Ankara'da Uluslararası Buluşma
Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu GIZ’in (Deutsche Gesellschaft für Internationale Zusammenarbeit GmbH) işbirliğinde, OSTİM ve KOSGEB tarafından ortaklaşa düzenlenen “Sanayi Bölgelerinde Sürdürülebilirliğe Geçiş” temalı uluslararası konferans Ankara’da gerçekleştirildi.
OSTİM uluslararası bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Hindistan, Endonezya ve Çin‘in ardından dördüncüsüne imza atılan Sanayi Bölgelerinde Sürdürülebilirliğe Geçiş Konferansı’na; GIZ ve ortak kurum temsilcilerinin yanı sıra Türkiye, Çin, Myanmar, Hindistan, Mısır, Tunus, Fas, Kostarika, Meksika, İsviçre, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerden 200‘e yakın isim katıldı.
“Tecrübeleri ülkemize kazandırmak istiyoruz”
Konferansın açılış konuşmasını yapan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, “Havanın, suyun ve çevrenin bozulduğu bir ortamda, sürdürülebilir bir ekonomi ve dünyanın kurulmasıyla ilgili olarak da çaba sarf etme zorunluluğu ve sorumluluğu hissettik.” dedi. Aydın, geçtiğimiz yıl OSTİM olarak Hindistan’daki toplantıya katıldıklarını, oradan edindikleri tecrübeleri, OSTİM’e ve ülkemizdeki diğer sanayi bölgelerine taşımak istediklerini bildirdi. Orhan Aydın, yaşanabilir bir dünyanın oluşması için Sürdürülebilir Sanayi Bölgesi Raporu hazırlama konusunda çalışma yürüttüklerini aktardı. OSTİM’i temiz üretim bölgesine dönüştürmek hedeflediklerini vurgulayan Aydın, “Sürdürülebilir politikaların üretilmesi için çabalıyoruz. Sürdürülebilirlik hepimizin sorumluluğu.” diye konuştu.
OSTİM Başkanı, bir Kızılderilinin mektubunda geçen, “Son ağaç kesildiğinde, son nehir zehirlendiğinde, son balık öldüğünde; paranın yenilemeyeceğini göreceksiniz.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
“GIZ, temel oyuncudur”
Almanya Büyükelçiliği Müsteşarı Thomas Kurz, sanayi alanlarının, sanayileşmenin itici gücü olduğunu anımsattı. Bu alanların özellikle KOBİ’lere altyapı ve ortak kullanım alanı sağladığına işaret eden Alman bürokrat, “Atık yönetimi, lojistik, enerji etkinliği ve çevresel konular firmaların etkin üretim alanında önemlidir. GIZ, Türkiye’de ikili teknik işbirliğinin 1969’dan bu yana temel oyuncusudur.” açıklamasını yaptı. Kurz ayrıca, GIZ’ın, kapasite geliştirme, mesleki eğitim, sürdürülebilir sanayi ve çeşitli başlıklarda 400’den fazla proje gerçekleştirdiğini söyledi.
Teknopark etkisi
GIZ Türkiye Direktörü Carl Taestensen, Türkiye’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kurumun, dünya üzerinde yapıcı ortaklıkları olduğunu ve sürdürülebilir ekonomik gelişmeye katkıda bulunduğunu belirten Taestensen şu görüşlere yer verdi: “Sürdürülebilir ekonomik kalkınma, sanayi alanları başta olmak üzere gelişmenin en önemli faktörüdür, sanayi kalkınmanın itici gücüdür. Bununla beraber çevresel konularda belli başlı zorluklar var. Bu konular sıklıkla bir çok enerjinin kullanılmasından kaynaklanıyor. Belli başlı mevzuatlarla beraber teknoparklarla birlikte bu zorlukların üstesinden gelinmeye başlanmıştır. Bu konferans, sürdürülebilir ekonomik gelişme için önemli adımların atılmasını sağlayacaktır.”
212 OSB işletme aşamasında
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Genel Sekreteri Ali Yüksel konuşmasında OSB’lere ilişkin verileri aktardı. Türkiye’de 50 yıla yakın bir süredir OSB’lerin var olduğunu bildiren Yüksel, “2014 itibarıyla toplam 289 OSB var ve bunların 212’si işletme aşamasında. Toplam OSB alanı 81.319 hektar. Tekirdağ, kişi başına üretilen OSB arsası sıralamasında ilk sırada.” dedi. Ali Yüksel ayrıca OSB’lere elektrik, su doğalgaz işletme haklarının kanunlarla verildiğinin altını çizerek, “Su temini için de yasal düzenleme bekliyoruz.” talebini seslendirdi.
Atık yönetimi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre genel Müdür Yardımcısı Sabahattin Dökmeci ise doğal kaynakların sınırsız olmadığını, bozulan ekolojik dengenin yeniden teşekkülünün zor olduğuna değindi. Dökmeci, “Ülkemizdeki hızlı ekonomik büyüme, artan miktarda atıklara yol açmaktadır. Atık yönetimi, kıt olan enerji ve hammadde kaynaklarının maksimum şekilde kullanılmasını sağlamaktadır.” görüşünü dile getirdi.
“Önce kendi evimizi süpürmeliyiz”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, dünyanın 7 milyarı aşan nüfusuna dikkat çekerek insanlığın her geçen gün artan ihtirasının, dünyayı sürdürülebilirlik anlamında son derece sıkıntılı durumlara soktuğuna işaret etti. “Nüfusu ve paralel olarak gelir düzeyi artan dünyanın ihtiyaçlarını karşılamamız mümkün olmayacak, dünya, israf ve lüksü karşılayamayacak. Sanayiciler olarak öncelikle kendi evimizi süpürmemiz gerekir.” diyen Özdebir, OSB’leri ülkemizin geliştirdiği bir model olarak dünyaya örnek olması gereken bir yapı olarak niteledi.
Sadece sıvı atıkları arıtmanın, katı atıkları depolayıp bertaraf etmenin sürdürülebilirlik açısından yeterli olmadığını savunan ASO Başkanı, insanoğlunun yaptığı her ekonomik faaliyetin kirlilik doğurduğunu, bunun minimuma indirilmesi gerektiğini kaydetti. Özdebir, şu önerileri sıraladı: “Minimun atık hedeflemeliyiz, atıkların geri dönüşümünü sağlamalıyız, kullandığımız enerjiden malzemeye kadar çok dikkat etmeliyiz. İnsanlığın istekleri arttığı sürece, sanayi üretime mecburdur. Sadece sanayi bölgelerinin sürdürülebilir olması yetmiyor. Bunun bir kavram olarak tüm insanlığın kafasında yer etmesi gerekiyor.”
“İşletme başarıları topluma yayılmalı”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım da “Geri kazanımın mantığını ve önemini kavramış olmalıyız. Gelişmiş ülkeler tarafından yeni politika arayışları başlatılmıştır. Bir çok ülkede doğal kaynakların minimum kullanımına yönelik uygulamalar görülmektedir. Bugüne kadar üretim sistemlerinde yalnızca işletmeler düzeyinde başarılar elde edilmiş ancak topluma yaygınlaştırılamamıştır.” dedi. Yıldırım, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli alanlarından biri olarak yeşil sanayi alanlarını gösterdi.
