İstihdam Koşusu OSTİM'le Başladı
OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, istihdamda ortaya çıkan tablonun nedeni olarak, ‘üretim odaklı politikasızlığı’ gösterdi. ASO Başkanı Nurettin Özdebir de “Bizler yatırım yapacağız, işlerimizi büyüteceğiz ki daha fazla insanı yanımızda çalıştırabilelim.” dedi.
Bölgedeki firmalar ile İŞKUR ve SGK temsilcilerinin katıldığı toplantıya ev sahipliği yapan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, istihdamın bölge açısından birinci öncelikler arasında yer aldığına dikkat çekti. Aydın, “Kurumumuz içerisinde, bir İstihdam Ofisimiz var. Biz yıllardır, İŞKUR’un yetkili bir istihdam ofisiyiz. Bütün gücümüzle işsiz insanlara iş bulmak için çaba sarf ediyoruz.” dedi.
Sanayicilerin çalıştıracak adam bulamadığını kaydeden Başkan Aydın şöyle konuştu: “Bir taraftan işsiz insanlarımız var bir taraftan da sanayicilerimiz diyor ki, ‘Biz adam arıyoruz bulamıyoruz’ şimdi birbirimizi tam anlayamadığımız bir yer var. Burada bizim de sanayi tarafından baktığımız zaman evet; aradığımız adamı bulamıyoruz. Okullar bizim istediğimiz adamı tam yetiştiremiyor. Bir sürü söyleyeceğimiz şeyler var. ‘Devletin politikaları üretim odaklı olmadığı için biz niye adam çalıştıralım?’ gibi bir sürü şey bulabiliriz.”
Sanayicilerin de muhasebe yapması gerektiğini dile getiren Aydın, bölgedeki istihdam çalışmalara değindi: “OSTİM’in kendine göre bir takım avantajları var. Ulaşım sorunu yok Allah’a şükür. OSTİM en çalışılabilir, en hızlı ulaşılabilir bir bölge. Bu şartlarda insanlarımıza, çalışanlarımıza iyi fırsatlar sunma açısından da OSTİM iyi bir yer diye düşünüyorum. Bizim OSTİM olarak organize sanayi bölgemiz kurumumuz içerisinde, bir İstihdam Ofisimiz var. Biz yıllardır, İŞKUR’un yetkili bir istihdam ofisiyiz. Bütün gücümüzle işsiz insanlara iş bulmak için çaba sarf ediyoruz.”
“Bir insana iş vermek ibadettir”
İşsizliğin doğurabileceği sosyal sonuçların da altını çizen, Orhan Aydın, “Bu adamın sokakta gezdiğini, boş durduğunu, hayal üretemediğini… Böyle bir senaryo yaptığımız zaman bu adam eninden sonunda bir gün bizim karşımıza çıkacak. Ya sokakta önümüze çıkacak ya arsız, hırsız olacak… Dolayısıyla bir insana iş vermek aş vermek baban göre bir ibadet. Bu konuda bizim firmalar olarak biraz daha fedakar davranmalıyız. Mevcut çalışanlarımıza sahip çıkmalıyız. Ben KOBİ’lerin, küçük işletmelerin büyüklerden daha fazla onlarla ilgilendiğine inanıyorum. Onları ağabey, kardeş, baba gibi kucakladıklarına ve onların sorunlarına eğildiklerini canı yürekten görüyorum, hissediyorum.” dedi.
“Üretimi birinci önceliğe almadık”
Son yıllarda istihdam konusunda devletin ciddi teşvikleri olduğunu vurgulayan Aydın, işsizlik oranının artışının nedeni olarak, ‘üretim odaklı politikasızlığı’ gösterdi.
Aydın sözlerini şöyle tamamladı: “Biz üretime önem vermedik, üretimi birinci önceliğe almadık. Yabancı ürünleri tercih ettik. Yabancı firmaların mallarını geldik ihaleleri onlara verdik. Aslında adamın içinden şöyle geliyor: İşsiz adamları götürün o firmalar çalıştırsın. Ama biz yine ülkemizin sorumluluklarını taşıyarak bu insanlara iş bulmak için firmalarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için, İŞKUR sağolsun şu anda devlet olarak hükümet olarak ciddi teşvik politikaları var. Çalıştırılan insanlara yönelik politikalar var. İnşallah hep beraber elimizden gelen biz en azından bölge olarak ülke olarak yapalım.”
“Yabancı malına bağımlılık yerliye engel oluyor”
ASO Başkanı Nurettin Özdebir ülkenin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, “Bunun yansımalarını da ekonomide görüyoruz ama şunu da unutmamamız lazım ki ekonomideki şartları hepimizin bireysel tercihleri oluşturmakta. Yabancı malına bağımlılığımız bizim yerli malını satın almamıza mani oluyor. Ekonominin temelini bizlerin tercihleri ve morali oluşturuyor.” dedi.
Çok zor bir yılın geride kaldığını anlatan Özdebir, şu görüşlere yer verdi: “Bütün bunların bizim moralimiz üzerindeki negatif etkisi de ekonomimize yansıdı ve buna bağlı olarak da işlerimizde daralma, ödemelerde aksamalar, finansmana erişim gibi bir sürü sıkıntılar yaşamaya başladık. Kurbağanın gözü çatlamaya başlamıştı ama devlet bunun farkına vararak bir seri tedbir aldı. Can suyu kredisinden tutun, nefes kredisinden bankaların üzerinde KGF’nin yüzde 100’e varan kefaletlerine kadar bir takım tedbirler aldı ama bunların bizim hayatımıza yansıması da biraz gecikmeli olarak devam ediyor. Kurumlar vergisinden yüzde 5 indirilmişti şimdi düzenli vergisini ödeyen gelir vergisi mükelleflerinden de yüzde 5 indirilecek, bütün bunlar piyasada daha fazla para kalması daha fazla yatırıma kaynak aktarılabilmesi, işlerin büyüyebilmesi için gerekli. Niye bunları yapıyoruz? Tabii ki ekonominin büyümesinin yanında ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesi olan istihdama da bir çare bulunabilmesi açısından yapıyoruz. Çünkü bizler yatırım yapacağız, işlerimizi büyüteceğiz ki daha fazla insanı yanımızda çalıştırabilelim.”
“Üretim Reform Paketi’nde birçok tedbir var”
Türkiye’nin tekrar hızlı büyüme sürecine girebileceğini ümit ettiğini bildiren Özdebir, “Bir insan evini geçindirecek parayı kazanabileceği bir işinin olması çok önemli. Burada 3 milyon 700 bin kişinin işsizliğinden bahsediyoruz, her geçen gün iş gücüne katılan gençlerimizin durumu, gençlerimizin yüzde 22.6’sı işsiz ve Kasım ayı itibariyle de işsiz sayısı 3 milyon 715 bin kişi. Aslında Türkiye ekonomisi bütün bu kötü şartlara rağmen istihdam oluşturmaya devam ediyor. Bir önceki yıla oranla aynı dönemde 980 bin kişiyi istihdam etmişiz ama buna rağmen işsizlik rakamları böyle. Genç nüfus, ülkenin en büyük avantajı olduğu kadar ekonominin daraldığı dönemlerde de en büyük riski oluşturmakta. Şu anda demografik penceremiz açısından bakıldığı zaman en yüksek iş gücüne katılımın olabileceği bir süreçten geçiyoruz ve bunun doğal bir sonucu olarak da her yıl 1 milyonun üzerinde gencimiz iş gücüne katılmakta, bunlara iş bulmak, aş bulmak, onların geçimlerini sağlayacak imkanları oluşturmamız lazım. Bizler biraz daha gayret edip, moralimizi yüksek tutup devletin şu anda açıklamakta olduğu yavaş yavaş devreye girmekte olan bugünlerde Meclis’e gelecek olan Üretim Reform Paketi var, o paket içerisinde de bizleri ilgilendiren, bizlerin önünü açacak birçok tedbir var. Bekliyoruz onları, o ümitlerimiz de gerçekleştiği zaman inşallah Türkiye’nin tekrar hızlı büyüme sürecine girebileceğini ümit ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Aradıkları elemanı bulamadıklarını ama bunun için de devletin ‘Sen al, yetiştir, yetiştirme sürecinde maaşı da benden olsun.’ dediğini ifade eden Özdebir, “Önümüzdeki öğretim yılından itibaren bizim OSTİM’de ve Sincan’da uyguladığımız OSB Projesi vardı, bu artık bir lise programı olarak kabul ediliyor, çocuklar haftada iki gün okula gidecekler üç gün veya dört gün iş yerine gidecekler bu süre içerisinde asgari ücretin üçte biri kadar bir harçlık verilecek, bu harçlığın üçte ikisi devlet tarafından verilecek, sigortaları devlet tarafından yapılacak, asgari ücretin altıda biri kadar işverene bir yükü olacak. Bu süre içerisinde bu insanlar yetişecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“Şubat ayında 10 bin talep karşılandı”
Toplantıya katılan Çalışma ve İŞKUR Ankara İl Müdürü Ahmet Taşan da işsizlere iş bulma konusunda büyük bir çaba içinde olduklarını vurguladı. Ankara’da 200 ayrı noktaya stand kurarak İŞKUR desteklerini anlatmaya çalıştıklarını belirten Taşan, “Şubat ayında işverenlerimiz 15 bin işçi talebinde bulundu. Bu talebin 10 binini karşıladık. Kalan kısmını da karşılamaya çalışıyoruz. Mesleki yeterlilik konusundaki sıkıntıları da sizlerle birlikte aşmaya çalışacağız.” dedi.
Suriyeli işçi çalıştırma koşulları
SGK Ankara İl Müdürü Tuncay Cevheroğlu, Suriyeli işçi çalıştırmaya ilişkin bilgiler aktardı. Kantarcı şu hususlara temas etti: “Suriyelilerin statüsü biraz daha farklıdır onlar geçici koruma statüsü olarak değerlendirilmektedir. Doyasıyla onlar da diğer çalışma izinleri gibi genel müdürlükten izin alınması gerekir. Ancak Suriyeli çalışma izinlerindeki başvurular ve istenen belgeler çok daha azdır ve erişimi çok daha kolaydır. Çalışma izni alınmadan Suriyeli çalıştırılması yasal değildir. Bir Suriyeli ancak geçici koruma statüsü tanınan ilde ikamet ediyorsa ancak orada çalışabilir. En az 6 ay orada bulunmuş olması gerekir. Bu 6 aylık süre 99 koduyla başlayan kimlik numarasını aldığı tarihten itibaren -bunun bir de Göç İdaresi Genel Müdürlüğü boyutu vardır- 6 ay geçtikten sonra müracaat etmek suretiyle Suriyeli çalıştırılması mümkündür.”