Enerjiye Yerli Katkı Hareketi
Ortak platform kuran enerji sektörü temsilcileri, sektörde dışa bağımlı yapıyı azaltmak için harekete geçti. Ostim Yenilenebilir Enerji Kümelenmesinin de içinde bulunduğu platform, Ostim OSB’de yaptığı ilk toplantısında Savunma Sanayi ve sağlık alanlarında başarı ile uygulanan ithalatta Offset (yerli katkı) yönteminin enerji sektöründe de uygulanmasını istedi.
Küresel ekonomik sistemde birçok ülke ekonomik çıkarlarını korumak adına kendilerine özgü uygulamalara başvuruyor. Bu uygulamalardan biri de ithalatta ‘yerli katkı payı’ yani “Offset” uygulamaları.
“Yurt dışından yapılan kamu alım ve yatırımlarında yerli sanayiye iş payı verilmesi, ürün veya hizmet ihracatı sağlanması, teknoloji kazanımı ve yatırım yapılması uygulamalarıyla, yapılan harcamaların ulusal ekonomiye belli oranda geri dönüşünün sağlanması” olarak tanımlanan ve ülkemizde Savunma Sanayi ve sağlık alanlarında başarıyla hayata geçirilen offset uygulamasının enerji alanında da gündeme geliyor.
OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi öncülüğünde başlatılan çalışma ile bir araya gelen enerji sektörü temsilcileri Türkiye’de enerji alanında yerli katkı payı uygulamasının kanunlaştırılarak yürürlüğe girmesini istiyor.
Ostim OSB’de geçtiğimiz günlerde yapılan “Yenilenebilir Enerjide Offset Çalıştayı” nda görüşlerini dile getiren platform üyeleri, sektörde faaliyet gösteren yerli üreticilerin desteklenmesini ve böylece cari açığın ortalama 55 milyar dolarını oluşturan enerji harcamalarının azaltılmasını istiyor.
Çalıştayın açılışında konuşan OSTİM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Sedat Çelikdoğan, genel olarak offset kavramı ve Türkiye’de şu ana kadar yapılan uygulamalardan örnekler verdi. Türkiye’de bu anlamda en iyi çalışmanın Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Çelikdoğan, en son tank motoru projesinde yerli katkı oranının %70’e kadar çıkarıldığını belirtti.
Çelikdoğan, OSTİM olarak bu konuyu neden bu kadar önemsediklerini de şu sözlerle açıkladı; “OSTİM offset uygulamasının faydasını direk olarak görmüş bir kurumdur. Burada kümelenme çalışmalarımız var, savunma alanında da bir kümlenme çalışmamız var. Buradaki firmalarımız savunma sanayine iş yapıyorlar. Boeing, Alp Havacılık, TAI, Roketsan gibi ana yüklenicilere iş yapan firmalarımız var. Bu firmalar nereden geldi derseniz, işte tüm bu büyük ana yüklenici konumundaki firmalar Offset uygulamasıyla oluşmuş firmalardır. Buradan da anlaşılacağı gibi Offset yerli üretimi arttırmanın en uygun yoludur.”
Türkiye’nin 2023 hedefleri içinde 600 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi olduğunu ve bunun 70 milyar dolarını enerji sektör yatırımlarının oluşturduğunu söyleyen Çelikdoğan; “Bu alanda en az %50 offset uyguladığımız takdirde ülkemize kalacak para yıllık 30 milyar dolar yapıyor. Bu 30 milyar dolarlık kazanım için offset kanununun çıkması şart. Biz özellikle dış ticaret açığını kapatmada offsetin bir çıkış yolu olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Toplantıya katılan ve enerji sektöründe faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütleri de offset kanununun bir an önce çıkması konusunda yapılacak çalışmalara gönüllü olarak katkı vereceklerini belirttiler.
Mustafa Serdar Ataseven -
(Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı)
“Biz öncelikle yan sanayimizi geliştirmeliyiz. Örneğin, teşvik kanunu çıktı ama %100 yerliyi destekler şekilde çıktı. Dünyanın hiçbir yerinde de, rüzgâr enerjisi açısından değerlendirirsek, %100’ü bir ülkede üretilebilen bir rüzgâr türbini yok. Mutlaka bazı kompanentler yurt dışından geliyor. Geçen yıl yerli teşvikle ilgili kanun çıktı, akabinde de haziran ayı içinde yönetmelik yayımlandı, buna rağmen şu anda yerli teşvik dahi uygulanabilir değil, yani sadece kağıt üzerinde kaldı. Şu anda yerli teşvikten faydalanan hiçbir firma yok. Biz hep şunu savunduk, türbinin tamamının yerli olmasını ilk başta şart koymayalım. Buna belli bir geçiş süreci tanıyalım. Öncelikle yan sanayimizi geliştirelim, çünkü siz Türkiye’de bir türbin geliştirirseniz ve eğer bunu ticarileştiremezseniz bu laboratuar çalışmasından öteye gitmiyor. Bu anlamda Çinliler başarılı oluyorlar neden, çünkü türbininin yanında finansman modeliyle de geliyorlar. Ülkemizde çok ciddi potansiyel var, lisanslanmış veya lisanslanacak olan 11 bin megavat rüzgar potansiyeli var. Bu Avrupa için çok ciddi bir pazar. Türkiye’de kendi sanayimizi üretmek için de ciddi bir pazar. Öncelikle yan sanayimizi geliştirip daha sonraki aşamada da %100 yerli kendi türbinimizi üretmek mümkün olabilir. Bizim Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği olarak görüşümüz budur. Öncelikle dışarıdan da gelse yerli teşviklerden faydalansın, böylelikle yan sanayimiz gelişir. Offsete de %100 destek veriyoruz.”
Haluk Direskeneli-(Makine Mühendisleri Odası)
“Biz Makine Mühendisleri Odası olarak Makine Mühendislerinin iş bulmasını isteriz. Makine Mühendisleri için istihdam isteriz. Genç mühendisler için istihdam, ileri yaşta kendi işini kurmuş olan işveren mühendislerin de iş alabilmelerini isteriz. İşveren mühendisler iş alacak ki genç mühendisler de iş bulacak. OSTİM’in çalışmalarını büyük memnuniyetle izliyoruz. Destek olmak için de her şeyi yaparız. Enerji sektöründe rüzgâr, güneş, hes, termik, nükleer enerjiler var. Biz oda olarak termik santrallere kesinlikle karşı değiliz. Nükleer santral yapımına da kesinlikle karşı değiliz. HES yapılsın, tüm bunlar kurallara uygun olsun, ÇED’e uygun olsun. ÇED’i alınsın EPDK’dan lisansı alınsın, lisans alındıktan sonra kurallara uygun yapılsın, hiçbir şey yangından mal kaçırır gibi yapılmasın. Hepimiz rüzgârda çok büyük offset imkanları olduğunu biliyoruz. Güneşte fotovoltaik olur, termodinamik olur, termik olur, onda da büyük bir imkân var. Türkiye’de güneş dediğimiz zaman Alman teknolojisi ile Çin makinesi geliyor akla. Bizim yaptığımız tek şey altına koyduğumuz taşıma konstrüksiyonu. Bunun üstüne çıkmamız lazım. Bunu nasıl engelleriz, yerli katkıyı nasıl arttırırız onu hep beraber ortak akılla düşünmeliyiz. Bu işlerin olabilmesi için yatırımcının bu işe inanması lazım. Yatırımcıya finansman veren finansörlerin bu işe inanması lazım. Biz geçmişte Türk finansmancıların yabancı ekipmanlara finansman verdiklerini gördük. Bunu bir şekilde engellememiz şart.”
Taşkın Kızılok – (RESSİAD Yön Kur Üyesi)
“Ben enerji sektöründe bir şirkette de genel müdür yardımcısıyım, aynı zamanda Rüzgar Enerjisi Ve Su Santralleri İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesiyim. İki taraftan da baktığımız zaman tabi ki biz de yerli katkıyı destekler bir pozisyondayız. Yerli katkının öncelikle yaratılmasını ve daha sonra da arttırılmasını destekliyoruz. Halihazırda rüzgarda var olan teşvik uygulanamıyor. Bu konudan biz de muzdaribiz. Sonuçta yatırım tarafından da baksanız STK gözüyle de baksanız o teşvikten faydalanamadığınız için kendimize gelecek finansman tarafında bir yol kat edemiyoruz. Ayrıca ne size bu hizmeti verecek yerli bir ortak ne de yerli bir yatırımcı bulabiliyorsunuz. Bu yüzden biz de Offset uygulamasını destekliyoruz. Mevzuat geliştirilmesi veya lobi faaliyetleri gibi çalışmalarda biz de artık daha yoğun bir katılım göstermek isteriz.”
Mustafa Alpay – (MÜSİAD Üyesi Sanayici)
“MÜSİAD olarak görüşümüz yerli katkı payı oranlarının muhakkak ki karşılanması. Bu oranın da % 50’nin üzerine çıkarılması için üzerimize nasıl bir görev düşerse yapmaya hazırız. Yalnız yerli katkı payı derken, biz zaten yabancıya mahkûm olmuşuz, buna karşı boynu bükük bir istek içindeyiz gibi duruyor. Benim teklifim bunun başlığını değiştirerek yeni bir kamuoyu oluşturmak, yabancı katkı payını azaltmak. Maalesef ülkemizde bürokrasiyle ilgili ciddi sıkıntılar var. Ben buradaki hassasiyetinize katılıyorum. Bu toplantıların başlığını yabancı katkı payı olarak değiştirip, bakanlıklarda ve kamuoyunda böyle bir çalışma yaparsak daha stratejik bir noktada olayı irdelemiş olacağız. Daha iyi netice alacağız kanaatindeyim. Yani yabancı katkı payının %40’larda %30’larda kalması şeklinde bir kamuoyu oluşturmaktan yanayım. En büyük sıkıntı yerli üretime sigortalama sıkıntısı. Bu çok ciddi bir sıkıntı. Sigorta şirketlerimiz genelde yabancı kaynaklı olduğu için yerli üretimlere engel çıkartıyorlar. Uluslar arası teknik kabiliyetler henüz ölçülmüş değil. Asya, Avrupa, Amerika standartlarını almış mı almamış mı diyerek bunları sigortalama yönünden kaçtıkları için kullanıcı da tercih etmekten kaçınıyor. Bunları topyekün olarak masaya yatırırsak daha iyi netice alacağımız kanaatindeyim.”
Kaan Güzelsu (Enerji Verimliliği Derneği Genel Müdür Yrd.)
“Enerji sektöründe yerli katkı payının arttırılması çalışmasını çok doğru bir proje olarak görüyoruz. Dernek olarak bu çalışmalara katkı sağlamayı çok isteriz. Zaten OSTİM Vakfı’nın da desteğiyle düzenleyeceğimiz ‘Yeşil Ekonomiye Geçiş Zirvesi Ve Fuarı’ ile insanlarımızı bu konuda bilinçlendirmeyi, düzenlenecek fuarla da üretici firmalarımızın farkındalığını arttırıp bu konuda bir an önce ciddi adımlar atılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Offset kanunu çıkmasını da destekliyoruz.”
Erdoğan Öktem-(Elektromekanik Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri)
“Savunma sanayinin bu kadar ileri gittiği bir dönemde özellikle Türkiye’de güç trafolarında büyük bir pazar var. Yani sizin yalnız enerjiyi üretmiş olmanız yetmiyor. Elektromekanik sanayi yenilenebilir enerji ekipmanlarının alt yapısını yapıyor. Dolayısıyla biz burada doğrudan doğruya ‘biz yenilenebilir enerji ekipmanlarında şöyle bir katkı koyabiliriz’ diyemiyoruz ama şöyle bir şey yapabiliriz, yüksek verimde elektrik motorları ve bunların offsetle desteklenmesini sağlayabiliriz. Ayrıca Türkiye’de yapılamayan 170 ve 380 Kilowatlık kesiciler, bunların da mutlaka offsetle desteklenmesini istiyoruz. Bu bizim açımızdan çok önemli. Bütün bunların yapılabilmesi için bir sanayi envanterine ihtiyacımız var. Sanayi bakanlığı ve sanayi odalarının envanterleri yok. Kim ne üretiyor kimse bilmiyor. Türkiye’yi tanımıyorlar. Bu açıdan biz bu toplantıları yaparak birbirimizi tanıyabilirsek çok faydalı olacaktır ama tanıyamazsak yaptığımız ve yapacağımız işler havada kalır. O açıdan ilk alınacak karar Sanayi Bakanlığının mutlaka bu envanteri yapması olmalı. Bu envanter sonunda da İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurulmalı, lojistik olarak desteklenmeli ve bir araya gelerek yenilenebilir enerji ekipmanlarında ne yapacağımızı siyasetçileri ve politikacıları bir araya getirerek görüşmeliyiz. Bu açıdan biz offseti her yönüyle destekliyoruz.”
Yıldırım Atasever – (OSTİM Yenilenebilir Enerji Kümesi Başkanı)
“Offset uygulamasına ek olarak başka birtakım isteklerimiz daha var. Geçen yıl Temmuz ayından itibaren devreye giren güneş enerji panellerinin su ısıtma kısmı için bir gözetim uygulaması geldi. Çin, geçen temmuza kadar çok ucuz fiyata su ısıtma için kullanılan güneş panellerinden veriyordu. Şimdi gözetim uygulamasıyla biraz kısıtlama oldu. Şu anda ben kendim güneş panelini ithal ediyorum. Ancak ithal etmekle birlikte biliyorum ki kümemdeki bir başka firma bu panelleri imal ediyor. Biz ondan almak istiyoruz. Fakat piyasa koşullarında rekabet şartlarıyla bu mümkün olmuyor. Ben kendi kolumu kesmek pahasına da olsa gözetim uygulamasının solar panellere de gelmesini istiyorum. Geçmişte OSTİM’de uyguladığımız, askeriyenin yurt dışından almış olduğu ürünler için bir sergi yapılmıştı. Ondan sonra da savunma yan sanayimiz biraz daha güçlenmeye başladı. Aynı tarzda bir sergiyi de talep etmekten yanayım. Tamamen yurt dışından aldığımız, gerek HES’lerde kullandığımız parçalar, gerekse HES’lerin dışında rüzgar türbinlerinde yurt dışından alınan parçaların alım miktarlarını, fiyatlarını ve kullanım miktarlarının bir sergisinin yapılması düşüncesindeyim.”
Abdullah Raşit Gülhan-(SİNERJİTÜRK )
“SİNERJİTÜRK, yakında bir STK olarak kurumsallaşacak daha çok genç bir yapı. 75 ülkede 250 bin Türk vatandaşını kapsıyor. Biz Türkiye’nin rekabetçi gücünü arttırmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin 2023 vizyonuna katkı sağlamayı, Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Sadece ileri teknoloji alanlarında çalışıyoruz. Bu alanlardan bir tanesi de enerji sektörü, bu sektöre katkı vermeye çalışıyoruz. Alaska’dan Yeni Zelanda’ya kadar birçok ülkede, her alanda ya akademisyen, ya profesyonel yönetici üyelerimiz var. Enerji sektöründe de oldukça fazla üyemiz var. Offset konusuna biz de destek vermek isteriz. Çabamız her şeyde lider olmaksa bizim offset’i alan değil veren ülke olmamız gerekir.”