Kamu Alımlarında Yerli Sanayiyi Destekleyici Başbakanlık Genelgeleri
Devletin kamu alımlarında yerli üretime öncelik tanıması ve teşvik edilmesi amacıyla hazırladığı Genelge ve Tebliğler ile Kamu İhale Kanunu’nda Türk Sanayii’nin gelişimi ve cari açığın kapatılması için bir fırsat. Ancak işin uygulama kısmında eksiklikler göze çarpıyor. Son günlerde sanayicilerden de bu yönde eleştiriler gelmeye başladı.
Başbakanlık tarafından; 2 Aralık 2008 tarihli 2008/20 sayılı Yerli Ürün Kullanılması, 5 Haziran 2011 tarihli 2011/6 sayılı Avrupa Küçük İşletmeler Yasası Prensipleri, 6 Eylül 2011 tarihli Yerli Ürün Kullanılması Genelgeleri ile Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 27 Temmuz 2007 tarihli Offset Uygulamalarına İlişkin Tebliği’nde kamu alımlarında yerli sanayiyi destekleyici ve teşvik edici ifadeler bulunuyor.
Satır araları incelendiğinde Devletin olumlu adımlar attığı ve yerli sanayiyi geliştirmek için çaba sarf ettiği ancak bürokrasinin buna direnç gösterdiği, ihalelerde dikkate alınmadığı ortaya çıkıyor.
Genelgelerde “Önce küçük olanı düşün” ilkesinin teşviği ile KOBİ’lerin aday ve komşu ülke pazarlarına girişinin kolaylaştırılması; Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisi’nden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesi ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermeleri, yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden yerli istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususlarında idarelerce ihale dokümanına hükümler konulabileceği direktifleri var.
Ayrıca kamu kuruluşları tarafından açılan savunma alanına yönelik olmayan ve bedeli en az 5.000.000 (Beş milyon) ABD Doları olan uluslararası ihalelerde, ihaleleri kazanan yabancı firma/kuruluşların ihaleleri açan kamu kuruluşlarına yönelik offset taahhütlerinin usulleri belirtiliyor.
Başbakanlık ve Bakanlıkların yazılı olarak belirtmelerine rağmen kamu alımlarında ki uygulamanın yeterli olmadığı göze çarpıyor. Sanayiciler yazılanların bir an önce uygulamaya geçmesini talep ediyor.
4 ayrı tarihte yayımlanan Genelge ve Tebliğler Ne Diyordu?
2 Aralık 2008; 2008/20 Sayılı Başbakanlık Genelgesi:
Ekonomimize sağlayacağı faydalar göz önünde tutularak, tasarruf ve rekabet ilkelerine uygun hareket edilmesi kaydıyla, Türkiye’de üretilen mal ve hizmetlerin tercih edilmesi, temel tüketim maddelerinin yerli ürünlerden karşılanması, ekonomimiz açısından önem taşımakta olup, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan “…yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden yerli istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususlarında idarelerce ihale dokümanına hükümler konulabilir.” hükmünün kamu kurum ve kuruluşlarınca dikkate alınması hususunda; bilgilerini ve kamu yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermelerini önemle rica ederim.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
27 Temmuz 2007; İHRACAT: 2007/6 Sayılı Offset Uygulamalarına İlişkin Tebliğ:
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, kamu kuruluşları tarafından açılan savunma alanına yönelik olmayan ve bedeli en az 5.000.000 (Beş milyon) ABD Doları olan uluslararası ihalelerde, ihaleleri kazanan yabancı firma/kuruluşların ihaleleri açan kamu kuruluşlarına yönelik offset taahhütlerini kapsar.
MADDE 3
……
f) Offset: İhaleyi kazanan firma/kuruluş tarafından, Türkiye’de üretilen malların, gelir ve giderleri Türkiye’de kaydedilen yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin ve diğer hizmetlerin yeni alıcılara ihracatı veya mevcut alıcılara yönelik ihracat artışı ile taahhüt gereğince Türkiye’nin mevcut ihracat potansiyelinin geliştirilmesine yönelik Müsteşarlıkça onaylanan diğer işlemleri,
…...
ifade eder.
6 Eylül 2011; 2011/13 Sayılı Başbakanlık Genelgesi:
(….) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisinden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesini ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermelerini önemle rica ederim.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
5 Haziran 2011; 2011/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi:
……
Bu doğrultuda Avrupa Komisyonu tarafından, KOBİ'lerin büyümesi için en uygun ortamın sağlanmasını ve AB tarafından oluşturulan tüm politikalarda KOBİ'lerin ihtiyaçlarının ön planda tutulmasını amaçlayan “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası” (Small Business Act for Europe -SBA) 25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe konulmuştur. Sözkonusu Yasada, gerek Birlik bünyesinde, gerek ulusal düzeyde KOBİ’lere yönelik politikalar oluşturulurken, ülkelere rehberlik etmesi amacıyla ekte yer alan 10 (on) temel prensip belirlenmiş, bu Yasaya temel teşkil eden "Önce Küçük Olanı Düşün" prensibi ışığında bir dizi mevzuat düzenlemesinin yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
…..
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından; KOBİ’lerle ilgili oluşturulacak her türlü politika, strateji, eylem planı, uygulama, vb. çalışmalarda, yukarıda belirtilen prensiplerin göz önünde bulundurulması, bu çerçevede KOSGEB tarafından gerçekleştirilecek çalışmalara gereken destek ve yardımın sağlanması hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
Kamu İhale Kanunu
Yerli istekliler ile ilgili düzenlemeler
MADDE 63. - Yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında kalan ihalelere sadece yerli isteklilerin katılması, yaklaşık maliyeti eşik değerlerin üzerindeki ihalelerde; hizmet alımları ve yapım işlerinde bütün yerli istekliler lehine, mal alımlarında ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile diğer ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Kurum tarafından yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden yerli istekliler lehine, % 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususlarında idarelerce ihale dokümanına hükümler konulabilir. Ancak, yabancı istekliler ile ortak girişim yapmak suretiyle ihalelere katılan yerli istekliler bu hükümden yararlanamaz.
Sanayiciler Genelgelerin Uygulanmasını İstiyor
Kamu alımlarında ithal ürün tercih edildiğine dikkat çeken yerli sanayiciler, “Başbakan’ın genelgesini unuttular. Teknolojide en önde ülkeler bizden alıyor, bizim kamu kurumlarımız ihalelerde önümüze şartname engeli çıkarıyor” diyerek kamu kurumlarının genelgeyi uygulayarak Türkiye’de üretimi desteklemesi gerektiğini söylediler.
Tüm dünya yerli üreticisini destekleyecek adımlar atarken, Türkiye’de bu yolda yapılan en önemli hamlelerden biri olan kamuda yerli ürün tercih edilmesine dair Başbakanlık Genelgesi’nin uygulanmadığına dair sanayicilerden sesler yükseldi.
Pek çok sanayici kamu alımlarında yerli üretim değil ithal ürünlerin tercih edildiğini belirterek “Şikayet ediyoruz, şartname diyorlar. Biz ithal edilen ülkelere mal gönderiyoruz. Şartnameyi önümüze engel koyuyorlar” diyor. İthalat genelgesinin neredeyse hiç dikkate alınmadığını belirten üreticiler, “Yüzde 30 ucuz bile olsak ithal ürünün tercih edildiğini görüyoruz” serzenişinde bulunuyor.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, kamu alımlarında yerli ürün tercih edilmesine dair genelgeye ne kadar uyulduğuna dair ellerinde net bir veri olmadığını, kamu alımlarında yerli üretimin tercih edilmesine dair Başbakanlık Genelgesi’nin “maalesef pek çok kamu dairesi tarafından tam olarak uygulanmadığını” söyledi.
“Yerli 4 bin ithal 400 bin Euro”
Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği Başkanı Ali Eren, Erensan olarak yurtdışında Cambridge, Oxford gibi önemli üniversitelerin kazanlarını yaptıklarını ancak örneğin Rize Üniversitesi için Almanya’dan ithal edilen bir kazanın alındığını anlattı. Eren de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kamu kurumları ve belediyelerde yerli ürünlerin tercih edilmesine dair genelgesinin dikkate alınmadığı görüşünde.
Eren, kamu alımlarındaki yaklaşımla ilgili şu görüşleri paylaştı: “TBMM’de bile Alman kazanı kullanılıyor bugün. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin merkezine Almanya’dan kazan ithal edildi. Düşünebiliyor musunuz, 400 metre yakınındayız biz, oysa 4 bin kilometre uzaktan geldi kazan. Sadece nakliye masrafına Türkiye’den kazan alınırdı. Ben Erensan’dan alınsın demiyorum ama birçok iyi kazan üreticimiz var Türkiye’de. Kamu alımlarında yerliliğe hiç dikkat edilmiyor. Sinop Hapisanesi, Silivri Hapishanesi ithal kazan aldı. Şikayet ettik. “Şartname” diyorlar. Peki biz sizin kazan ithal ettiğiniz ülkeye kazan ihraç ediyoruz. Standartlara uymasa Almanya bu kazanı alır mı? Şikayet edince diyorlar ki “Kamuda 1 yılda 14 kazan alınmış, 4′ü yerli”. Bakıyoruz yerli kazanlara, 4 bin euroluk kazan. İthal edilenler 400 bin euroluk.”
“Bürokrasi direniyor”
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran genelgenin uygulanmamasına ilişkin, “Başbakan 7 düvelle başediyor, bürokrasi yerli ürün alma konusunda direniyor” dedi. Dalgakıran son dönemde tüm ülkelerin özellikle yerli teknoloji ve makine üreticilerini desteklemek için önemli kararlar aldığını, oysa Türkiye’de bu konuda atılmış önemli adımın uygulanmadığının altını çizdi. Dalgakıran bu noktada tüm sanayicilerin ortaya koyduğu şartname engeli hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
Kamudaki alımlarda yerli üretim tercih edilmiyor, genelgeye rağmen tercih edilmiyor. Batı hayranlığı öyle bir içlerine işlemiş ki bazı yetkililerin ne yapsak engelleri aşamıyoruz. Yabancı firmaların ürününe göre şartmane hazırlanıyor. 7 kıtaya ürün ihraç eden yerli şirkete sormuyor bile. Başbakanımız “Yüzde 15 pahalı olsa bile yerli üretim tercih edilsin” dedi ama biz yüzde 30 ucuza vermemize rağmen ithal ürünlerin tercih edildiğini görüyoruz. Oysa 2011 Eylül ayında yayımlanan Başbakanlık Genelgesi’nde bu ‘adrese teslim ihale’lerin önüne geçilmesi için önemli uyarılarda bulunuyordu. Genelgede spesifik olarak, “Teknik şartnamelerde Türkiye’de üretilen ürünlerin teklif edilmesini engelleyen düzenlemelerin yapılmaması, isteklilerin ithal ürün ya da belirli bir ülkenin malını teklif etmesine yönelik düzenlemelerin yapılmaması, ürünlere ilişkin yabancı belgelendirme kuruluşları tarafından düzenlenen ve zorunlu olmayan belgelerin ihale dokümanlarında aranmamasını, kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermelerini önemle rica ederim” deniliyordu.
Dalgakıran, “Şartname engelini aşamıyoruz, bir memur çıkıp Başbakanlık genelgesine rağmen yerli ürün alımını engelleyebiliyor” dedi. Dalgakıran, Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün konuyla ilgili çok sayıda toplantı yaptığını hatırlattı ancak buna rağmen bir gelişme kaydedilemediğini anlattı.
“Neden yerli ürüne göre şartname hazırlanamıyor?”
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serol Acarkan da “Birçok şartname yabancı bir şirkete göre hazırlanıyor. Bunu aşmanız mümkün değil. Peki neden yerli ürüne göre şartname hazırlanamıyor. Tamam, Türkiye’de üretilen ürün daha kalitesizse onu almayın ama biz bu ürünleri tüm dünyaya ihraç ediyoruz. Yerli üretimin desteklenmesi gerekir” dedi.
Kamu ihalelerinde bırakın yüzde 15 daha yukarı bile olsa yerli ürün tercih edilmesini, bu ibarenin geçen yıl katıldıkları hiçbir ihale şartnamesinde yer bile almadığını söyleyen Acarkan, “Türkiye’de birçok bina yapılıyor, klimalara bakıyorsunuz hep ithal. Yerli üretim neden geliştirilmiyor. Bu sıkıntı her alanda, her sektörde var” ifadesini kullandı.
Türkiye kendi ürünlerine güvenmezse Avrupalının bu ürünlere nasıl güveneceğini soran Acarkan bir zihniyet devrimine ihtiyaç olduğunu anlattı. Acarkan, “Başbakan’ın genelgesi uygulanmıyor. Siz istediğiniz kadar emir verin, genelge çırakın. Bürokrasi o kadar hantal bir yapıda ki içinde tüm emirler eriyebilir” dedi ve çözüm önerisini anlattı: “Bürokraside ‘aman başım ağrımasın’ yaklaşımı var. Bu aslında bir noktada anlaşılabilir çünkü bir teftiş olduğunda, herhangi bir şikayette bürokratlar çok sıkıntı yaşıyor. Devleti zarara uğrattı diye şikayet alan ve hüküm giymiş ne kadar bürokrat olduğunu bilseniz şaşırırsınız. Önce teftiş kanunun yerli alıma öncelik verecek şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Yoksa şimdi herkes topu birbirine atıyor.”
“ABD ve Avrupa pahalı da olsa yerli üreticisinden alıyor”
Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Başbakanlık genelgesinin, uygulamayı ihtiyari bıraktığını, AB kuralları gereği kamu kurumlarının inisiyatifinde olan yerli malı tercih edilmesinin zorunlu tutulamadığını anlattı. Karavelioğlu, Sanayi Bakanlığı’nın konuyla ilgili çok olumlu ve gönülden çalışmaları olduğunu ancak kamu kurum ve belediyelerin bu genelgeyi uygulamadığını vurguladı. Karavelioğlu, “ABD ve Avrupa bile yüzde 25 daha pahalı bile olsa kendi ülkelerinde üretilen ürünleri alıyor. Biz bu desteğin verildiğini sürekli görüyoruz. Ortadoğu bile üretim yapmadığı halde yerli sanayicisini destekliyor. Ancak bizde ‘yüzde 15 pahalı olsa bile yerli tercih edilir’ sözü lafta kalıyor. Burada bir yanlış anlama var, deniliyor ki yerli firmalar bunu fırsat bilip fiyat yükseltebilir. Bu söz konusu bile olamaz çüntü Türkiye’de çok sayıda yerli üretici aynı ihalelere giriyor ve aralarındaki rekabet böyle bir şeyi imkansız kılıyor” dedi.
“Çin’e 78 milyon $’lık mermer sattık, kamu Çin graniti kullanıyor”
Türkiye Mermer Maden Vakfı Başkanı Ali Kahyaoğlu, Türkiye’nin bu topraklarda üretilen ürünlere talebinin artmasının ekonomi açısından kritik önemde olduğunu anlattı. “Sadece 2013 Ocak ayında mermercilerimiz Çin’e 78 milyon dolarlık mermer ihraç ettik. Ama bizim sokaklarımız Çin’den alınan granitle döşeniyor” diyen Kahyaoğlu, “Kamu hala Çin graniti kullanıyor. Özele bir şey diyemeyiz ama artık kamu kurumlarının Türkiye’de üretimi desteklemesi gerekiyor” dedi.