Yerlileştirme Destek Fonu Kurulmalı
Programda, “Ekonomimizin yabancı tasarruflara bağımlılığını kalıcı olarak azaltacak ve cari açığın milli gelire oranını yüzde 3’ün altına düşürecek ihracat, turizm ve sanayi ürünlerinde yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik dönüşümün temelleri atılacaktır.” denildi.
Türk ekonomisinin önümüzdeki dönemde yol haritası olacak YEP’le ilgili açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yatırımlarda önceliklerimiz, temel alanların başındaki cari açık düşürülmesi noktasında çok büyük bir anlam ifade ediyor. İlaç, ara ürün, kimya, petro-kimya, enerji, makine ve teçhizatla birlikte yazılım sektörleri bu mücadelenin öncelikli yatırım alanlarından.” dedi.
Programı 5 temel alandaki hedefler ve tedbirler üzerine kurguladıklarını dile getiren Bakan Albayrak, bu alanları; enflasyon, kamu maliyesi, istihdam, cari açık, bankacılık ve reel sektör olarak sıraladı.
Tüm küresel ve bölgesel ekonomik zorluklara karşılık Türkiye’nin tüm hedeflerine güçlü bir şekilde yürümesini sağlayacak, ekonomik bir program arzuladıklarını ifade eden Berat Albayrak, “Programımız üç ana temel üzerine oturtuldu. Birincisi dengelenme sonra, disiplin ve nihayetinde değişim olarak kurguladığımız bu süreç, tüm bu çerçeve ekonomimizin bazı temel alanlarında daha sürdürülebilir bir modele geçmeden önce bu yıldan başlayarak 2019 ve 2020 döneminde ekonomik bir dengelenme yaşayacağımız yol haritasını ortaya koyuyor. Bu nedenle 2019 Gayri Safi Yurt İçi Hasılası büyümesi, beklenti noktasında yüzde 2,3 düzeyinde gerçekleşecek. İkinci prensibimiz disiplin dedik. Disiplinden temel kastımız dengelenme sürecinin kamu maliyesindeki disiplin ile desteklenmesidir.” ifadelerini kullandı.
Sektör odaklı programlar merkezde olacak
Cari açığa doğrudan etki edecek sektörlerin önceliklendirileceğinin altını çizen Albayrak, şunları kaydetti: “Yatırımlarda önceliklerimiz, temel alanların başındaki cari açık düşürülmesi noktasında çok büyük bir anlam ifade ediyor. İlaç, ara ürün, kimya, petro-kimya, enerji, makine ve teçhizatla birlikte yazılım sektörleri bu mücadelenin öncelikli yatırım alanlarından. Teknoloji ve Ar-Ge yatırımları, kamu-özel iş birliği modelleriyle, farklı şekillerde hayata geçirilecek. Yüksek teknoloji endüstri üretim bölgeleri, 20 biyoteknolojik ilacın üretim alt yapısının kurulması, petro kimya kümelenmeleri gibi yatırım projelerinin yanında ihracat ana planıyla birlikte bu süreci destekleyeceğiz.
Bundan sonra yatırım kararlarımızın merkezinde Türkiye’nin sanayi üretimi katma değerinin artırılması amacıyla sektör odaklı programlar olacak. Cari açığın düşürülmesi ile ilgili kısımda, bu çerçevede ilaç, petro-kimya, enerji, makine teçhizat, yazılım vb. birçok sektör. Cari açığa doğrudan etki edecek sektörler önceliklendirilecek. Bu sektörlerdeki somut projeler hayata geçirilecek. Hem ihracatı hem de istihdamı artırarak bu projelerin hayata geçmesiyle birlikte gerekli yatırım ortamının sağlanması, uygun teşvik paketleri ve gerekirse kamunun da ilgili kurumları vasıtasıyla bu projelere ortak ve destek olması etkin ve aktif bir şekilde sağlanacak.”
Yerlileştirmeye dayalı ekonomik dönüşüm
- - Yerli ürünlerin tüketimi özendirilerek yerli malının görünürlüğü ve farkındalığı artırılacaktır.
- - Ekonomimizin yabancı tasarruflara bağımlılığını kalıcı olarak azaltacak ve cari açığın milli gelire oranını yüzde 3’ün altına düşürecek ihracat, turizm ve sanayi ürünlerinde yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik dönüşümün temelleri atılacaktır.
- - İthalata bağımlılığı azaltmak ve ihracatı artırmak amacıyla yerli üretim ve dünyadaki en iyi uygulamalar göz önünde bulundurularak teknoloji ve Ar-Ge yatırımları kamu-özel iş birliği modelleri ile gerçekleştirilecektir.
- - Yüksek teknoloji ürünlerinin üretileceği, büyük ölçekli yerli ve yabancı yatırımların yer alacağı, etkin yönetim modeline sahip endüstri ve teknoloji bölgeleri kurulacaktır.
- - Güneş, rüzgâr, biyokütle, yenilenebilir enerji ve yerli kömür kaynaklarının elektrik üretimindeki payı artırılacak, YEKA modeli ile bu enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi desteklenecektir.
- - Ülkemizde üretilmeyen 20 biyoteknolojik ilacın yerli üretimi teşvik edilecek, biyoteknoloji alanında yetkinliklerimiz artırılacaktır.
- - Güvenlik hizmetlerinde kullanılan araç, gereç ve teknik ekipmanda yerli üretimin payı artırılacaktır.
- - Sanayinin ihtiyaçları ve dijital dönüşüm hedefleri çerçevesinde yenilikçi okul-sektör iş birliği modelleri kurulacaktır.
- - Dijital ekonomide nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla gelişen sanayinin gerekliliklerine bağlı olarak ortaya çıkan yeni meslek alanlarında işgücünün yetiştirilmesine yönelik kurs ve programlar düzenlenecektir.
2021 büyüme öngörüsü yüzde 5
- - Yaşanan maliyet yönlü gelişmelerin gecikmeli etkileri ile tüketici enflasyonunun kısa vadede yükselerek 2018 sonunda yüzde 20,8 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Para ve maliye politikasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi ve YEP’te alınacak ilave tedbirlerle beraber tüketici enflasyonun 2020 sonunda tek haneye, 2021 sonunda yüzde 6,0’a gerilemesi beklenmektedir.
- - 2018 yılından başlayarak takip eden üç yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin sırasıyla yüzde 3,8, yüzde 2,3, yüzde 3,5 ve yüzde 5,0 oranlarında büyüyeceği öngörülmektedir.
Yüksek gelir için teknoloji ve ihracat
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisi 2018 yılının ikinci çeyreğinde %5,2 oranında büyüdü. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Türkiye, yüksek gelirli ülkeler sınıfına ancak ve ancak teknolojiye yatırımlarla ve ihracatla ulaşabilir.” dedi.
Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt içi Hasıla tahmini, 2018 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %20,4 artarak 884 milyar 4 milyon 260 bin TL oldu.
Gayrisafi Yurt içi Hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2018 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri %1,5 azalırken, sanayi sektörü %4,3 ve inşaat sektörü %0,8 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise %8 arttı.
Büyüme rakamlarına ilişkin açıklama yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “2017 yılında, yatırımlar ve ihracattaki güçlü performansın etkisiyle G-20 ülkelerinin tamamından daha hızlı büyüyen Türkiye ekonomisi, 2018 yılına da güçlü bir giriş yapmıştır.” dedi.
%5,2’lik büyümeye net ihracatın katkısının 0,96 puan düzeyinde olduğunu dile getiren Ruhsar Pekcan şunları söyledi: “2018 yılında hedefimiz, ihracatta tarihi zirveye ulaşarak yılın 2. yarısında da büyümeyi ve istihdamı desteklemektir. Türkiye, yüksek gelirli ülkeler sınıfına ancak ve ancak teknolojiye yatırımlarla ve ihracatla ulaşabilir.”
Kalkınma Bankası’na yapılandırma
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, TBMM’ye verdikleri kanun teklifiyle, Türkiye Kalkınma Bankası’nın altında Türkiye Kalkınma Fonu kurulacağını açıkladı.
Muş, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Türkiye Kalkınma Bankası, İşçi Yatırım Bankası olarak kurulmuş ve o günden bugüne kadar isim değişiklikleriyle ve Turizm Bankası ile birleşmek suretiyle bugünümüze kadar gelmiştir. Fakat günümüz bankacılık sistemine ve kalkınma bankacılığının gerekliliklerine uygun şekilde bankanın personel rejiminden tutun da mevcut statüsü, gelişmesine çok fazla olanak tanımamakta. Dolayısıyla yeniden yapılandırılması suretiyle Türkiye’nin ihtiyaç duyacağı stratejik sektörlerin finansmanında etkin bir rol oynayacaktır. Amacımız bunu içermektedir ve Türkiye Kalkınma Bankası’nın altında yine bu kanun teklifiyle beraber Türkiye Kalkınma Fonu kurulacaktır.
Bu fonla hem uluslararası piyasalardan hem de Türkiye’deki piyasalardan oluşturulacak olan fonlarla, Türkiye’nin kalkınması planları ve stratejik planları doğrultusunda öngörmüş olduğu sektörler finanse edilecektir ve türkiye’nin ekonomik büyümesine, imalat sanayine önemli bir katkı sunacaktır. Kanun teklifimiz bunun içermektedir. Personel rejimi; iş hukukuna tabi bir banka haline gelmiş olacaktır bu tekliften sonra. Dolayısıyla tüm ülkemize ve milletimize bu kanun teklifimizin hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Türkiye'nin süratle sanayileşmesi için kuruldu
Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) 27.11.1975 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 13 No.lu KHK ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı olarak kuruldu. KHK’da Bankaya ilişkin olarak şu ifadeler yazılı: Banka'nın gayesi; Türkiye'nin sür'atle ve yurt sathına yaygın sanayileşmesidir. Bu maksatla yurt içinde, bilhassa yurt dışında çalışmış ve çalışanların tasarruflarını; a) Ekonomik bir güç halinde birleştirerek kârlılık ve verimlilik anlayışı içinde değerlendirmek, b) Kalkınma planlarının temel ilkelerine uygun ve yurt sathına yaygın teşebbüslere, özelikle sınaî yatırımlara yönelmektir.
DESTEK FONU KURULMALI
Yeni Ekonomik Programı değerlendiren OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, programda yerlileştirilmeye ilişkin hedefleri memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Yerlileştirmenin nasıl yapılacağı konusunda yol haritasının önemine işaret eden, döviz odaklı yaşanan gelişmelerin yerli üretim açısından fırsat olduğuna dikkat çeken Aydın, bir ekosistemin oluşması gerektiğine vurgu yaptı. Bu ekosistemin, yerlileşme hedefinde kritik rolü olacağını kaydeden Orhan Aydın, Yerlileştirme Destek Fonu önerisi yaptı.
Orhan Aydın, “Bu ürün nasıl yerlileştirilir? Ar-Ge gerekiyor, üniversite şu kısmı yapsın. Satış-pazarlama ile ilgili bir takım eksikleri oluyor, buna verelim. Teknolojik kısmında açığımız var buraya verelim. Bunların hepsini destek paketinde yazacağız. Fon, bu çalışmayı destekleyecek. Ürün yerlileşinceye kadar bu çark devam edecek.” dedi.
Aydın, şu görüşleri paylaştı: “Cumhurbaşkanımızın, ‘Bağımsızlığın birinci şartı; teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktır. Teknoloji konusunda sadece kullanıcı olarak kaldığımız sürece, hiçbir alanda özgürlüğümüzü garanti altına alamayız.’ sözü çok önemlidir.
Dövizdeki artışın her ne kadar birçok olumsuz yönü olsa da yerli üretimin kıymetini anlama ve yerli üretimin desteklenmesi bakımından bir fırsattır. Gelişmelere bu yönden bakarak çaba sarf edilmelidir.
Öncelikli adım: Kümelenme
Yerli üretimin önemi, uzun süredir Hükümetimizin programlarında hep yer alıyor. Yeni Ekonomi Programı’nda vurgulanan yerlileşme hedefini olumlu buluyoruz. Bu hedefi gerçekleştirmede gelişmiş ülkelerin uyguladığı yol ve yöntem, öncelikli adım; kümelenmedir. Kümelenme mantığıyla uçtan uca; üniversite, sanayi, kamu, destek politikaları tüm bunların hepsini tanımlayacak şekilde ilgili alanları yerlileştirmek gerekiyor.
Yerlileştirme sürecine ilişkin olarak; Yerlileştirme Destek Fonu adı altında, yapılan ithalat üzerinden bir yöntem faydalı olacaktır. Ara mal olarak ithal ettiğimiz kalemler bellidir. Bakanlık tarafından Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı kalemler çıkarılabilir. İthal kalemleri listeleyip, en çok para harcanandan en az para harcanana doğru sıralayalım. Ve listenin en başından başlayalım.
İthalatın üzerinden ayrılacak bir fon veya kaynak; direkt olarak ithal edilen ürünün yerlileştirilmesine yönlendirilebilir. Bu modelde, “Şu kalemleri yerlileştireceğiz.” denildiğinde, bu kalemlerden alınacak gümrük vergisinin yüzde 1 veya 2’si, o ürünlerin yerlileştirilmesine, yerlileştirilme tamamlanana kadar aktarılabilir.
Örneğin cep telefonunu. Cep telefonunun yerlileştirilmesi için cep telefonlarından alınacak yüzde 1-2’lik fon, doğrudan cep telefonunu yerlileştiren mekanizmaya taşınabilir. Bu fon, cep telefonunun yerlileşinceye kadar kullanılabilir.
Ayrıca, mutlaka bu ya da buna benzer bir konuda daha önce tasarlanmış olan fonların olup olmadığına da bakılmalı ve olması durumunda bunların spesifik olarak bu amaca yönlendirmeleri de sağlanabilir.
Öte yandan kamu alımları, yerli üreticinin geleceği açısından önemli bir enstrümandır. Devletimizin hedefleri doğrultusunda kamu alımlarındaki uygulamaların sürdürülebilir hale dönüşmesi, KOBİ’ler başta olmak üzere tüm sanayicilerimizin en büyük beklentisidir.“
Ara malı ithalatı sorunu acilen çözülmelidir
Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS) Koordinatörü Dr. İlhami Pektaş, “Ülkemizin ara malı ithalatı sorununun acilen çözülmesi önem arz etmektedir.” dedi.
Pektaş, şu hususlara dikkat çekti: “2023 hedefleri doğrultusunda cari açığı azaltmak Türkiye’nin en önemli hedeflerden biridir. Cari işlemler dengesine bakıldığında karşımıza ithal ara malı sorununun önemi çıkmaktadır.
Kullanılan girdilerin yurt içindeki üretici firmalardan tedarik edilerek karşılanması, yaratılan katma değerin ülke içinde kalmasını sağlayacağı gibi, işletmelerimizin rekabet güçlerinin artırılmasına da katkıda bulunacaktır.
Girdilerin yurt dışından tedarik edilerek üretim yapılması durumunda ise elde edilecek katma değer yurt dışına çıkacaktır. Bu durum, dış ticaret ve dolayısıyla cari işlemler dengesini olumsuz etkileyecek ve gerek tüketim malı gerekse de ara malı üreten firmaların rekabet gücünü zayıflatacaktır.
Türkiye artık yerli ve milli üretimi bir devlet politikası, bir sanayi politikası ve bir kalkınma politikası haline getirmiştir. Bu çerçevede ‘Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma’ hedefine ulaşmak isteyen ülkemizin ara malı ithalatı sorununun acilen çözülmesi önem arz etmektedir.
İthal edilen 3 bin civarında ürünü tek tek gözden geçirilerek, 43 ürün grubu içerisinde öncelikli olanlar belirlendi ve bunların yerli üretimi için yeni teşvik ve destekler sağlanması kararlaştırdı. Bu sektörlerde yer alan ürünlerin vergi indirimi, kaynak tahsisi, teşvik, muafiyet, Ar-Ge ve diğer bütçelerden gelen kaynaklarla bir Yerlileştirme Destek Fonu oluşturularak kararlı bir yerlileştirme modelinin hayata geçirilmesi ve yerlileştirme tamamlanıncaya kadar bu ekosistemin kendi içinde uygulanması önem arz etmektedir.”