Yerli ara malı üretiminde vergi teşviki gündemde
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yerli ara malı üretiminde vergi teşvikinin gündemde olduğunu belirterek, çok spesifik ürünlerde, spesifik alanlarda üretimi teşvik edecek yeni yaklaşımlar içerisine girileceğini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Bir soru üzerine Bakan Şimşek, yerli ara malı üretiminde vergi teşvikinin gündemde olduğunu dile getirdi. 2009 yılında, yani krizin tam zirvesindeyken bile 2007 ve 2008 yıllarında yaptıkları çalışmalarla sektörel, bölgesel ve büyük yatırımlar çerçevesinde yeni bir teşvik sistemi dizayn ettiklerini anımsatan Bakan Şimşek konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Bunu dizayn ederken özellikle büyük yatırımlar dediğimiz yatırımları biz orada destekledi. Daha doğrusu dış ticaret açığının büyük oranda yaşandığı alanlara daha fazla teşvik verme prensibini kabul etmiştik. Şimdi bir adım daha öteye gidiyoruz. Yani çok spesifik ürünlerde, spesifik alanlarda üretimi teşvik edecek yeni yaklaşımlar içerisine gireceğiz. Bu konuya ilişkin çalışmalar tabii ki şuanda yapılıyor. Bu teşvikle ilgili konuşmalar bir takım beklentileri olumsuz etkileyebilir. Yeni bir teşvik sistemi uygulamaya konsa ve bizim vatandaşımız bir yatırıma başlamış olsa, o yenilerden de yararlanabilecek. Dolayısıyla teşvik sistemi gözden geçiriliyor. Kimse ben yatırımımı bekleteyim havasına girmesin. Burada temelde yapmaya çalıştığımız şey şu: Türkiye bazı alanlarda ciddi bir şekilde dış ticaret açığı veriyor. 5-6 kalemde hakikaten dış ticaret açığının hemen hemen büyük bir kısmını özetleyebilirsiniz. O alanlarda üretimi Türkiye’ye çekmek Türkiye’deki üretim kapasitesini artırmak, o üretimi Türkiye’de rekabetçi bir konuma getirmek, çok önemli. Aslında birçok şey burada üretilebilir. Ama rekabetçi olmadığı için, uluslararası piyasalarla rekabet edilemediği için o ürünler burada üretilmiyor, ithal ediliyor. Burada tabii ki vergi politikası, teşvik politikası önemli olacak.”
“Bugünkü stres 2008’e yakın düzeyde değil”
Bakan Şimşek, küresel ekonomideki son durumu yorumlayarak, Türkiye ekonomisinin geçen yıl büyümede ilk sıralarda olduğunu ve 2011’de hedeflerin epey üstünde güçlü bir büyüme performansı olacağını ifade etti. Dünya ekonomisindeki gelişmelerin Türkiye’yi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Bakan Şimşek, “Türkiye ekonomisi finans sektörüyle dünya ticaretindeki konumuyla dünya ekonomisine entegredir. Kaygıların beklentiler kanalıyla Türkiye'deki tüketiciyi etkilemesi doğaldır. Burada önemli olan dalganın boyudur. Temel makro göstergelere bakınca kamu borç stokunun milli gelire oranı aşağı trendde. Bütçe açıklarının milli gelire oranı da aşağı trendde. Türkiye'nin kamu finansman dengeleri güçlü ve iyileşmeye devam ediyor. Bu kriz finans sektöründe başlayan bir kriz. Türkiye'de finans sektörü hem oldukça sağlam, güçlü ekonomiyi destekleyici noktada. Türkiye'de bankacılık sektörü reel ekonomiyi destekleyecek bilanço yapısına sahip. Hane halkı açısından bir tahribat yok” dedi.
Türkiye ekonomisinin beklenti kanalıyla risk iştahının azalmasıyla bir miktar etkilendiğini ifade eden Şimşek, fakat kalıcı bir etkinin söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan Şimşek, “Finansal sektördeki piyasalardaki dalgalanmalar, bu şok reel ekonomiye nasıl yansıyacak? Bu çok önemli bir soru. 2008'de bu şok hem büyüktü hem de finans sektörüne yansımasının dozu büyüktü. Bugünkü stres 2008'dekine yakın düzeyde değil. Bilanço yapıları o güne göre biraz daha güçlü” şeklinde konuştu. Merkez Bankalarının likidite açısından yine bir miktar bu işi rahatlatacak adımlar attığını, dünya ekonomisinin 2008 gibi bir sürece girmediğini söyleyen Şimşek, “Olsa olsa düşük büyümeyle yetinmemiz gereken bir dönemdeyiz. Türkiye'nin makro göstergeleri sağlam” diye konuştu.
Yüzde 25’lik artış sınırında ısrarcı değiliz
Bakan Şimşek, bundan birkaç ay önce aşırı ısınmadan bahsedildiğini ancak şimdi ‘buzul çağına mı girdik’ diye tartışmaların yaşandığını ifade ederek, kredi genişlemesinin makul seviyelere çekilmesinin doğru bir hedef olduğunu söyledi. 2011'in ilk iki çeyreğine bakınca istihdam arttığını söyleyen Şimşek, “Güven veren istikrarlı bir hükümet var. Vatandaş da, yatırımcı da kredi talep ediyor. Biz ise biraz yavaşlayın dedik. Belirsizlikler kredi talebini ve arzını etkileyecek. Yüzde 25'lik artış sınırında ısrarcı olmanın çok makul olmadığı bir dönemdeyiz” dedi.