‘Anadolu Markaları 2006’ ödülünü Ostim kazandı
Finansbank, Kapital, Ekonomist ve Milliyet’in ortaklaşa düzenledikleri, “Anadolu Markaları 2006” yarışması sonuçlandı. Ostim, hizmet kategorisinde birincilik ödülü kazandı.
İlk bölgesel markalaşma hareketini bir yıl önce başlatan Türkiye’nin en büyük ve en köklü model sanayi bölgesi Ostim, markalaşmayı bölgede faaliyet gösteren KOBİ’leri ile bütünleşerek götürüyor.
Bölgesinde faaliyet gösteren binlerce işletmenin temsilcisi olan Ostim Yönetimi, Ostimli KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmak amacıyla her türlü faaliyeti öngörüyor, karar veriyor ve uyguluyor.
Ostim Yönetimi; bölgenin markalaşması için Ostim’de faaliyet gösteren 5 bin KOBİ’nin, ihtiyaçlarını karşılayacak etkin yapılar kuruyor, projeler üretiyor ve böylece işletmelerin iç ve dış pazarlardaki rekabet güçlerini yükseltiyor.
Kapıları Açan Adres
"Adreslerimizde Ostim yazması yurtdışında bize birçok kapıyı açıyor.” Firmaların bu sözleri 100 ayrı iş kolunun ve 5 bin işletmenin bulunduğu Ostim Organize Sanayi Bölgesi'ni marka yaratma girişimine sürükledi.
Ankara Batıkent’te küçük bir sanayi bölgesi olarak yaklaşık 40 yıl önce temelleri atılan ve bugün 5 bin işletmenin bulunduğu dev bir organize sanayi bölgesi haline gelen “Ostim” tescilli bir marka oldu. Türkiye'de 550 alt sektörde tescil ettirilen Ostim markası bundan böyle lisans hakkını ödeyen işletmeler tarafından sakızdan, sıvı yağa, elektronik eşyadan, kaleme kadar her türlü üründe kullanılabilecek.
Ostim Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, "Ostim markalı ürünler ile yurtdışı pazarlarda firmaların daha çok şansları olacak. Yapısal şekliyle Ostim'in yüzde 90’ını 10 ila altı çalışana sahip işletmeler oluşturuyor. Bu işletmelerin bireysel olarak markalaşması zordu. İşletmeler bir araya geldiğinde, ortaya dev bir fabrika çıkıyor" dedi.
Tümü KOBİ niteliğinde olan Ostim firmalarının her biri özellikle imalat alanında bir bütünün parçaları gibi çalışıyor ve her biri bir sürecin parçası niteliği taşıyor. Ostim’e özgü bölgesel markalaşma sürecini anlatan Aydın, “Ostim’de üretilen ürünlerin kalitesi ve imajı bireysel değil kolektif bir çalışmanın sonucudur. Dolayısıyla Ostimli KOBİ’lerin markalaşma sürecinin birbirine bağımlı bir yanı da vardır. Bu bağımlılık tüketici değil tam tersine sinerjik bir potansiyeldir” dedi. Ostim markasının yönetimin, “Sanal Fabrika Ostim” vizyonu çerçevesinde yürütülen stratejilerden biri olduğunu vurgulayan Aydın, bunun Türkiye’nin ilk bölgesel markalaşma hareketi olduğunu belirtti.
Dinamik İleri Üretim, Hizmet Ve Güven
Aydın, markalaşma çalışmalarına ilişkin olarak şunları söyledi:
“Markalaşmaya yönelik projemiz uzun vadeli bir projedir. İlk aşamada Ostim’de yer alan firmaların kullanımına açılan ‘Ostim’ markası, artık tüm Türkiye’den taliplilere açık durumdadır. Bu sayede beklenen etkinin gücünün daha da büyük olması hedeflenmektedir. Ulaşabilinecek en uç nokta, tüm alt sınıflarda Ostim markasının kullanılmasıdır. Bu gerçekleştiğinde, çikletin üzerinde, sıvı yağın üzerinde, başka bir yerde bir elektronik eşyanın üzerinde veya herhangi bir makine için aldığınız yedek parçanın üzerinde, bir kalemin üzerinde, kısaca etrafta gördüğümüz her şeyin üzerinde Ostim markasını göreceğiz. Bu tek bir firmanın elde edemeyeceği bir güçtür.”
Marka Ve Patent Çalışması Yapılıyor
Ostim markası TPE tarafından belirlenmiş tüm, 45 sınıfta, tescillenmiş bulunuyor.
Ostim markası 45 ana sınıf ve yaklaşık 550 alt sınıfın tamamında tescilli olarak, proje kapsamında, kendi üretim sınıflarında sadece Ostim sınırlarında yer alan firmaların girdiği bir ihale yapıldı. Bu ihale sonucunda yaklaşık 20 firma 3’er yıllık dönemler olmak üzere ürün veya hizmetlerinde Ostim markasını kullanmak için lisans aldılar. Daha sonra gelen talepler üzerinde çeşitli firmalara kendi hizmet alanlarında marka kullanım lisansları verildi. Şu an 26 firma ürün ve hizmetlerinde Ostim markasını kullanma lisansına sahip.
Yerel Ve Küresel Ölçekte Biliniyor
Öncelikle Ostim’in bölgesel ve ülke düzeyinde bilinilirliği faaliyet gösteren 5 bin işletmenin müşteri sayısına ve 40 bin çalışanın etki alanına eşdeğer. Yine Ostim, ülkemizin en eski sanayi bölgelerinden ve başkent Ankara’nın hemen içinde oluşu ile merkezi idareye yakınlığı, mesleki ve sivil toplum kuruluşları olan işbirlikleri ve yabancı iş heyetlerinin ziyaretleri ile adını ülke ve yurt dışında daha iyi duyurabilmesini sağlıyor.
Bunlara bir de kuruluşunun eski o(tarihçesi hariç). Ankara ve civarında, Ostim adı üretim olarak bilinmektedir. Özellikle bölgesel kamuoyuna “sanayi bölgesi” ya da “imalat” diye sorulduğunda alınan ilk cevap şüphesiz “Ostim”dir.
İş makinası ve yedek parça, makine, metal işleme, kauçuk ve plastik sektörlerindeki uzmanlıkları nedeniyle tüm il ve ilçe belediyelerinde, savunma sanayinde, ulaştırma, inşaat, çeşitli mühendislik sektörlerinde yüksek oranda bilinmektedir.
Bölgenin ülkemizin başkentinde yer alması da ayrı bir avantaj sağlamıştır. Bu sayede gelen yabancı heyetlerin ziyaretleri oldukça fazladır.
Ostim’in Marka Bilinirliliği Yükseliyor…
Bir bölgenin, bir üretim merkezinin adı olan Ostim, artık bir marka olarak piyasada yer almaya başladı. Projenin başlamasından ve markalı ürünlerin piyasaya çıkmasından bugüne çok uzun bir süre geçmemiştir. Fakat geçmişten bu yana, piyasadan gelen marka talepleri, çok kısa sürece özellikle de lisanslı firmaların sayısının artması ve markalı ürünlerin çoğalması ile Ostim’in artık bir marka olarak bilinirliğinin çok büyük oranda artacağına işaret etmektedir. Yaklaşık 40 yıldır bilinen Ostim, bölgesel markalaşma ile yeni atılımlar yapabilecektir.
Global rekabet şartlarında gittikçe önem kazanan kalite şartlarına uygunluk Q Ostim projemizle birlikte bölgemizde yerleştikçe güvenilirlik ve bilinirlik de artacaktır.
Özellikle teknopark, ODAGEM, İnternet İletişim Ağı, O2B Bilgi Ağları projelerimiz bölgemizde Ar-Ge ve ürün geliştirme faaliyetlerini hızlandıracak; katma değeri yüksek, buluşçu, yenilikçi üretim ve ürünler artacaktır.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Yarışmanın Amacı:
Anadolu Markaları 2006, Türkiye’nin dört bir yanındaki başarılı markaları bir araya getirirken, en etkili markalaşma stratejileri de ödüllendiriliyor. Yarışmaya patent ve marka başvurusu yapılmış bir markası olan firmalar katılıyor. Yarışmayı düzenleyen organizatör kurula göre projenin amacı; ‘Anadolu’da marka bilincini yerleştirmek, markalaşma konusunu öne çıkarmak, marka olma yolunda giden başarı öykülerini bir araya getirip bu yolla diğer Anadolu şirketlerine modeller yaratmak.’
ÖN JÜRİ:
M. Rauf Ateş, Talat Yeşiloğlu, Kaan Onat, Atilla Yavaşal
BÜYÜK JÜRİ:
Fatoş Karahasan, Prof. Dr. Arman Kırım, Ali Atıf Bir, M. Rauf Ateş, Prof. Dr. Selime Sezgin, Prof. Dr. Barış Tan, Talat Yeşiloğlu, Kaan Onat, Atilla Yavaşal, Prof. Donald Sull (London Business School), Steve Rivkin, Prof. Dr. Lerzan Aksoy, ESİAD’ın genel sekreteri Prof. Dr. Mustafa Yaşar Tınar (Ege Üniversitesi’nden, Anadolu’yu iyi biliyor), TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi. Sanayi Bakanı Ali Coşkun, Avrupa Birliği Türkiye Sorumlusu ve Dünya Bankası Türkiye sorumlusu