Ülkemizde Nükleer Enerji Ve Nükleer Sanayi
Nurettin Özdebir - Ankara Sanayi Odası Başkanı
Nükleer enerji ülkemizde yıllardır tartışmalara neden olmuş, kamuoyunun hassasiyet gösterdiği bir konudur. Bu hassasiyetin önemli bir bölümü çevresel konularda odaklanmaktadır. Ancak, her yeni teknolojinin çevre üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği genellikle gözlerden kaçmaktadır. Küçük bir örnek konunun anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Bilgisayar teknolojisinin çevre üzerinde olumsuz etkileri genellikle küçümsenmektedir. Oysa eskiyen bilgisayarların oluşturduğu atık sorunu ve internet üzerinden birbirine bağlı olan sunucuların dünya enerji arzının yaklaşık yüzde 11’ini tüketmesi, bilgisayar ve internetin de çevre üzerinde olumsuz etkiler doğuracağını göstermektedir. Diğer yandan nükleer enerji, ülkemiz için ucuz bir enerji olması, enerjide arz ve kaynak çeşitliliğini artırması, baz enerji olması, ülkemizde ileri teknoloji yetkinliğinin ve malzeme biliminin gelişmesine katkı sağlaması gibi avantajlara sahiptir.
Nükleer enerji üzerindeki tartışmalar, bu alanda gerekli adımların atılmasını ve ülkemizin nükleer enerji ve teknoloji ile tanışmasını geciktirmiştir. Oysa ülkemizde sanayi, nükleer santrallerde kullanılan birçok parçanın üretimini gerçekleştirecek kapasitededir.
Nükleer santraller, sadece elektrik üretiminde baz yük santrali olarak düşünülmemelidir. Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan nükleer santraller; inşaat, elektrik-elektronik ve makine imalat sanayi altında faaliyet gösteren pek çok sektöre iş imkânı sunması ile Türk Sanayisine dinamizm kazandırarak yeni istihdam alanları da yaratacaktır. Üretilen parçaların nükleer santrallerin gerektirdiği kalite düzeyinin kısa sürede yakalanmaması için hiçbir neden yoktur. Ancak bunun için doğru bir stratejinin benimsenmesi gerekmektedir. Bizce bu strateji kümelenme stratejisidir. Çünkü nükleer sanayide kümelenme, yerli nükleer tedarik zincirinin oluşturulması ve yerli nükleer sanayinin kurulması için gereklidir.
Küreselleşme stratejisi ile mevcut sanayi altyapısını nükleer sanayi için verimli kullanarak bireysel değil kümelenme genelinde verimi artırmak ve imalatta rekabetçiliği artırmak mümkündür. Nükleer sanayide kümelenme ile üretim ve tasarım kabiliyetini artırmak, Ar-Ge altyapılarının verimli kullanılması ile Ar-Ge faaliyetlerini ürüne dönüştürmek ve altyapı paylaşımı ile teknoloji avantajı kazanılabilir.
Nükleer sektör; havacılık, uzay ve savunma sanayi gibi riskli endüstri kolları içerisinde olduğu için güvenlik ve kalite gereksinimi en üst seviyededir. Türk firmalarının bu sektöre girişi, firmalarımıza uluslararası güvenlik standartları ve kalite yönetim sistemleri (üretim sistemi, çevre ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin) ile çalışma kültürü kazandıracaktır. Bu bağlamada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın başlattığı nükleer santraller projelerine ülkemizde yüksek katma değerli ürünlerin üretiminde ilk sıralarda yer alan Ankara da sanayimizin yeni oluşmakta olan nükleer sektöre ilişkin her konuda yetkinliğini hazırlamak adına odamızca çalışmalar başlatılmıştır.
Bu amaçla Odamız, İstanbul ve Kocaeli Sanayi Odaları, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Gedik Üniversitesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve 15 özel sektör firması ile işbirliği içinde Nükleer Sanayi Kümesi (NÜKSAK) projesini hazırlanmış ve proje Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca kabul edilmiştir. Projenin amacı, NÜKSAK üyelerinin, nükleer santraller ile diğer elektrik üretim santrallerinde kullanılabilecek ekipmanların tasarım, imalat, montaj ve test yeteneklerinin geliştirilmesidir. Bu çabalar; inovasyon ve verimlilik prensipleri doğrultusunda çalışan, hem iç pazarda etkin hem de ihracat gücü olan yerli nükleer sanayinin kurulmasına öncülük edecektir. Projenin hedefleri nükleer sanayiye özel kaynak ve malzeme teknolojilerinin geliştirilmesi, firmaların nükleer sanayide tasarım kabiliyeti kazanması, teknoloji transferi ile yerli üretim yeteneğinin geliştirilmesi, firmaların nükleer sanayi standartlarına uygun kalitede üretim yapabilmesi projenin hedefleri arasındadır.
Proje ile öncelikle ülkemizde kurulacak santrallerde yerli sanayinin payının artırılması ve uzun vadede sürdürülebilirliği ve ihracat gücü olan bir yerli nükleer sanayinin oluşturulmasına katkı sağlanacaktır. Ayrıca nükleer santrallere yönelik geliştirilecek kapasite enerji (başta termik santraller olmak üzere diğer elektrik üretim santralleri), maden, demir-çelik, denizcilik, havacılık, uzay, savunma, otomotiv gibi katma değeri yüksek sanayi kollarına da nüfuz edecektir. Bahsi geçen sektörlerde yaşanacak pozitif gelişmeler ülkemizin ihracatını artırıcı, ithalatını ve cari açığını azaltıcı etkiye sahip olacaktır.
Yatırım ve işletme maliyeti takriben 40 milyar dolar olan nükleer santral projelerine yönelik olarak Türk firmalarının yetkinlik ve kapasite geliştirme çalışmalarının gerçekleştirileceği projede yer alan firma sayısının ilerleyen yıllarda artması öngörülmektedir.