İleri Teknoloji ‘İçin Vasıflı’ Çelik
Dr. İlhami Pektaş - Anadolu Raylı Ulaşım sistemleri Kümelenmesi (ARUS) Koordinatörü
Demir çelik sektörü bir ülkenin ekonomisi ve sanayileşmesinde lokomotif bir sektördür. Demir-çelik sanayisinde gözlenen gelişmeler ile kalkınma süreci arasındaki ilişki incelendiğinde ekonominin ilgili sektörlerinin gelişiminde demir çelik ürünleri özellikle vasıflı çelikler çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu sektörün önemi en başta savunma sanayii olmak üzere, otomotiv, enerji, sağlık, gemi, denizaltı, uçak, demiryolu gibi tüm taşıt araçları ve akla gelebilecek tüm makine ve eşya üretimi gibi tüm endüstriyel alanlara girdi vermesinden kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de çeliğe dönük en güçlü talep inşaat sektöründen gelmektedir ve inşaat sektörü yurtiçi toplam çelik tüketiminin 2/3’ünü sağlamaktadır. İnşaat sektörünü sırasıyla otomotiv (%13), petrol ve doğalgaz (%6), makine ve ekipmanları (%6) ve tarım sektörü (%2) izlemektedir. Yakın gelecekte bu oranın katma değeri yüksek ürünlerle değişmesi demir-çelik talebi içinde özellikle vasıflı çelik ihtiyacının ileri teknoloji ürünlere yoğun metal girdisi olan sektörlerin büyümesine paralel artış göstereceği ve bu nedenle vasıflı çelik imalatına yönelik yatırımların artırılarak ithalatın önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
Türkiye, son yıllarda yaptığı yatırımlarla demir-çelik sektöründe en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmuştur. 2000 yılında 20 milyon ton civarında olan ham çelik üretimi ile dünyanın en büyük 17.ci çelik üreticisi durumundaki Türkiye, yassı ve yapısal çeliğe dönük yatırımların artmasıyla, 2017 yılında 37.5 milyon ton üretim seviyesine ulaşarak dünyanın en büyük 8.ci çelik üreticisi olmuştur.
Ülke stratejisi olarak benimseniyor
Vasıflı çelik üretimi, katma değeri çok yüksek, ileri mühendislik bilgisi, teknoloji ve yatırım gerektiren alandır. Hayatımızın pek çok alanında kullanılan vasıflı çelikler; implant ve protez malzemeler olarak vücudumuza kadar girmiş bulunmaktadır. İnsan dokusuyla uyum sağlayan paslanmaz ve alaşımlı çelikler, yapay kalçalar ve diz kapakları, vidalar, protezler, neşter gibi cerrahi alanda kullanılmaktadır.
Otomotiv sanayi, makine imalat sanayi, sağlık sektörü, savunma sanayii, madencilik ve petrol sanayi, enerji, gemi, denizaltı, nükleer santraller, uçak ve havacılık sanayi vasıflı çeliğin başlıca kullanım alanları arasındadır.
Her ne kadar dünya çelik üretiminde Çin, Japonya ve Hindistan ilk üç sırada yer alsa da, vasıflı çelik üretiminde; ABD, Japonya, Almanya, İsveç, Fransa ve Avusturya bu konuyu ülke stratejisi olarak ele alarak bu alanda ilk sıralara yerleşmiştir.
Gelişmiş ülkeler genellikle gelişmekte olan ülkelere savunma sanayii ve ileri teknoloji ürün üretiminde ambargo uygulamakta ve böylece üründe kullanılan stratejik malzeme bilgilerini de kısıtlamaktadırlar. Kısıtlanan kritik malzemelerin başında ise vasıflı çelik gelmektedir. Çünkü vasıflı çelik teknolojisi olmayan ülkeler, en başta savunma sanayiinin ihtiyacı olan namlu olmak üzere, motor ve güç aktarma organları, roket gövdeleri, havacılık sektörü araç ve silahları, savaş gemisi ve denizaltıların silah ve güç aktarma organları, nükleer santral vb. stratejik alanlarda kullanılan vasıflı özel çeliklerin sadece imalatında değil aynı zamanda satın alınmasında da büyük engellerle karşılaşmaktadırlar.
Yıllık 6 milyon ton ithalat
Gelişmiş ülkelerde vasıflı çelik üretim oranı %15-20 arasında iken, Türkiye’de bu oran %2 civarındadır. Bu oran aynı zamanda ileri teknoloji ürün ihracatındaki payı da yansıtmaktadır. Türkiye’nin cari açığını artıran nedenlerden birisi de yıllık 6 milyon ton civarında yapılan vasıflı çelik ithalatıdır. Dünyada teknolojik yönden gelişmiş ülkeler, demir-çelik üretiminde miktar olarak fazla üretim yapmaktansa; yassı, alaşımlı, paslanmaz, kaplanmış ve daha özel, katma değeri yüksek vasıflı çelik ürünlerin üretimine yönelmiştir. Türkiye’nin de en kısa zamanda bu alana yönelmesi gerekmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın nükleer santral projeleri hedefi doğrultusunda 12 Mayıs 2010 tarihinde ülkemiz ve Rusya arasında imzalanan anlaşmaya göre, Mersin Akkuyu’da toplam 4800 MW kurulu güce sahip bir nükleer santral (her biri 1200 MW gücünde 4 reaktör) kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca ülkemizin ikinci nükleer santralinin Sinop’ta kurulması amacıyla 3 Mayıs 2013 tarihinde Japonya ile anlaşma imzalanmıştır. Sinop Projesi’nin toplam kurulu gücü 4480 MW (her biri 1120 MW gücünde 4 reaktör) olarak planlanmıştır.
Dışa bağımlılık maliyetleri artırıyor
Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan 2016/102 (Y) BTYK’nın 29. toplantısında alınan kararlar çerçevesinde nükleer santraller, inşaat, elektrik-elektronik, vasıflı çelik ve makine imalat sanayi altında faaliyet gösteren pek çok sektöre iş imkânı sunmaktadır. Fakat vasıflı çelik temininde dışa bağımlılık, imalat sektöründe maliyetleri artıran önemli bir etkendir. Bu nedenle nükleer ekipman ve malzeme üretiminde kullanılan teknolojilerin, hem Ar-Ge çalışmaları hem de teknoloji transferi ve lisans anlaşmaları yoluyla şimdiden Türk sanayisine kazandırılması büyük önem taşımaktadır.
Kalite gereksinimi
Nükleer sektör, havacılık, uzay ve savunma sanayii gibi hassas endüstri kolları içerisinde olduğu için güvenlik ve kalite gereksinimi çok önemlidir.
2018 yılında özel amaçlar için kullanılacak vasıflı çelik üretimi için özel sektörde önemli bir faaliyet yokken sadece MKE’nin 2017 yılında Danieli & C.Officine Mecchaniche SpA firması ile “Anahtar Teslimi Çelikhane Sözleşmesi” bazı vasıflı çeliklerin ülkemizde üretilmesi için stratejik önemi olan bir faaliyet olarak değerlendiriliyor. Danieli & C.Officine Mecchaniche firmasıyla yapılacak projenin yakın gelecekte tamamlanmasının ardından teknoloji transferi ve yerli üretimin tetiklenmesi ile önümüzde ki 10 yıl içinde Türkiye’nin kendi vasıflı çeliğini üreterek nükleer teknolojide de kullanabilecek duruma gelmesi bekleniyor.
Erdemir, İsdemir, Asil çelik, Kardemir, Çemtaş, Coşkun Çelik, Has Çelik, Tos Çelik, Kroman, Çolakoğlu Metalurji, Özkan D.Ç., Habaş, İçtaş, Borçelik gibi firmalarımızın da vasıflı çelik üretim yatırımları bulunmaktadır.
TÜBİTAK-MAM Türkiye’nin en büyük malzeme laboratuvarına sahiptir. Erdemir, demir-çelik sektöründeki ilk Ar-Ge merkezini faaliyete geçirmiştir. Vasıflı çeliğin geliştirilmesi için 2017 yılında Vasıflı ve Parlak Çelik Üreticileri Derneği (VASPADER) kurulmuştur. Yine Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği tarafından vasıflı çelik test ve Ar-Ge çalışmalarının yapılması için, İstanbul’da MATİL A.Ş. (Malzeme Test ve İnovasyon Laboratuvarları) ve bünyesinde Çelik Test ve Araştırma Merkezi (ÇETAM), Karabük Üniversitesi ve Kardemir tarafından kurulan Demir-Çelik Enstitüsü (KDÇE) ve MARGEM laboratuvarları, Atılım Üniversitesi Metal Şekillendirme Mükemmelliyet Merkezi faaliyetlerini sürdürmektedir.
5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun çıkmasından sonra ülkemizde Ar-Ge ve tasarım merkezleri sayısı hızla artarak Ar-Ge merkezi sayısı 795’e ve tasarım merkezi sayısı da 156’ya ulaşmıştır.
Vasıflı çelik üreten firma sayılarımız ve kurulan test, laboratuvar ve Ar-Ge merkezlerinin sayısı arttıkça buna paralel olarak katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerimiz ve vasıflı çelik oranının da artması beklenmektedir.