Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

Eğitimde Derin Sorun: Staj

Abdullah ÇÖRTÜ
02 Mayıs 2016 12:16

“Ülkemizin en temel sorunu nedir?” diye soracak olursak büyük oranda eğitim sorunudur cevabıyla karşılaşırız. Devlet Bakanı Sn. Ali Babacan’ın bir sunumundan alıntı yapmak istiyorum. Sn. Bakan diyor ki “Eğer 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olmak istiyorsak, ileri bir demokrasi, gelişmiş bir ekonomi olmak istiyorsak eğitim ve yargı alanındaki sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Eğer bu iki konuyu halledemezsek, Türkiye’nin 2023 hedefleri bir hayal olmaktan öte gidemeyecek.” Bakan eğitim sorununu iki boyutuyla ele alıyor. Birincisi Türkiye’de aktif çalışma hayatında bulunanların ortalama eğitim süresi 6,5 yıldır. Yani ortalama olarak ortaokul ikiden terk bir çalışan görüntümüz var. İkincisi de genç yaşta işsizlik oranımız çok yüksek iken birçok işletmenin uygun eleman bulamaması sorunumuz devam ediyor.

Ülkemizde işsizlik oranı %10 civarında iken genç (19-24 yaş arası) nüfusun işsizlik oranı %20’ye yaklaşıyor. Yani resmi rakamlar çerçevesinde her beş gençten biri işsiz… Her yıl 1 milyon gencin iş hayatına atılacağı düşünülürse işsizlik önemli bir ekonomik ve toplumsal problem olarak karşımıza çıkıyor.

Eğitimde sınav sisteminden dershanelere kadar tonlarca problemimiz var. Mesleki eğitim ise memleketin ayrı bir meselesi… Ancak öğrencilerimizin ve velilerimizin STAJ diye bir sorunu var ki bence Türkiye’nin eğitim sisteminde el atılmayan en önemli sorunu… Teknik okullar başta olmak üzere çok sayıda üniversite öğrencilerini yaz ayına girerken bir staj arayışı ve staj yeri bulamamak endişesi sarıyor. Aileler, eş dost ve hatırlı tanıdıklar seferber edilerek uygun staj yeri bulunmaya çalışılıyor.

Türkiye’de akademik dünya ile reel dünya arasında iletişimsizlikten hep bahsedilir. Öğrencilerinin reel dünyadan ve uygulamadan haberdar olması ve iş hayatına atılması için okulların staj şartı aslında önemli bir fırsattır. Okulunun son yıllarına gelen öğrenci bir heyecanla reel sektörü tanıyacaktır.
İş âlemi için ise staj bir yüktür. Çok kurumsal olan büyük şirketler dışındaki geniş bir firma grubunda staj, işletmenin günlük düzeninin bozulması ve şirketin geçici bir kambur taşıması anlamı taşımaktadır. O nedenle birçok işletme “prensip olarak stajyer öğrenci çalıştırmıyorum” diyerek işin başında tavrını belirlemektedir. Eğer geri çeviremeyeceği bir referansla staj talebi gelirse staj belgesinin imzalanmasına ancak razı olacaktır. Bazı uyanık işletmeler için ise stajyer, günlük getir götür işlerini ve temizlik hizmetlerini yapan bedava işgücüdür.

Yani staj faaliyetine amacının dışında birçok fonksiyon yüklenmekte, genç ve dinamik beyinler hayatın başlangıcındaki deneyimlerinde büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadır. Adına staj denen, üniversite ve iş hayatını buluşturmak projesi, zaten pamuk ipliğine bağlı olan bu ilişkiyi daha hayatın başında koparmaktadır.
Kanımca işletmeler için stajyer öğrenciyi işyerinde eğitmek bir sosyal sorumluluk projesi olmalıdır. Stajyer öğrenci istihdam etmek Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmak demektir. Bu anlamda staj devlet tarafından da başıboş ve kuralsız bırakılmayıp düzenlenmesi gereken bir alan olmalıdır. Bu anlamda konunun doğrudan üç tarafı olmakla birlikte koordinasyon sağlayıcıyla birlikte dört tarafı vardır. Konuyla doğrudan ilgili olan üç taraf öğrenci, üniversite ve iş âlemidir. Bu taraflar kendi kendilerine şu soruları sormalıdır: “neden staj yapacağım?” “öğrencim niçin ve nasıl staj yapmalı?” “neden stajyer öğrenci çalıştırayım?” Bu sorulara cevap bulacak olan da koordinasyonu sağlayacak olan kamu otoritesidir.
Kanımca bu dördü dışındakiler, yani anne-baba, eş-dost, çevre, torpil, tanıdık gibi taraflar konuyla hiç ilgisi olmayan taraflar olmalıdır.

Yazara ait diğer köşe yazıları