddelere, otomotivden makine ve aksamlarına kadar dâhil olmadığımız sektör, üretmediğimiz, pazarlamadığımız, satmadığımız ürün neredeyse yok. Ankara sanayicisi olarak ihracatı geç öğrendik, tam öğrendik. Salgının ağır koşullarında bile ihracata ulaşmada türlü zorluklarla mücadele etmesini, alternatif pazarlara yönelmesini bildik. O ağır koşullarda hem zarar gördük, hem büyük dersler çıkardık hem tecrübe kazandık. Şimdi bu kazanımlar ihracatçımıza OVP hedefini tutturmada yol haritası olacak.”
Ortak dert yüksek faiz
ORSİAD Başkanı Levent Çamur, Ankara sanayicisinin önündeki en büyük engelin ise yüksek faiz, nitelikli eleman ve her sanayici gibi hammaddedeki sorunlar olduğunu kaydetti. Başkan Çamur, “OSB’leri geziyoruz, üyelerimizle konuşuyoruz. Ortak derdimiz yüksek faiz. Üyelerimiz her fırsatta bizlere faizlerin düşürülmesi noktasında sesimizi gür çıkarmamızı söylüyor. Yine nitelikli personelle ilgili sorunumuz artarak devam ediyor, bu sorun yüzünden üretimde aksaklıklar yaşanıyor. Hammadde ise pandemi döneminin kronik sorunu haline geldi. Hammaddeye erişememe, erişilen hammaddenin ise fahiş fiyatlarla piyasaya sürülmesine mutlak surette ‘dur’ denilmeli. Sağlıklı ve sürdürülebilir üretim için bu üç sorunun ekonominin gündeminin birinci sırada yer alması gerekiyor.” görüşlerini aktardı.
