Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

Sinerjitürk

Abdullah ÇÖRTÜ
02 Mayıs 2016 12:14

“Diaspora” kelimesi kendi yurtlarından koparak başka ülkelerde azınlık olarak yaşayan homojen toplulukları ifade eder. Psikoloji testlerinde bir kavram söylenir de muhataptan fazla düşünmeden bir kelimeyle cevap vermesi istenir ya… Ben de okuyucuların gıyabında bir test yapmak istiyorum. “Diaspora” diyorum ve aklınıza ilk gelen kelimeyi söylemenizi rica ediyorum.

Okuyucularımın bir kısmının Ermeni, bir kısmının da Yahudi dediğini duyar gibiyim. Çünkü yıllardır özellikle ABD’de nüfusları çok olmasa bile organize olup, birlikte hareket ederek ABD yönetimine etki eden diasporadan bahsedilir. Adeta hafızamıza kazınmıştır.

Aslında Ermenistan çok küçük bir ülkedir; toplam nüfusu 3,3 milyon kişidir. Diasporadaki Ermeni nüfusunun ise 7 milyon civarın- da olduğu tahmin edilmektedir. Ermeniler için nüfus–etkinlik ilişkisini okuyucuların takdirine bırakıyorum.

İsrail’in nüfusu ise 8 milyon civarındadır. Diasporadaki Yahudilerin nüfusu ise yirmi milyonu aşmaktadır. Yahudiler için de nüfus–etkinlik ilişkisini okuyucuların takdirine bırakıyorum.

Nüfus az olmasına rağmen etkin olabilmenin ana nedeni ortak fikir etrafında toplanmak, ortak hareket etmek ve organize olmak diye özetlenebilir. Bunları yapabilen ülkeler en azından dengeleri kendi lehine çevirebilmektedir. Organize olmakta diasporanın büyük etkisi olduğu bir gerçektir. Diasporayı oluşturan topluluklar hem yaşadıkları ülkede yönetime etki edebilmekte, hem de orijinlerini dayandırdıkları ülkeye destek sağlamaktadır.

Türkiye’nin 75 milyon nüfusu var. Diasporada 4 milyon civarında insanımız var (Bu rakam sadece Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarını kapsamaktadır. Yahudiler ve Ermeniler gibi bakıldığında yani imparatorluk bakiyesi Türkler de alındığında sayı 17,5 milyonu aşmaktadır.) Ne derece organize olabildiğimizi ve ne kadar etkin olduğumuzu yine okuyucunun takdirine bırakıyorum. Nüfusa ilişkin (rakamsal olarak) rakamların etkin olmakta tek başına bir öneminin olmadığı açıkça görülüyor. Dünyadaki Türkleri, özellikle akademi ve iş alemindeki beyinleri koordine edecek organizasyonlarımız olmadıktan sonra 4 ya da 17,5 fark etmiyor.

Bu tespitlerin ardından yeni kurulan Sinerjitürk Etkin İş ve Güç Birliği Vakfı’nı tanıtmak istiyorum. Sinerjitürk Vakfı’nın amacı, yurt içindeki ve özellikle de yurt dışındaki insan gücü ve akıl gücümüz ile kurumsal güçlerimiz arasında etkin, güçlü ve sürekli bir işbirliği oluşturmak suretiyle Türkiye’nin çağdaş uygarlıkların üstünde bir seviyeye ulaşmasına ve teknoloji üreten lider ülke olmasına katkı sağlamaktır. Sinerjitük bu genel ve iddialı amaç çerçevesinde yurtdışındaki beyinlerle yurtiçindeki organizasyonları buluşturarak sinerjik bir ortam oluşturuyor. Türk diasporasını harekete geçiriyor ve organize etmeye çalışıyor. Seksen bir ülkeden üçyüz bine yakın seçkin Türk insanına bir tıkla ulaşabiliyor.

Sinerjitürk’ün bu ilginç misyonu, yöneticilerinin çarpıcı olaylarla karşılaşmasına sebep oluyor. Geçtiğimiz günlerde ABD’de dünya çapında bir şirketin pazarlama ve satış direktörü olan vatandaşımız vakfımızı arayarak Türkiye’ye karşı özlemini ve yaptığımız işten dolayı tebriklerini iletti. Yine OSTİM’de oluşan kümelerin Sinerjitürk’ün düzenlediği seminer, konferans gibi platformlara katılarak buralardan somut projeler üretmesi ve yurtdışındaki akademisyenlerle ilişkiler kurması da Sinerjitürk’ün amacının kuvveden fiile geçtiği uygulamalardan örnekler…

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye ile olan bağını kuramazsak ve kuvvetlendiremezsek ikinci ve üçüncü nesilden sonra büyük bir güç haline dönüşmek dururken, ilelebet kaybedebileceğimiz büyük bir kitleden ve enerjiden bahsediyoruz. Türkiye’nin sahip olduğu bu entelektüel insan kaynağı ne muhteşem bir enerji değil mi? Bir de enerjimizi israf etmeden sinerjiye dönüştürebilsek gerçekten lider ülke oluruz.

Yazara ait diğer köşe yazıları