KOBİ’lerin Endüstriyel Tasarım İhtiyacı
KOBİ’lerin endüstriyel tasarım ihtiyacı ve karşılaştıkları zorluklar
Z. Berna Dalaman*
Kısa tanımı ile KOBİ, "İmalat sanayiinde, hisselerinin yüzde 25'inin fazlası büyük işletmelerin elinde olmayan, 1'den 250'ye kadar işçi çalıştıran" şirketler olarak adlandırılır. KOBİ denildiğinde sadece kısıtlı bir tanımdan ziyade, KOBİ kapsamına 3 farklı birim girmektedir. Bunlar; mikro ölçekli işletmeler, küçük ölçekli işletmeler, orta ölçekli işletmeler olarak sınıflandırılmaktadır.
21. yüzyıl dünyasında teknoloji çok hızlı bir gelişme kaydetmektedir. Global dünyada bu değişim ve gelişim hareketlerinin neticesi olarak, günümüz işletmecilik felsefesi ve işletmecilik alanında da bir takım önemli değişim hareketleri gerçekleşmektedir. İşletmeler yeniden bir yapılanma süreci yaşamak zorundadır. Bu değişimi yakalamayan işletmeler başarısız olmakta ve bu zorlu ortamdan ayrılmak hatta yok olmak durumu ile karşı karşıya kalmaktadır.
Üretimde olmazsa olmaz değişim hareketleri, teknolojik yenilikleri takip edebilme olduğu kadar üretilen ürünlerin “Endüstriyel tasarım” ile yeni yüze kavuşması, ergonomik ve fonksiyonel olarak gelişmeleri, estetiğin ve kullanım kolaylığının ürün üzerine yerleşmesi ile rekabet edebilirliğinin artırılması gerekliliği tartışılmaz bir noktadadır.
Yüksek teknoloji ve tasarım rekabet gücünü artırır
Endüstriyel tasarım, üretimin en önemli girdilerinden biri haline gelmiştir. Endüstriyel tasarım eylemi başlığının detayına indiğimizde; kalitenin, fonksiyonelliğin, ergonominin, estetiğin, ekonominin önemli üretim faktörleri olma niteliği kazandığını görmekteyiz. Tasarımın yüksek teknolojiler ile beraber kullanılması, rekabet gücünün artırılmasına fark yaratan katkılarda bulunmaktadır.
Türkiye ekonomisinde yüzde 98'lik gibi önemli bir paya sahip olan KOBİ'ler, kalite, bilgi ve teknoloji alanlarında yeterli donanımlara sahip değillerdir. Kalite, bilgi ve teknoloji gibi genel bileşenlerin yanında endüstriyel tasarım, KOBİ için çok daha spesifik, anlaşılması güç, uygulaması karmaşık olarak karşılanmaktadır. Genel bileşenlerin yanında endüstriyel tasarımı şirket kültürlerine katamamış KOBİ'lerin rekabet güçleri aynı oranda düşük seviyede kalmaktadır. KOBİ'lerin üretim süreçlerinin Teknoloji ile yapılandırılması ve ürünlerinin endüstriyel tasarım ile geliştirilememesi neticesinde yüksek rekabet düzeyine erişebilmelerinin mümkün olabileceği ise bir gerçektir.
Sanayi bölgelerinde endüstriyel tasarımın ihtiyaç olduğunu anlayıp bu konuda çözüm arayışına geçmiş KOBİ’ler ne yazık ki parmakla gösterilebilecek kadar az sayıdadır. Az sayıda KOBİ’nin tasarım ihtiyaçlarını keşfetmeleri anlamlı bir gelişme olsa da bu gerekliliği endüstriyel tasarım ile nasıl çözümleyecekleri veya bunun için kiminle nasıl çalışacakları onlar için karmaşık bir konudur. Endüstriyel tasarım ile elde edebilecekleri kazancın farkında olsalar bile bu iş için yapmaları gereken yatırım miktarından da son derece habersizlerdir.
Tasarım hizmeti için yapacakları harcama kıyaslanamaz ve somut verilere dayandırılamaz durumdadır. Bu belirsizlikler, tasarım hizmeti almak için niyetlenmiş KOBİ’yi endişelendirmekte ve korkak adımlar ile hareket etmelerine neden olmaktadır. Diğer yandan tasarım ihtiyacının farkında bile olmayan çok sayıda KOBİ, neden gelişip daha fazla kazanamadıklarını ve rekabetin içine dahil olamadıklarını çözememektedir. Yan sanayi üreticisi olan KOBİ ise endüstriyel tasarıma ihtiyaç duymamaktadır.
Tasarım kuruluşları sanayiye yakın olmalı
Bu nedenler ile endüstriyel tasarımın ne olduğunu ve üreticiye neler kazandırabileceğinin anlaşılabilmesi için bilgi ve danışmanlık kaynağı yaratılmalıdır. Endüstriyel tasarım alanında faaliyet gösteren kuruluşlar, sanayi bölgelerine yakın olmalı, sahada bizzat bulunarak KOBİ ihtiyacını anlamalı ve çözüm yolu önermelidir. Tabi ki bu bahsedilen yöntem, işleyiş bakımından oldukça zorlayıcı ve eforlu bir hareket olur.
KOBİ’lerin tasarım ihtiyaçlarını en iyi anlayıp çözüm yolu bulmaları, önlerine getirilecek somut örnekler, öneriler ve maddi olarak desteklenmeleri ile akışkan hale gelebilir. Bu akışkanlık ise sanayi bölgelerinde yerleşmiş endüstriyel tasarım merkezlerinin bilgi, tecrübe ve öneri aktarımları ile olabilir. Ancak çok sayıda olmayan bu merkezler de yetersiz kalmaktadır. Endüstriyel tasarım konusunda özellikle KOBİ’lere yönelik devlet destekli projelerin yaygınlaşması bu ihtiyaca bir nebze katkı vermekte ve bilgilenme çapını artırabilmektedir.
Örnek vermek gerekirse; OSTİM OSB’de yerleşik OSTİM Endüstriyel Tasarım ve Mühendislik Merkezi (OTM) tüm Türkiye’deki kalkınma ajansları ile endüstriyel tasarım özelinde KOBİ’lerin faydalanabileceği projeler geliştirmek üzere iletişime geçerek, bu kültürün yaygınlaştırılması ve daha çok sayıda örnek oluşturmak amacı ile çalışmalar yapmaktadır. OTM’nin Ankara’da medikal sektörde daha önce benzer bir proje gerçekleştirmesi, bu projenin önemli bir referans yaratmış olması ve Kayseri OSB ile benzer bir projenin başlangıç temellerini atması ile endüstriyel tasarım kültürünün yaygınlaşması ve bilgilenme çapının arttırılması yönünde önemli bir gelişmedir.
Endüstriyel tasarımcıların veya endüstriyel tasarım kuruluşlarının, bu kavramın ülkemizde ve özellikle KOBİ dünyasında henüz bir başlangıç noktasında olduğunun farkında olarak; karşılaşılan zorluklar ve imkan yetersizliklerinden olumsuz etkilenmeyip motivasyonlarını düşürmeden çalışmalarına devam etmesi, yakın gelecekte endüstriyel tasarım için şaşırtıcı bir başarı ve potansiyel oluşturmasını mümkün kılacaktır.
*OTM Direktörü