Ankara turizmi için “Ahilik” Projesi
• Ankara Kalkınma Ajansının desteklediği “Ahilik Felsefesi Işığında Parlayan Turizm” temalı proje Esnaf ve Sanatkârlar Derneği’nin (ESDER) OSTİM’de düzenlediği konferansla başladı. Ahiliğin Ankara Ticareti’ne etkileri konulu konferansı sunan Dr. Uğur Altuğ, “Vehbi Koç’un Ankara’dan çıkması tesadüf değildir. Koç’un esnaflık yaptığı sokaklarda asırlar boyunca yankılanan bir ticaret, üretim ve ahlâk yapısı vardır” dedi.
Ankara’nın turizm potansiyelini tarihi, ticari ve geleneksel yönleri ile canlandırmak için Esnaf Ve Sanatkârlar Derneği de (ESDER) harekete geçti. Ankara Kalkınm Ajansının desteklediği ve “Ahilik Felsefesi Işığında Parlayan Turizm” temalı proje OSTİM’de verilen bir konferansla başladı.
Dr. Uğur Altuğ tarafından verilen “Ahiliğin Ankara Ticaretine Etkileri” konulu konferansa ESDER Başkanı Mahmut Çelikus, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ORSİAD Başkanı Özcan Ülgener, OSTİM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Sedat Çelikdoğan ile OSB üyesi firmaların temsilcileri katıldı.
Dr. Uğur Altuğ, Ahilik teşkilâtının doğuş felsefesini, Selçuklulardan başlayarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin ilk yıllarına kadar olan süreçteki etkilerini ve günümüze yansımalarını anlattı. Ahiliğin yüzyıllarca Anadolu’da tarıma, ticarete, üretime, şehir yönetimine ve sosyal dayanışmaya yön verdiğini vurgulayan Altuğ, bu sistemin Ankara’nın üretim ve ticaret yapısını nasıl şekillendirdiğini anlattı.
“Vehbi Koç, Ahilik kültürünün eseridir.”
Ankara’daki cadde ve sokak adlarının, tarihi binaların hâlâ ahilik kültürünün izlerini taşıdığını, Çıkrıkçılar Yokuşu, Kale, Ulus ve Etimesgut gibi semtlerin üretim ve ticarete yönelik mekânlar olduğunu vurgulayan Altuğ, Vehbi Koç’un Ankara’dan çıkmasının da tesadüf olmadığını söyledi. Altuğ, “Koç’un esnaflık yaptığı sokaklarda asırlar boyunca yankılanan bir ticaret, üretim ve ahlâk yapısı vardır. Koç’un hayatına baktığınızda müthiş prensipleri olan bir iş adamı profili ile karşılaşırsınız” dedi.
Altuğ şunları söyledi:
“Atatürk gelip Ankara’da kurtuluş meşalesini yakıncaya kadar şehrin yönetim sistemine Ahilik kültürüyle yoğrulmuş kurumlar hakimdir. Atatürk’ü Ankara’da silahlı seğmen grubu karşılayıp, korumuş ve Ankaralılar onu bağrına basmıştır. Vehbi Koç tesadüfen Ankara’dan çıkmamıştır. Koç’un esnaflık yaptığı sokaklarda asırlar boyunca yankılanan bir ticaret, üretim ve ahlâk yapısı vardır. Koç’un hayatına baktığınızda müthiş prensipleri olan bir profille karşılaşırsınız. Bugün biz Koç’un iş ve çalışma ahlâkına ne kadar sahibiz? Onun müthiş bir iş ahlâkı vardır. Sabah saat 5’te kalkar, namazını kılar, haberleri okur, tezgâhının başına geçer. Bu işadamımızın çocukluğu yüzyıllarca Ahilik kültürü ile yoğrulmuş sokaklarda geçmiştir. Onun kişiliğine, ticaret anlayışına, kültürüne bu şehrin bu tarihin, bu medeniyetin mirası şekil vermiştir. Onlar şu anda Ankara’nın ahilik kültürünün oluşturduğu mirasın yaşayan örneğidir. Başka bir örnek yok. Bugün bizim yapacağımız şey yaşımız ne olursa olsun, birey olarak cehaletle savaşmaktır. İhtiyacımız bilgi, kültür ve aydınlanmadır. Biz bu yolda ilerlemeye başlarsak mirasçısı olduğumuz, ama farkında olmadığımız medeniyetin, kültürel yapının ve şahısların önemi beynimize, gönlümüze işlemeye başlayacaktır.”
“Ahilik; sevgi, kardeşlik, üretim, paylaşım demektir.”
ESDER Başkanı Çelikus da “Ahilik Felsefesi Işığında Parlayan Turizm” temalı projenin Ankara Kalkınma Ajansı ile birlikte yürütüleceğini ve 8 ay süreceğini bildirdi. Ahiliğin ‘kardeşlik’ demek olduğunu belirten Çelikus, şunları söyledi:
“Dünyanın en güzel, en samimi, en sıcak, en yapıcı, en içten, en sevecen tüm olumlu kelimelerini art arda yazıp, eşittir deyin, karşınıza Ahilik çıkar. Bu kadar sıcak bir kavramdır. 21. Yüzyılda insanların birbirine, çevresine, komşusuna ve mahallesine bu kadar yabancılaştığı bir ortamda kardeşim ifadesi ile tanımlanan bir medeniyeti yad edeceğiz. Yaşama ve yaşatma arzusu ile hareket geçeceğiz. ESDER olarak ahiliği dört temel esasa oturttuk. Bunlar sevgi, kardeşlik, üretim ve paylaşım. Bugün belki dünyanın da aradığı ve zor bulduğu şey sevgidir. Ahilik, üretimi ve ürettiğini adilce bölüşen bir medeniyeti temsil ediyor.”
“Ankara’nın değerleri gün yüzüne çıkıyor.”
Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım Balcı da Ahiliğin geçmişten günümüze aktarılan ve geleceğe taşıyacak güzel bir değer olduğunu, bu değerleri unutmadan içinde yaşadığımız yüzyılın ihtiyaçlarını da göz önüne alarak kendimizi dinamik bir yapı içinde geleceğe taşımamız gerektiğini söyledi. Balcı, “Ankara’ya yurtdışından ya da yurt içinden gelen turistlerin görmek isteyecekleri bazı şeyler olacaktır. Bunlardan birisi gezip görecekleri yerlerdir. Bunlar için Ankara Valiliğimiz, ajansımız ve belediyelerimiz birtakım çalışmalar yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da çalışmaları ile Ankara’nın değerleri daha çok gün yüzüne çıkmaya başladı. Sadece merkezde değil, ilçelerimizde de çok önemli değerlerimiz var” diye konuştu.
“Dünyayı kurtaracak sistem için ilham veriyor.”
Ostim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Çelikdoğan da yaptığı konuşmada her şeyin para ile ölçüldüğü, vahşi kapitalizmin insani değerleri yok ettiğini kaydederek, “Ahilikte sosyal dayanışma vardır. İnsanoğlu üzüntülerini, sevinçlerini, kazanımlarını paylaşmak için yaratılmıştır” dedi. Ahi kültürünün işçi işveren ilişkilerini de düzenlediğini söyleyen Çelikdoğan, şöyle devam etti:
“Çalışanların yemesi, içmesi, zanaatı öğrenmesi ahilik düzeni içinde sahipleniliyor. Kalite, fiyat ve maliyet anlayışları aktarılıp usta haline getiriliyor. İşyeri açmasını sağlıyor. Evlenmesi okuması, çoluk çocuklarını tahsilini hep beraber yapıyorlar. Kapitalist sistemde her şey para ile ölçülüyor ve orada insan kaybolmuş durumda. Ölçü para olunca insanların açlıkları, açıkta kalmaları önemli değil. Şimdi buna karşı dünyada da bir tepki var. Ahilik düzeninde diyelim işyeriniz var; işyerinin riskini işverenle birlikte işçi de paylaşmalı. Yapılan kârdan ve zarardan herkes nasibini alacak. Özetle ahilik sistemi sadece ülkemizin değil, dünyanın da kurtuluşu olabilecek sistem için bize ilham veriyor. ”