En Güçlü Zincir En Zayıf Halkası Kadar Sağlamdır
Yaşar Çelik - OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı
Katıldığımız hemen her toplantıda, cari açıkla ilgili enerji sektöründeki ithalatın cari açığa sebep olduğu söyleniyor. Bu yerinde ve doğru bir tespit. Ancak bunun yanında ele alınması gereken başka doğrular/gerçekler de var. Bu gerçekler görünmezden gelinirse cari açığı, enerjide dışa bağımlılığımızı ve arz güvenliğimizi sağlamamız mümkün görünmemektedir.
HES yapmak istediğimizde bileşenleri yerine getirsek bile iş türbine geldiğinde tıkanıyoruz; türbini ithal etmemiz gerekiyor. Aynı şey RES’de de karşımıza çıkıyor; RES yapmak için rüzgar türbinlerini ithal etme zorunluluğu doğuyor. Termik santral yapmak istediğimizde ancak alt yüklenici olabiliyoruz.
GES yapalım dediğimizde benzer bir sorunla karşılaşıyoruz; hücrenin dışarıdan alınması gerekiyor, onun dışındaki tüm bölümleri montaj etme yeteneğimiz var. İnverteri ithal ediyoruz. Doğal gaz çevrim santrallerinde de durum bundan farklı değil.
Oysa hepimiz şunu biliyoruz: “En güçlü zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.” Böylesine dışa bağımlı olduğumuz bir alanda hammaddeye sahip olsak bile enerji arz güvenliğinden söz edilebilir mi? Şüphesiz edilemez.
Bu durumu masaya yatırdığımızda aşağıda sıraladığımız maddelerin gereklilik kazandığını görüyoruz:
- Tüm enerji üretim sistemlerinde, başta rehabilitasyon olmak üzere, yeni teknolojileri bilmek ve üretim gerçekleştirmek zorundayız. Bu teknolojiyi üretebilmek için kamunun öncelikli olarak alımlarını ya da kaynak alanlarını toplulaştırması gerekmektedir. Bu mevcut teknolojilerin transferi için önemli olacaktır. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmaları bu alanda yapılmış en iyi çalışma olarak örnek gösterilebilir. YEKA GES yarışmasında 8 USD cent/KWh tavan fiyat uygulamasının daha yukarılara alınıp alınamayacağı konusundaki görüş yarışma başvuruları sırasında ortaya çıkacaktır. Bu da diğer yarışmalarda gerçekçi benzer uygulamaların kendiliğinden yapılmasını sağlayacaktır. Yerli teknolojinin gelişmesi için gerekli olan desteklerin hesabı yapılırken, gelecek için teknoloji üretiminin önemi göz ardı edilmemelidir.
- YEK mevzuatında bu tür alım ya da yatırımların yerlilikle ilgili bölümlerinin daha fazla geliştirilmesinde yarar bulunmaktadır.
- Kömür, biyo kütle, atıktan enerji üretim sistemleri konuları bir arada ele alınırsa, birisi için üretilen teknolojiyi bir diğeri için bazı değişikliklerle kullanabiliriz. Örneğin termal enerjiden elektrik üretimi için kullanılan yakma sistemleri, piroliz, gazlaştırma, buhar türbini, ORC, Stirling motoru, İçten yanmalı motorlarla ilgili mevcut desteklemelerin geliştirilerek uygulamaya sokulmasında yarar bulunmaktadır. YEKA kapsamında önümüzdeki aylarda yapılması düşünülen yarışmaların bu konuları da içermesi enerji üretimi teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda çok önemli olacaktır. Aynı durum 2017 ilk çeyreğinde düşünülen RES yarışmaları için de geçerli olacaktır. Bizim yerli ve milli üretim yapabilmemiz için bazı ekonomik ayrıcalıkların yatırımcıya verilmesi yönündeki görüşümüzü haklı çıkaran uygulamaları, incelenecek olursa birçok ülkenin destek mekanizmalarıyla benzer oldukları görülecektir.
- Üniversite-sanayi işbirliğinin kamu bölümünü de içine alacak şekilde geliştirilmesi ve hatta olmazsa olmaz olarak değerlendirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır.
- Destek mekanizmaları oluşturulurken üniversite, sanayi, kamu ve bunların ayrılmaz parçası STK’ların bir arada olacağı şekilde ortak akıl istişare kurullarının olmasında büyük yarar bulunmaktadır.
- Isınma amaçlı ya da termal amaçlı olarak enerji üretiminin ve kullanımının desteklenerek yaygınlaştırılması durumunda kömür ithalatının azaltılması mümkün görünmektedir.
Küme olarak bir araya geldiğimizde yeteneklerimizi bir araya getirelim ve çözüm üretelim istedik. OSTİM Başkanı Orhan Aydın Bey'in yerli ve milli teknoloji üretmeye adanmış vizyonu bizi bir araya getirdi. OSTİM'in katkısı, yönetici ve personelinin katkısıyla birçok çalışmanın içine girdik.
“Vatanımız” diyerek ölümü göze aldığımız memleketimiz için elimizi taşın altına koyarak hep birlikte çalışmamız gerektiği konusunda, ortak görüşümüzün uygulamaya dökülmesi sonucunda şüphemiz yok ki cari açık vermeyeceğimiz günler gelecektir.