SİNERJİTÜRK; gelecek için sinerji!
Yurt içi ve dışında çalıştıkları kurumlarda etkin pozisyonlarda bulunan vatandaşlarımızın arasında köprü oluşturarak ülkemizin gelişmişlik düzeyine katkıda bulunmayı amaçlayan SİNERJİTÜRK, “biz ülkemiz için neler yapabiliriz?” diyenleri bir araya getiriyor.
Günümüzün neredeyse bir savaşı andıran rekabet ortamında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasına, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmasına gönül verenlerin bir araya geldiği, düşüncelerini, araştırmalarını, projelerini ve iş planlarını paylaştığı, ortaklıklar kurduğu bir platform SİNERJİTÜRK.
İlk defa 1994 yılında 110 akademisyenin bir araya geldiği bir konferansla hayat geçirilen platform, “biz ülkemiz için neler yapabiliriz?” diyenleri bir araya getiriyor.
Bugünlerde dernekleşme çabasında olan SİNERJİTÜRK Platformu Başkanı Abdullah Raşit Gülhan, ODTÜ Teknokent’te düzenlenen etkinlik ile SİNERJİTÜRK’ün bugüne kadar yaptıklarını, hedeflerini ve gelecek planlarını katılımcılarla paylaştı. “Dünyanın hemen hemen her ülkesinde bir Türk girişimci mutlaka vardır” diyen Gülhan, “Yurtiçinde ve dışında çalışan vatandaşlarımızı bir araya getirerek, onların daha önceden var ise dostluk ve arkadaşlarını pekiştirmek, yok ise tanışmalarını sağlamak, birbirlerinin iş potansiyelleri ve kabiliyetleri hakkında fikir sahibi olabilecekleri bir zemin oluşturmanın gerekli olduğuna karar vererek SİNERJİTÜRK fikrini ortaya çıkarmış olduk. Hedefimiz dünyanın neresinde olursa olsun, her Türk girişimcinin, sanayicinin, şirket yöneticisinin birbirinden haberdar olması, iletişim içinde olmasını sağlamaktır” dedi.
“Sinerjiyi Yurt içi ve dışındaki Türkler oluşturacak”
Gülhan “Türk” kelimesinden de ne anladıklarını şöyle açıkladı: “Türk kelimesinin anlamını da sadece bu iklimden beslenmiş olan, bu ülkenin çıkarları için çalışmaya hazır olana kişi olarak nitelendiriyoruz. Bu İstanbullu bir Musevi olabilir, Sivaslı bir Çerkez olabilir, Diyarbakırlı bir Kürt olabilir, bir Ermeni olabilir, bizim için önemli olan o kişinin kendini Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak tanımlaması ve bu ülkenin gelişmişlik düzeyine katkıda bulunmak için çalışmaya hazır olmasıdır.”
Bir ülkenin kalkınmasında yurt dışında yaşayan vatandaşlarının o ülkeye yapmış oldukları yatırımın çok önemli olduğunu vurgulayan Gülhan; “Çin, İrlanda, Hindistan, İsrail ve benzeri birkaç ülkede; o ülkelerin kalkınmasında yurtdışında yaşayan vatandaşlarının anavatanlarına yapmış oldukları yatırımların ve anavatanlarındaki şirketlerle iş birlikteliğinin çok önemli bir paya sahip olduğuna dair birçok makale ve tespit bulunmaktadır. Her yatırımcı için cazip, son derece büyük bir pazar olmasına rağmen, Çin'e yapılan 50 Milyar $'lık yatırımın 45 Milyar $'lık kısmının Çin dışında yaşayan Çinlilerce yapıldığı, İrlanda'ya verilen işlerin çoğunun, dünyanın her yerindeki İrlandalılar tarafından yönlendirildiği, İsrail'deki iş hacminin neredeyse hepsinin, İsrail dışında yaşayan Musevilerce yaratıldığı dikkate alınmalıdır” diye konuştu.
SİNERJİTÜRK’ün şimdilik 24 ülkede gönüllü temsilcileri olduğunu ve bir süre sonra, kurumsal bir yapı haline geldiğinde, bir sene içinde 60 ülkede gönüllü temsilcileri olacağını söyleyen Gülhan, bu ülkelerde teknoloji yoğunlaşma merkezleri ve en az bir temsilcilerinin mutlaka bulunacağını belirtti.
“Rekabet, artık bir savaş”
Dünya rekabet ortamının çok çetin bir savaş halini almış olduğunu söyleyen Gülhan; “Siz de ülke olarak bu savaşta yer almak zorundasınız. Artık bir savaş halini almış olan rekabet ortamında büyük şirketlerin yöneticileri komutanlar, bu şirketlerin tümü de ordulardır. Ben bu savaşta gelip gelmek istemiyorum diyemezsiniz. Savaşmak ve galip gelmek zorundasınız” dedi.
Sinerjitürk’ün çalışma alanlarını; endüstriyel tasarım, enerji, nanoteknoloji, gemi inşa, otomotiv, sağlık teknolojileri, savunma, uzay-havacılık, telekominikasyon, bilişim olarak belirlediklerini söyleyen Gülhan, bu alanların esnek olduğunu, katılımcıların, bu başlıklara gönüllülerin önerileri ile yeni alanlar da eklenebileceğini söyledi.
“Marka yaratamazsanız kazanamazsınız”
Gülhan, marka yaratmanın önemine de şu sözlerle değindi: “Ülkemizi teknoloji üreten, tasarım yapan, marka yaratan ve dünya gayri safi hasılasından daha fazla pay alan bir ülke haline getirmek istiyoruz. Marka yaratmanın altını özellikle çizmek istiyorum, çünkü marka ve tedarik zincirleri size ait değilse kazanamazsınız. 24 milyar Euro’luk oyuncak pazarının %98’i Çin’de üretiliyor fakat Çin bu işten yalnızca 3 milyar Euro kazanabiliyor. Neden? Çünkü marka ve tedarik zinciri başka ülkelere ait. Biz bu yüzden endüstriyel tasarım konusunu çalışma alanımız içine aldık ve marka yaratmanın önemini her ortamda vurguluyoruz.”
“SİNERJİTÜRK sizin, bizim, hepimizin gelecek tasarımıdır” diyen Gülhan konuşmasını şöyle tamaladı: “Bizler sadece gönüllülük temelinde bir araya gelmiş kişiler olarak, ülkemizin kalkınmasına, ihracat kapasitesinin arttırılmasına, yurt dışındaki insanlarımızın yurt içindeki insanlarımızla daha çok işbirliği yapmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bir veri tabanı oluşturmak istiyoruz. Hangi ülkede hangi vatandaşımız hangi firmaya sahip, hangi büyük firmada yönetici, bir akademisyense hangi alanda çalışıyor, hangi üniversitede görev yapıyor, tüm bu bilgilere sahip olmak, bunları derleyip toparlamak istiyoruz. Tüm bu çalışmaları gönüllülük, iyi niyet, sadakat duygusu ve büyük bir keyifle yapıyoruz.”
