Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

Işık: “Orta Ölçekli Güçlü Şirketler Oluşmalı”

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği 2016 Yılı Olağan Genel Kurulu ve 2016 Yılı Başarılı İhracatçılar ödül töreninde savunma ve havacılık sektörüne yönelik önemli mesajlar verdi.
Ostim Editör
09 Mayıs 2017 11:04

Fikri Işık - T.C. Milli Savunma Bakanı

Güçlü ülke olmanın ön şartlarından birinin güçlü ordu, güçlü orduya da sahip olmanın olmazsa olmazı, güçlü bir savunma sanayii olduğunu vurgulayan Bakan Işık, “Eğer savunma sanayiinde güçlüyseniz, kendi silahlı kuvvetlerinizi güçlü kılabilirsiniz. Elbette silahlı kuvvetlerin güçlü olmasındaki en önemli unsur, nitelikli insan kaynağıdır. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz dünyanın en iyi insan kaynaklarına sahip olan ordudur. Ancak bu güçlü, nitelikli insan kaynağını, güçlü savunma sanayii ile güçlü silah sistemleriyle donatırsanız, işte o zaman gerçek anlamda caydırıcı gücü yüksek olan bir ülke haline gelirsiniz.” dedi.

“İhracata yönelin”
Türkiye’nin son yıllarda yaptığı yatırımlarla, sektöre verdiği kaynaklarla, desteklerle teknoloji kullanan ülke olmaktan, teknoloji üreten ülke olma konumuna yükseldiğini hatırlatan Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma sanayiinin gelişmesini çok önemsiyoruz. Bunun içinde elimizden gelenin en iyisini yapmanın gayreti içerisindeyiz. Ancak şunun da farkındayız; sadece biz devlet ve devletle organik bağı olan şirketlerle savunma sanayiinin büyütemeyiz, geliştiremeyiz! Burada özel sektörümüz ne kadar işin içerisine girerse, savunma sanayiinde özel sektör payı ne kadar fazla olursa, geleceğimiz o kadar teminat altında olur.

Özel sektörümüzün savunma sanayiinde her geçen gün daha fazla yer alması, bizim için önemli. Ancak ihracat ayağı olmayan sadece iç talebe bağımlı bir savunma sanayiindeki özel sektör yapılanmasının da sürdürülebilir olduğunu düşünmüyoruz. Bu sektör ihracatını artırmadıkça sadece iç talep odaklı bir yapılanma içerisinde olduğu sürece gelişecek risklere her zaman açık halde kalacaktır. Onun için özel sektörümüz bir bütün olarak ihracata yönelsin.

Özellikle ihracatımızın artırılması için yeni mekanizmalar üzerinde çalışıyoruz. Potansiyeli yüksek olan tüm ülkelerde irtibat ofisleri kurmaya başladık bazı ülkelerde var. Yeni ülkelerde de irtibat ofisleri açacağız.

Artık oradaki devlet memurları sizin ticari temsilcilerinizdir. Milli Savunma Bakanlığı olarak sanayicilerin girişimlerine, ataklarına destek vermeyi bir milli görev olarak addediyorum.

Mevcut Eximbank kredileriyle savunma sanayiindeki ihracatın bir sıçrama yapmasının mümkün olmadığının farkındayız. Bunun için yeni bir çalışma başlattık. Eximbank’ın kısıtlamalarına tabi olmayan yeni bir kredi mekanizmasını çalışıyoruz. Yakında örnek bir çalışma olarak hayata geçireceğiz.

İhracat potansiyelimizin yüksek olduğu ülkelerde finansman problemi olduğunu görmekteyiz. Bu problemi aşmak üzere barter sistemi üzerinde çalışıyoruz. Ekonomi Bakanlığı’yla önemli bir çalışma yapıldı.”

“Savunma sanayii Ar-Ge’ye dayanmak zorunda”
Savunma sanayi ihracatında kg satış fiyatının 27.7 dolar olduğu bilgisini veren Bakan Işık, özel sektörün kaliteye daha fazla önem vermesini istediklerini ifade ederek şu mesajları verdi: “Dikkat etmemiz gereken diğer bir alan, bazı alt sistemleri, kritik parçaların alternatifli tedariğine daha fazla odaklanmak durumundayız. Bir silahı geliştirirken veya üretirken kritik bir parçasını temin edemediğimiz zaman ortaya çıkacak problemi her zaman hesaba katmalıyız. Fırsat varken alternatifleri üretmek ve orta ve uzun vadede bu parçaların yerlileştirilmesini, millileştirilmesini sağlamak görevimizdir. Bu konuda sanayicilerden gayret bekliyoruz. Bizde Devlet, Hükümet olarak yanınızdayız.

Artık savunma sanayii daha fazla Ar-Ge’ye dayanmak zorunda. Savunma sanayiinde bizim Ar-Ge harcamalarının artırmak zorunluluğumuz var. Katma değer artık Ar-Ge’de.

Devlet olarak belli alanlarda çok yoğun destekler veriyoruz. Bunların bir kısmı da Ar-Ge alanında. Kritik silah sistemlerini kendimiz geliştirelim diye ciddi çalışma içerisindeyiz. Türkiye’nin başkasına muhtaç olmayacak derecede millileştirmesi gereken sistemleri millileştirmek için çalışıyoruz. Burada sanayicilere çok büyük iş düşecek, çok büyük fırsatlar gelecek.”

“Orta ölçekli güçlü şirketler oluşmalı”
Savunma sanayiindeki ekosisteminin gerekliliğine işaret eden Fikri Işık, “Bizim savunma sanayii yapılanmasında bir piramit yapılanmamız yok. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın bize verdiği acı tecrübe sonucunda Türkiye vakıf şirketlerini kurdu. Gerçekten vakıf şirketlerimiz büyük başarılara imza attı. Şu anda da sektörün amiral gemileri durumunda. Vakıf şirketlerimiz kendileriyle çalışacak KOBİ’leri buldular. KOBİ’lerle çalışmaya başladılar. Ama bu piramidin sağlıklı oluşması için büyük şirketlerle KOBİ’ler arasında özellikle orta ölçekli güçlü şirketlerin oluşması lazım. Eğer bu aradaki yapı oluşmazsa bizim bu piramidi sağlıklı şekilde sürdürme imkanımız olmaz.

Bunun için hem vakıf şirketlerimize, hem büyük ölçekli devlet ve özel sektör şirketlerimize çağrımız; orta ölçekli şirketleri kendinize rakip görüp onların üzerine gitmeyin. Aksine onları kendinizin çok önemli paydaşları olarak görün. Onların yaşaması için onlara destek verin. Siz onlara destek verdikçe onlar da KOBİ’lere destek verecektir. Bu sistem bu piramit böylelikle sağlıklı hale gelecektir.” değerlendirmesini yaptı.

İşbirliği stratejik bir adım
İşbirliğinin firmalara sağlayacağı avantajlara değinen Işık, “Şirketlerimiz kendi aralarındaki işbirliğini güçlendirirse karlılıkları artacak. Ar-Ge ve inovasyona daha çok kaynak ayıracak. Hem de çok ciddi pazarlara erişmiş olacaklar.

Firmalar, birbiriyle işbirliği yapmayı, gerektiğinde teknoloji paylaşımını, büyük pazarlara birlikte yürümeyi, büyük pazarlardan birlikte daha fazla pay almayı düşünmek durumda. Bu yapılmazsa büyüyen, gelişen pazarlardan pay alma imkanı her geçen gün azalacak. Aynı alanda iş yapan firmalar gücünü birleştirsin. En azından belli alanlarda ortak üretim ve Ar-Ge yapmayı, teknolojiyi paylaşmayı şirketlerinizin geleceği açısından stratejik bir adım olarak görün.

Önümüzdeki 10 yıl savunma harcamalarının hızla artacağı bir dönem olacak. Artık dünya, oluşan risklerden dolayı savunmaya ayırdığı kaynağı artırmak zorunda. Bu sektör için bir fırsat. Bu fırsatı, işbirliği, güç birliği yaparak daha da artırma ve buradaki potansiyelden daha fazla istifade etme imkanına sahibiz.” mesajını verdi.

İçeriğe Yorum Yapabilirsiniz.