Kaynak Makinelerinde Türk Damgası
Koray Sanayi Ürünleri kaynak sektöründe Türkiye’de ilk defa Sanayi Bakanlığı onaylı garanti belgesi ve servis yetki belgesi ile hizmet vermeye devam ediyor.
Koray Sanayi Ürünleri, yıllardır metal kaynak sektöründe faaliyet göstermenin getirdiği bilgi ve birikim ile 1998 yılında Buğra Kaynak Makineleri’nin üretimine MIG/MAG kaynak makineleri, Redresörlü MMA kaynak makineleri, ark kaynak makineleri ile başladı.2002 yılından itibaren Buğra, ayrı bir kurumsal çatı altında metal sektörüne hizmet vermeyi sürdürdü. Bugün Koray Sanayi Ürünleri, Buğra markasının yetkili distribütörü olarak onunla birlikte hızla büyümeye devam ediyor.
Koray Sanayi Ürünleri, imalat sanayiinin önde gelen kurum ve işletmelerine tedarikçi olarak hizmet veriyor. Bunlar arasında Türk Silahlı Kuvvetleri, demiryolu işletmeleri, kömür işletmeleri, termik santraller, üniversiteler, otomotiv fabrikaları, tersaneler, demir – çelik endüstrisi, inşaat sektörü, makine imalatçıları, mobilya imalatçıları ve otomotiv yan sanayii bulunuyor. Firma, kaynak sektöründe Türkiye’de ilk defa Sanayi Bakanlığı onaylı garanti belgesine ve servis yetki belgesine sahip.
Türkiye’deki kaynak sektörüyle ilgili görüşlerini aldığımız, Koray Sanayi Ürünleri Dış Ticaret Koordinatörü Alp Çetiner, Türkiye çelik sanayiinin talebinden çok daha fazla sayıda irili ufaklı firmanın sektörde oluşunu en önemli sıkıntılardan biri olarak tanımladı. Çetiner, artan firma sayısının kaliteyi ve rekabeti arttıracağı düşüncesinin aksine, bugün pek çok firmanın, gerek teknik gerekse bilgi ve beceri olarak Türkiye demir-çelik endüstrisine yeterli derecede hizmet verecek nitelikte olmadığını söyledi. Üretici olarak kendi özeleştirilerini de yapan Çetiner; “İçinde bulunduğumuz sektörün hizmet sektörü olduğunu düşündüğümüzde, öncelikli olarak müşterilerimize hizmet verecek olan bizlerin, dünyada bir bilim dalı olarak kabul edilen kaynak teknolojisi konusunda her türlü yeniliği ve bilgiyi takip etmemiz gerektiği açıktır” dedi.
Çetiner sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemiz çelik sanayiinde pek çok kaynaklı imalat yapan firmanın, siyah metal dışındaki paslanmaz çelik, alüminyum ve bakır gibi metallerin kaynağı ile yeni yeni tanıştığı günümüzde, biz ve bizim gibi firmaların, sattığı ürünler konusunda kaynaklı imalat yapan bu firmalara gereken desteği vermesi gerekmektedir. Gerektiğinden fazla sayıda firmanın mevcut olduğu bu ortamda, yurt dışından ithal edilip iç piyasaya sürülen pek çok ürün bulunmaktadır. Rekabet edebilmek için birçok firma uzak doğu mallarını ithal edip iç piyasaya sürme yolunu izlemiştir. İç piyasaya sürülen bu malların yeterli kalitede olmayışı, ancak fiyat olarak çok cazip oluşu, bizim gibi kaliteli mal ithal edip iç piyasada satmayı hedefleyen firmaları satış noktasında sıkıntıya sokmuştur.”
Ülkenin mevcut ekonomik durumunun da kısa vadede iyi göründüğünü fakat uzun vadede eğilimin ne yönde olacağını kestirmenin güç olduğunu söyleyen Çetiner, “Siyasal konjonktür ne yönde değişirse değişsin ekonomik istikrarın ve üretime dayalı ekonomik büyümenin değişmeyeceği bir ortam düşlüyoruz. Biz bu doğrultuda firmamız için doğru ve gerçekçi hedefler koyarak bunları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki iki yıl için öncelikli hedefimiz ise daha fazla ihracat” şeklinde konuştu.
OSTİM Organize Sanayi Bölgesi içinde bir firma olmanın da kendileri için büyük bir avantaj olduğunu söyleyen Çetiner, bu avantajları şöyle değerlendirdi: “OSTİM OSB oturmuş yönetim şekli ve hizmet anlayışıyla bünyesinde faaliyet gösteren bizim gibi firmalara desteğini de esirgemiyor. Altyapı, fuar organizasyonları, tanıtım, eğitim ve danışmanlık hizmetleri gibi farklı alanlarda OSTİM yönetiminin desteğini arkamızda hissediyoruz. Farklı kurumsal yapılar altında örneklerini gördüğümüz “ürün / talep eşleştirme” türü faaliyetlerle biz üyelerinin daha somut ticari başarılarına da destek olmalarını bekliyoruz.”
