Kriz 2009’da daha ağır yaşanacak
TEPAV tarafından düzenlenen konferansta konuşan Ekonomi Politikaları Araştrıma Enstitüsü Direktörü Fatih Özatay küresel mali krizin ülkemizde ekonomik durgunluk, küçülme ve işsizlik gibi sonuçlar doğuracağını söyledi. Özatay, 2009’da krizin etkilerinin daha derin yaşanacağını ileri sürdü.
TÜRKİYE EKONOMİ POLİTİKALARI ARAŞTIRMA VAKFI (TEPAV) tarafından düzenlenen “Krizde ayakta kalmanın yolları” konulu toplantı OSTİM’deki Organize Sanayi Bölgesi Sanayici, İşadamı ve Yöneticileri Derneği (ORSİAD) toplantı salonunda yapıldı.
Ekonomist Özatay, küresel mali krizin ülkemizde ekonomik durgunluk, küçülme ve işsizlik gibi sonuçlar doğuracağını belirterek, 2009’da etkilerinin daha derin yaşanacağı öngörüsünde bulundu. Nüfus artışının yüksek olduğu bir ülkede büyümenin % 2’lerde kalmasının işsizlik ve bağlı olarak sosyal sorunlar da yaratabileceğini vurgulayan Özatay, “2001 krizinde arka planda batık bankalar, kamu açıkları vardı. Krizin arka planı hazırdı, Anayasa kitapçığı fırlatılmasa da o kriz olacaktı. Bugün ise güven sorunu var, cari açık var, küçülme var. Bankacılık sektörü o günlere göre daha sağlam. Faiz oranları, enflasyon oranı, kamu borcu daha az. Ancak özel a sektör dış borcu yüksek durumda. Özel sektörün borcu, alacaklarına göre 80 milyar daha fazla. Ekonomi küçülme trendine girdi” dedi.
Küresel durgunluktan daha çok etkilenmemize eden olan faktörlerin başında 2007 yılında ekonominin gündemden düşmesini gösteren Özatay, seçim atmosferinin, Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmalarının, kapatma davası ve benzer siyasi gelişmelerin ekonomide alınması gereken önlemleri ve reformları geciktirdiğini belirtti.
Özatay, “ne yapmalı” sorusuna karşılık önerilerini de şu şekilde sıraladı: “Öncelikle topluma güven verilmeli. Merkez bankası ve faiz enstrümanları kullanılmalı. Söylemlere dikkat etmeli. Ciddi bir ekonomik program olmalı ki, bu ancak IMF kontrolünde sağlanabilir. Elde edilecek kaynaklarla bir fon kurulabilir. 6-7 milyar dolarlık fon bile yeterlidir. KOBİ’lere yönelik kredi sağlamada kredi garanti fonu kefalet sistemi olarak kullanılabilir. Böylece küçük işletmelerin krediye kolay ulaşması sağlanabilir.”
Özatay daha sonra soruları yanıtladı. İşletmelerin birbirlerinden kopuk olarak alacakları önlemlerin sistemi tıkayabileceğini vurgulayan Özatay, “İşçi çıkarmak, projeleri askıya almak, üretimden vazgeçmek gibi önlemler sistemi daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. Bu tıpkı trafikte olduğu gibi kavşakta herkesin istediği yöne gitmek istemesi gibi kaos yaratır ve dolayısı ile tıkanmaya yol açar” dedi.