Demiryolları Devlet Politikası Haline Getirildi
Ahmet ARSLAN - Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
23 Eylül 1856 tarihinde İzmir-Aydın demiryolu hattının inşasına başlanması, Anadolu coğrafyasının iklimini değiştirerek sosyal, kültürel ve ekonomik olarak şekillenmesinde milat teşkil etti.
1856’dan 1923 yılına kadar Osmanlı Dönemi’nden 4.136 kilometrelik demiryolu Cumhuriyete miras kaldı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ise demiryolu seferberliğini başlatarak, yüzde 80’i coğrafik koşulların sert olduğu doğu bölgesinde olmak üzere yaklaşık 3.000 km demiryolu inşa ettirdi. 1950 yılına kadar da toplam 3.764 kilometre demiryolu ağına ulaşıldı. Bu dönemde demiryolları, gelişmeyi ve kalkınmayı kuşatan, bütün sosyal yönleriyle bir modernleşme projesi olarak ele alındı. 1950 ile 2002 yılları arası ise unutulmuşluk ve terk ediliş dönemi oldu demiryollarımız için.
Geçmişi değiştirmemiz mümkün değil ama geçmişin kötü izlerini silip geleceğimizi inşa etmek bizim elimizdeydi. Bu bilinçle yola çıktık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Başbakanımız Binali Yıldırım’ın ulaştırma politikaları ile bir dönem kapısına kilit vurulacak noktaya gelen demiryolları, 2003 yılında devlet politikası haline getirilerek yeniden ayağa kaldırıldı.
Bu doğrultuda, 2023 hedefleri belirlendi ve ardından ise destansı gelişmeler yaşandı çelik raylarda. TCDD’nin ödeneği artırıldı, tozlu raflarda çürümeye terk edilen projeler raflardan indi. Türkiye’yi geleceğe taşıyacak projeler art arda hayata geçirildi. Türkiye, 2009 yılında Ankara-Eskişehir hattının hizmete açılmasıyla YHT ile tanıştı ve dünyada 8, Avrupa’da ise 6. YHT teknolojisi kullanan ülke konumuna yükseldi. Geçen 60 senede kaçırdığımız treni, Yüksek Hızlı Tren ile yakaladık.
Türkiye’nin aydınlık yüzünün göstergesi
İlk olarak Başkenti çeşitli illere Yüksek Hızlı Trenle bağlama girişimi başarıyla gerçekleştirilirken (İstanbul-Eskişehir-Ankara, Ankara-Konya, Ankara-Sivas, Ankara-Bursa, Ankara-İzmir) diğer taraftan MARMARAY’la Asya’yı Avrupa’ya bağladık. 150 yıllık rüya gerçekleştirilmişti ve kıtalar ayaklarımızın altında ipekten bir halıydı artık. Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz demiryolu ulaşımı sağlayacak olan MARMARAY, değişen ve gelişen Türkiye’nin aydınlık yüzünün göstergesi oldu bütün dünyaya.
Bir dönem uğruna türküler yakılan, şiirler dizilen, geciken ama hiç gelmemezlik yapmayan treni tekrar vatandaşımızın gündemine taşımayı başardık. Asırlardır el değmeyen yolları yenileyip sinyalizasyonlu ve elektrifikasyonlu hale getirdik. Artık, kurduğumuz lojistik merkezlerle sanayicimize, karayolu, demiryolu, denizyolu erişimi ile kombine taşımacılık imkanı sunuyoruz.
Kara limanı da dediğimiz organize sanayi bölgelerini demir ağlarla birbirine bağlayarak işadamlarımızın rekabet gücüne güç katıyoruz. Kent içi ulaşımda İstanbul’da MARMARAY, İzmir’de Egeray, Ankara’da Başkentray ve Gaziantep’te ise Gaziray ile raylı sistemin etkinliğini artırıyoruz.
Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan işbirliğiyle ‘Demir İpek Yolu’ olarak da nitelendirilen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’ni tamamlamak üzereyiz. Hem bölgesel hem de uluslararası projelerde artık Türkiye referans alınan bir ülke oldu.
Ulaşımın her alanında olduğu gibi demiryollarında yaşanan büyük değişim bize artık şunu gösteriyor: Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan fakat 1950’den itibaren rafa kalkan demiryolu seferberliği, Yüksek Hızlı Trenle yine rayına girdi. Geçmişte olduğu gibi şimdi de Anadolu’nun makus talihini yine tren değiştiriyor, güneş gibi aydınlatıyor.
Geleceğin aydınlık günlerinin müjdesini ilk olarak bu aziz milletimize duyuracak olan, mutlaka bir lokomotifin çığlıkları olacaktır.