Savunma sanayi tedarikçisi ilgi bekliyor…
• Savunma sanayine yönelik imalat yapan Ostim’li firmalar arasında sektöre ilişkin bir inceleme yapıldı. Savunma sanayi ana firmalarına imalat yapan işletmelerin sahip ve yöneticilerinin ortak ifadelerinden yola çıkarak aşağıdaki tespitler oluşturuldu.
•Savunma sanayine yönelik imalat yapan Ostim’li firmalar arasında sektöre ilişkin bir inceleme yapıldı. Savunma sanayi ana firmalarına imalat yapan işletmelerin sahip ve yöneticilerinin ortak ifadelerinden yola çıkarak aşağıdaki tespitler oluşturuldu.
Sektörün genel görünümü
Savunma sanayinde temel olarak dışa bağımlıyız. Kimi ülkelerin kullandığı ürünlerin bir alt versiyonu olan parçaların imalatı know how sistemi ile talep ediliyor. Savunma sanayi firmaları bu ürünler üzerinde ana projeyi oluşturuyor. Projenin parçaları da yan sanayilere makine kapasitesine ve deneyimine göre dağıtılıyor. Bölgemizdeki KOBİ’ler de bu sistemle savunma sanayi ana firmalarına hizmet veriyor.
KOBİ’lerin savunma sanayi ana firmalarına hizmet verebilmesinin bazı şartlara tabii olduğu gerçeği var. Firmanın öncelikle altyapı ve makine parkının uygun olması lazım. Kalifiye personel çalıştırması, ISO 9001 kalite yönetim sistemine geçmiş olması ve ana savunma sanayi firmalarının kalite kontrol sistemlerine uyumlu çalışabilmesi lazım.
Savunma sanayi sektörünü genel olarak değerlendirecek olursak; bu sektörde dünya koşuyor, biz yürüyoruz. Yine de, durmadığımız için bu halimize şükrediyoruz. Büyüme sürecindeyiz. Dileğimiz, gelecekte koşanların arasına ülke olarak bizim de katılmamız.
• Sektörün sorunları?
Sektörün sorunları hakkında bu sektöre hizmet verenler aracılığı ile bilgi sahibi olabiliyoruz. Gözlemlerimize ve izlenimlerimize göre çözülemeyen önemli bazı sorunları var.
Başta, KOBİ’lere babalık yapmak üzere görev yapan KOSGEB’in eksikleri var. Ostim’deki KOSGEB merkezinde sanayicilere değişik hizmetler sunuluyordu. Sanayicilerin günlük olarak yararlanması gereken bir laboratuar hizmeti vardı. Bu laboratuar hizmeti şimdi tamamen durduruldu. Malzemelerin kimyasal analizleri yapılamıyor. Yüzey pürüzlülük işlemleri yaptıramıyor. İmalâtta kullanılan CNC koordinat ölçme cihazı yok. Bu ölçümler için firmaları başka yere yönlendiriyorlar. Biz istiyoruz ki, savunma sanayine ürün verebilen firmaların edinemedikleri pahalı bir ünite KOSGEB’in laboratuarlarında olsun. Oradan hizmet alsınlar. Şimdi bu analiz ve laboratuar hizmetlerini Sincan’a yönlendirdiler.
İkinci husus; KOBİ’lere parasal destek konusunda hükümetler bir fon ayırıyor. Geçmişte uygulamalarını gördüğümüz gibi. O fonun yüzde 98’i o fondan istifade etmesi gerekmeyen, o fonlara ihtiyacı olmayan kesimlere yönlendirilmiş, yüzde 8’i gerçek KOBİ’lere yönlendirilmiş. Bu kredi kaynaklarının hedefe ulaşması da sisteme bağlanmalı. Bundan savunma sanayine ürün veren firmalar da yararlanacaktır. Onlarda kabiliyet var, gelişmiş makine parkı var, deneyim var ama ellerinden tutan olmadığı için yerinde sayan atölyeler, müesseseler var. KOSGEB’in küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarına hızlı, çabuk ve net cevap verebilecek bir yapıya kavuşmasını istiyoruz.
• Türkiye’de sektörün dünya ölçeğindeki yeri ve önemi?
Bu konuda herkesin bir görüşü ve yaklaşımı var. Medyadan izliyoruz; ortaya çıkan bir savaşta savunma sanayi adı altındaki silahların boy ölçüştüğü ortamlarda daha net görüyoruz. Şu anda biz ülke olarak en geride duruyoruz. Niye duruyoruz? Çünkü sınırlarımızda istediğimiz gibi kendi güvenliğimizi sağlayacak operasyonlar yapamıyoruz. Bu bizim savunma sanayimizin henüz tam yerine oturmadığını, silahlarımızın gelişmediğini, dışa bağımlılığımızın devam ettiğini gösteriyor. ‘Acaba şu silahı kullanırsam yedek parçası şu ülkeden gelecek, gelmezse ne olur’ gibi endişelerin olduğunu sanıyoruz. Sanki bize düşman güçleri caydırıcı silahlarımız, teçhizatlarımız yok gibi.
• Sektör AB’ye uyumlu mu?
AB’ye uyum konusunda Ostim’in yararlanacağı danışmanlık hizmetler veriliyor. Projeler üretiliyor. Bölgemizdeki birimlerin ortaklığında AB’ye uyum yönünde projeler üretmek üzere profesyonel bir danışmanlık şirketi de kuruldu. Bölgenin genel üretim kalitesini artırmaya, onları rekabetçi yapmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Tabi savunma sanayine yan sanayi hizmet veren KOBİ’lerimiz de bundan yararlanıyor. Savunma sanayinde AB ülkeleri bizden fersah fersah öndeler. Seviyeleri belli. Biz daha yolun başındayız. Bizim onlarla yan yana gelmemiz mümkün değil. Kopenhag kriterleri gibi, ‘şunları şunları yapmazsanız aramıza almayız’ diye ortaya koydukları ve gerçekleşmesi zor kriterler savunma sanayi için de geçerli. Türkiye olarak AB’ye ya da başka ülkelere ihraç ettiğimiz bir ürünümüz bildiğim kadarı ile zaten yok. Dışarıdan aldığımız numunelerle savunma sanayimiz yürüyor. Kendi geliştirdiğimiz, Ar-Ge’sini yaptığımız, ya da yüzlerce mühendis istihdam ederek geliştirdiğimiz özgün silahlarımız yok. Dolayısı ile zaten dışa bağımlıyız, ABD’nin veya AB’nin, başa bir ülkenin ürettiği ürünleri alıp ordumuzda kullanıyoruz; ülkemizi savunuyoruz.
• Ostim’de savunma sanayine yönelik çalışan ne kadar firma var ve özellikleri neler?
Savunma sanayine yönelik hizmet veren 40-45 firmamız var. Onlar Ankara’da faaliyet gösteren savunma sanayi ana firmalarına yan sanayi olarak hizmet veriyor. Bu firmalar İSO 9001 kalite yönetim sistemi belgelerini alıyorlar. Bu belgeler olmasa savunma sanayine yan sanayi firması olarak çalışmaları mümkün değil. Alt yapısı olmayan, İSO 9001 yönetim belgesi olmayan, eğitilmiş personeli olmayan, CNC tezgahı olmayan firmalar savunma sanayine yönelik üretim yapamaz. Hatasız ürün sunmaya çalışıyorlar. Bir firmanın bu aşamaya gelmesi yıllar alıyor. Bölgemizde 1992 yılında 10 kadar firma savunma sanayi müsteşarlığından sertifika almıştı. Zaman içinde bu sektöre hizmet verebilecek firma sayısı arttı. Eğitime önem vermek gerekiyor. Makine parkını buna göre düzenlemek gerekiyor. İstenen sertifikasyona sahip olmak gerekiyor. Teknolojiyi takip etmek gerekiyor. Ölçüm cihazlarını bulundurmak gerekiyor. Böylece firmalar özel üretim grubuna geçebiliyor.
• Ağırlıklı olarak hangi imalat kolları sektöre çalışıyor?
Savunma sanayine yönelik çalışan firmaların içinde talaşlı imalat yapan, elektronik çalışma yapan, hidrolik pnömatik yapanlar var. Yani bir çok iş kolu savunma ana sanayine yan sanayi olarak çalışabiliyor.
Bunları yan yana koyup, ‘biz kendi savunma sanayi ürünlerimizi yapabilir miyiz’ diye sorarsak; evet, yapabiliriz. Yeter ki bir koordine merkezimiz olsun. Dünyanın her ülkesi yapıyorsa biz niye yapamayalım. Yönetimle, organizasyonla ilgili sorunumuz var. Şeker var, un var, yağ var neden helva yapamayalım. Bunun için helva yapmasını bilen birinin ocağın başına geçmesi lazım. Böylece dışa bağımlılıktan kurtulabiliriz. Yarın geç olabilir, o yüzden bir an önce önlem almalıyız.
• Bu koordinasyon gücünü devlet mi özel sektör mü oluşturmalı?
Bu sinerjiyi yaratacak çabayı devletten beklemiyoruz. Çünkü devletle özel sektörün yaklaşımları farklı oluyor. Özel sektörde bir hedef vardır, oraya düz bir çizgi çizip, koşarak o hedefe gideriz. Kötülemek için söylemiyorum; devlet mantığında ise zaman kaybı yaşanır. Ortada bir hedef vardır, o hedefe gitmek için sağa-sola yalpalayarak uzun yıllar sonra varırsınız.
Bu iş için savunma sanayi ana sanayindeki ar-ge grubundaki mühendisler, şirketler birliği oluşturup bir araya gelebilirler. Çünkü herkes kendi ünitesine bağımlı kalmış. Bir ürün üzerinde yoğunlaşmış, o şekilde kolektif bir çalışma mantığını yakalayamamışlar. Belki o arkadaşların bir araya gelerek oluşturacakları birlik çok güzel projeler ortaya çıkartacaktır. Savunma konusunda ihtiyaçlarımız belirlenir. Personel taşıyıcılar, tanklar, helikopter projeleri, savaş uçakları veya onların mühimmat ve malzemeleri üzerinde geliştirici çalışmalar yapılabilir. Bu arkadaşlarımızın yurt dışı bilgileri deneyimleri zaten var. Onları bir organizasyon çerçevesinde bir araya getirirsek, savunma sanayini geliştirici çarpıcı adımlar atılabilir. Ana sanayi kuruluşlarının başlatacağı böyle bir oluşuma daha sonra yan sanayi olarak hizmet veren sektör firmaları ve onların mühendisleri de dâhil edilebilir.