“METRO’ya hazırız…”
Raylı taşıma sistemleri diye adlandırılan metro ve tramvay araçları alanındaki alımların yerlileştirilmesi isteniyor. Raylı taşıt sistemleri sektöründe imalat yapan sektör temsilcileri Ostim OSB’de düzenlenen toplantıda gündemde olan Ankara Metrosu başta olmak üzere Türkiye’de kurulacak raylı ulaşım sistemlerinde yerli sanayicinin kapasitesini istişare ettiler.
Toplantıya Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı Sami Kabaş, Raylı Ulaşım Sistemleri Derneği (RAYDER) Genel Sekreteri Ahmet Gök, Ostim Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Ostim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan ile sektörün temsilcileri Hasan Sazcılar, Niyazi Sarımaden, M.Levent Ünal, Kürşat Dikili, İsmail Açar, Mehmet Emir Güray, Ercan Karakan, Halis Turgut, Mesut Çoban, Gökhan Tezgel, Koray Çankaya, Doğan Bozankaya, M.Taha Aydın katıldılar.
Raylı ulaşım sistemleri alanında Türkiye’nin önde gelen firma temsilcileri Ostim’dğeki istişare toplantısında yaptıkları sunumlarda kendi yeteneklerini ve potansiyellerini ortaya koyarken, Ulaştırma Bakanlığının gündeminde bulunan Ankara başta olmak üzere metro ve diğer şehiriçi raylı taşıma projeleri için yapılacak alımlara hazır oldukları mesajını verdiler.
ASO Başkanı Özdebir, raylı taşıma sistemlerinde yurtiçi potansiyelin değerlendirilmesinin Türk sanayi açısından önemli olduğunu, cari açığın kapatılması ve dışa bağımlılığın azaltılması için karar vericilerin, bürokratların ve sanayicilerin ortak sorumluluk taşıdığını kaydetti.
Sektör üreticileri ise gerek mühendislik, gerekse kalite açısından yerli üretimin raylı sistemleri kurmak için hazır olduğunu, sistemde kendilerine öncelik tanınması durumunda ülke ekonomisinin kazançlı çıkacağını, istihdam ve katma değer yaratacaklarını vurguladılar.
Toplantıda Durmazlar A.Ş, Bozankaya, Sazcılar, Turgutlar, Medel, Savronik, Kentkart, Özkan Demir Çelik, Kardeşler Elektrik, SKC Karbon LTD, Hızaltaş temsilcileri firmaların imalat ve üretim kapasitelerine ilişkin bilgiler verdiler.
İstişare toplantısından sonra yol haritası da belirlendi. Buna göre ASO Başkanı Nurettin Özdebir koordinatörlüğünde raylı ulaşım sistemlerine yönelik ürün imal eden firmaların ürün çeşitleri, yetenek ve potansiyelleri tespit edilecek. Yapılan çalışmaları takiben ilgili kurumların raylı ulaşım sistemi ihalelerinde “yüzdeyüz yerli alım ya da yüksek bir oranda yerli katkı ” tercih etmeleri konusunda hükümet ve diğer karar vericiler nezdinde girişimlerde bulunulacağı bildirildi.
“Tamamını yapacak güçteyiz”
Nurettin Özdebir (Ankara Sanayi Odası Başkanı)
“Bursa’da Durmazlar’ın çok güzel bir çalışması var, onu gördüm ve hayran oldum gerçekten. Ama bunu bizim ülkemizde yapabilecek kabiliyette birçok firma var. Sizler onlardansınız. Bir araya gelip neyi yapabiliriz, bunu biraz daha ortak bir dil haline getirip bu işin peşini kovalayalım. Aksi taktirde projeleri çabuk gerçekleştirmek adına ilgili bakanlıklar hemen dışarıya siparişleri verecekler. Bunun önünü kesmemiz lazım. Bir yerden başlamamız lazım. Biz bunu kendi ülkemizde yapar, kendimiz kullanırsak o zaman başkalarına da satabiliriz. Kendimiz yapar da kendimiz kullanamaz, kendi ülkemize satamazsak başkalarına da satamayız.”
Ahmet Gök (RAYDER Genel Sekreteri)
“1994 yılından beri metro ve tramvay araçlarını neden ülkemizde üretmeyip dışarıdan alıyoruz sorusu benim içimi yakar, bunun gayreti içindeydik. O zaman 105 tane aracımız vardı bugün ulaşım A.Ş.de 400 civarında araç var. Ancak yaptığımız çalışmalarda da gördük ki gelecek 15 yıl içinde sadece İstanbul’a 3200 tane yeni araç gerekiyor. Bunu Türkiye geneline vurduğumuz zaman, 11 ilde raylı sistem var, 12 ilde de raylı sistem projeleri devam ediyor, 5250 tane metro ve tramvay aracı gerekecek ülkemize. Buna bizim sanayiciler olarak sahip çıkmamız gerekir. Sanayiciler bir araya gelerek önce kendi güçlerini ortaya koymalı, çünkü DLH olsun, ulaştırma bakanlığı olsun, bu araçların Türkiye’de yapılabileceğine inanmıyorlar. Halbuki ben fert fert birçok arkadaşımı yıllardır tanıyorum. Her biri kendi sahasında muhteşem işler yapan insanlar ama bir araya gelmediğimiz için, yapılan ihalelerden sonra acaba biz buradan ne alabiliriz diye firmanın etrafında dört dönüyoruz. Halbuki bu DLH da yapılacak olan 324 adet araç kredili değil, öz kaynakla çıkarılan araçlar. Burada eğer biz gücümüzü ortaya koyarsak, kendimiz belki tek başımıza bu ihaleye talip olabilecek bir sistem kuramayabiliriz başlangıçta, ama bu ihaleyi alacak olan 3 tane firma vardır. Kore ve Çinlikerin bu ihaleye girmelerini ben şahsen istemem, DLH da pek istemiyor. Biz burada öncelikle birbirimizi tanıyalım, ondan sonra ne yapabileceğimizi ortaya koyalım, belli bir strateji ortaya çıkaralım. OSTİM çok özel bir bölge. Birçok kuruluşu var kendi içinde. Bu araçların artık öyle bizim ulaşamayacağımız çok yüksek bir teknolojiye de ihtiyaçları yok. Bu sebeple kendi metro ve tramvay araçlarımızı kendimiz yapmak istiyoruz. Bunun için de bu sektörün yerli üreticilerini el ele vermesi şarttır.”
Orhan Aydın (OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı)
“OSTİM olarak bizler içimizde bulunan sektörlerin sorunlarına çözümler üretmek için çaba sarf ediyoruz. Bu çözüm için gerekli taraflar da aynı masanın etrafında oturabilirlerse çok hızlı çözümler üretilebiliyor. Burada çok önemli bir aktör var o da Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Türkiye de sanayileşme ve teknoloji transferi felsefesini bizim anladığımız ve beklediğimiz manada yöneten bir kurum olarak görüyoruz orayı. Diğer kamu kurumları ile kanunu farklı, evet kendine has kanunu var ama bu şartlar içinde SSM modeli aslında Türkiye’nin sanayileşme modelidir. Yani yerli, üretim ve sıfırdan tasarım dahil bunu ülkemizde nasıl yapabiliriz sorusunun cevabını savunma sanayi bulabiliyor. Buradaki örnekle diğer kurumları mukayese ettiğimiz zaman da bir uçurum ortaya çıkıyor. Bizim yönetmeliğimiz buna uymuyor, kanunumuz elvermiyor, ihale şartnamesi uygun gelmiyor, bizim bunu 2014 yılında yürütmemiz lazım yetişmiyor laflarıyla bizim milyar dolarlarımızı yurt dışına gönderen bir başka durum var. Dinlediğiniz zaman herkes haklı, herkes önündeki kitabı okuyor, ama bizim paralarımız yurt dışına gidiyor. Böylece biz bunlara çözüm üretmek için OSTİM OSB olarak biraz da boyumuzu aşan işlerle uğraşıyoruz. Ama bütün bu çalışmaların sonunda SSM nezdinde bizim kümemiz şu anda Ankara da savunma havacılık sanayi bölgesinin kurulmasına ve Türkiye’deki yerli uçak üretiminin tasarlandığı merkezin tasarımının orta yerine oturdu. OSTİM OSB olarak bu işte pazarla, ihaleyle, alışverişle hiçbir ilişkimiz yok. Biz bir OSB olarak kar amacı gütmeyen bir kuruluşuz. Sadece buradaki firmalarımızın temsilcisi ve sesiyiz. Benim metroyla, ihaleyle, sizlerin yaptığınız işlerle hiçbir alakam yok. Amacımız ülkemizde buradaki uçağa parça yapabilen, dünyanın öbür ucuna parça gönderebilen sanayicimizin raylı sistem taşıtlarını da yapabileceğini göstermektir. Savunma sanayi mantığından gidiyoruz. Orada oluyorsa burada da olur. Bizim bürokratlarımız bakın bizim sanayimizde bu işi yapabilecek bir sürü firma var, aslında bizim bu işin bütününe soyunmamız lazım, firmalarımızın bu kapasitesi var. Bu tabi sizlerin neler düşündüğünüze, nerede durmak istediğinize bağlı. Bizim yerli sanayimizin mutlaka bu işlerden bir pay alması lazım, bu bizi çok mutlu edecektir. Biz bu işe milli duygularımızla gönül koyduk. Sürekli bunun takipçisi olan, gündeme taşıyan bir kurumuz ve bu işin arkasını da hiç bırakmayacağız. Yerli sanayi, yerli üretim, teknoloji üretimi olmadan burada bu ülkede özgür olarak yaşama şansımız olmadığını biliyoruz. Hiçbir beklentimiz olmadan bu milli konuyu en yüksek sesle kamuya, bakanlıklara, başbakanlığa taşıyacağız.”
Taha Aydın (Durmazlar Raylı Sistem Teknik Koordinatörü)
Bu projeler teknikten önce siyasi irade gerektiriyor. Arkasında siyasi irade olmadan bu işin yürütülmesi mümkün değil. Devlet desteği ve siyasi iradenin desteği şart. Çünkü bu ürünün alıcısı kim devlet Devlet ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri. Yani birilerinin bunu desteklemesi gerekecek. ‘Ben şu projeyi istiyorum’ diyecek. Örneğin şu anda Ankara metro araçları alımı bizim için büyük bir şans, bu imal edilebilir mi; evet hem de %100 imal edilebilir. Bir kısmı ithal edilebilir tabi. Bunu yapan firmalarımız var. Bizim işimizde %100 dizayn ve %100 imalat ilk defa yapıldı. Ne için yapılıyor? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki; ‘kardeşim ben seçilirsem, kendi tramvayımı ve metromu kendim yapacağım ve döviz Bursa’da kalacak ve Bursa’da bu sektöre sahip olacak’ diye bir söylemle çıkıyor. Ve Durmazlar da ‘evet’ diyor, ‘siz haklısınız, Türkiye’nin buna ihtiyacı var biz de size destek verelim’. Durmazlar kaç milyon Euroluk yatırım yaptı ama halen 5 kuruş para almış da değil. Yani her şey karşılıklı etkileşim içinde, siyasi irade var, arkasından özel sektör desteği var ve başarı da var sonucunda. Durmazlar bünyesinde 60’tan fazla sadece ar-ge kadrosu var. Kendi yazılımını yapabilen bir firma, önemli olan da yazılımdır zaten, her yerini yapın ama yazılımınızı siz yapamıyorsanız araç sizin değildir. Durmazlar’ın en önemli özelliği kendi yazılımını kendisi yapabilen bir şirket olmasıdır. O sebeple bu proje Durmazlar’la ortak yürütülüyor. Türk sanayisi ve mühendisliği bu işin altından kalkmaya kesinlikle hazırdır. Ankara’da, İstanbul’da, Bursa’da hazır. Yeter ki görev verilsin, sorumluluk verilsin.”