Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

AB Kamu Alımlarında Kendi Üyelerini Nasıl Koruyor?

Her Devlet doğal olarak kendi geleceği ve refahına öncelik veriyor. Gelişmiş ülkeler Serbest Ticaretin kurallarını da kendileri oluşturuyorlar. Buy American yasası 1933 yılından beri yerli üreticiyi yasayla koruyor.
Ostim Editör
01 Şubat 2013 08:44

Her Devlet doğal olarak kendi geleceği ve refahına öncelik veriyor. Gelişmiş ülkeler Serbest Ticaretin kurallarını da kendileri oluşturuyorlar. Buy American yasası 1933 yılından beri yerli üreticiyi yasayla koruyor. Avrupa da kendi üye devletlerini Kamu alım Anlaşmaları ile üçüncü ülkelere karşı koruyor. Geçen ay Buy American yasasının ana hatlarını bu sayfalara taşıdık. Bu ay AB’yi bu açıdan mercek altına aldık. Ve sorumuzu hala açık tutuyoruz: Türkiye kamu alımlarında hangi vizyonu seçiyor?

Geçtiğimiz yıl Fransa’nın “Buy American” uygulamasını esas alarak, kamu sözleşmelerinde Avrupa ürünlerinin öncelikli olarak tercih edilmesini sağlamak üzere “Buy European” gibi bir mevzuat düzenleme girişimi olmuş ancak sonuç vermemiştir. Bu girişim esasen Sarkozy’nin seçim taahhütleri arasında yer almış, ancak büyük tepki çekmiştir.

Hâlihazırda yasal anlamda, AB’nin üçüncü ülke isteklilerine kapılarını kapattığı iki durum söz konusudur. Bunlar, enerji, su, ulaştırma ve posta sektörleri ile savunma alanıdır.

Her ne kadar Avrupa Birliği müktesebatı kapsamında üçüncü ülkelere ait isteklilere yönelik bir kısıtlama olmasa da AB üye devletleri özellikle GPA/KAA ( Kamu Alımları Anlaşması ) taraf olma/olmama ve “mütekabiliyet” unsurunu öne sürerek ihaleye katılıma kısıtlama getirmektedirler. Hâlihazırda Türk firmalarının AB ülkelerindeki ihalelere katılımında da bu nedenle sorunlar yaşanmaktadır.

Özellikle son yıllarda art arda gelen hem bölgesel hem de global anlamdaki krizler kamu harcamaları yapılırken bir geri dönüşüm mekanizması oluşturulup vergi ödeyen taraf olan halka daha fazla istihdam oluşturma yolunu açtı. Şirketlere ise inovasyon yapabilecekleri kaynağı oluşturmaya gidildi.¹

Hem ekonomiyi canlandırıp hem de ticarette eşitlik ilkesine aykırı hareket etmemek koşuluyla önceden var olan belli ticari argümanların daha öne çıkarılması ve ticari sistem içinde ulusçu bir yaklaşım sergilenmesi daha ön plana çıkartıldı. Varolan ve son dönemde daha büyük avantaj olarak kullanılan Argümanlar aşağıdaki başlıklar altında özetlenebilir.

1- SERBEST DOLAŞIM VE MAL TİCARETİ:
Serbest dolaşım hakkı Avrupa içinde üretim yapan firmaların üretim maliyetlerini azaltmak ve Avrupa genelinde rekabeti artırmak için yıllardır iyi bir argüman olarak kullanıldı. Bu sayede Avrupa içinde mal üretim ve transferinde oluşan ekonomik getiri ile AB dışında Avrupa içine mal ve hizmet satımından bulunan şirketlerin maliyetleri getirilen gümrük vergileri aracılığıyla yükseltilmekte ve bu şirketlerin Avrupa piyasasında diğer Avrupalı şirketlerle rekabet edebilirlikleri azaltılmaktadır. 1
Artikel 2 EWG-Vertrag sieht vor: „Aufgabe der Gemeinschaft ist es, durch die Errichtung eines gemeinsamen Marktes und die schrittweise Annäherung der Wirtschaftspolitik der Mitgliedstaaten eine harmonische Entwicklung des Wirtschaftslebens innerhalb der Gemeinschaft, eine beständige und ausgewogene Wirtschaftsausweitung, eine größere Stabilität, eine beschleunigte Hebung der Lebenshaltung und engere Beziehungen zwischen den Staaten zu fördern, die in dieser Gemeinschaft zusammengeschlossen sind."
Yukardaki yasa ile avrupa birliği ticaretin avrupa birliği içinde hem avantajlı bir şekilde yürümesini hem de ticaret yapanların korunmasını amaçlıyor.

2- KALİTE’NİN BİR SATIŞ (TİCARET) ARGUMANI OLARAK KULLANILMASI:
Avrupa Komisyonu tarafından sık sık yapılan piyasa araştırmaları ve bunların değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkan sonuç 90 lı yılların başından beri dünya ticaretinde USA ve Japonya’nın elinde bulundurduğu ticaret piyasasının değeri devamlı azalırken Avrupa’nın ticari hayatta elde ettiği başarı ve pay devamlı artmaktaydı. Ortaya çıkan sonucun en büyük sebebi olarak Birliğin sınırları içinde bulunan şirketlerin Ar-Ge faaliyetlerine yönelik çıkarmış olduğu destek ve hibe programları sayesinde şirketlerin teknolojik yönde rekabet edebilirlik seviyelerini yükseltmeleri, düşürülen üretim maliyetleri ve ayrıca üretmiş oldukları yüksek kalitede olan ileri teknoloji ürünleri ile ilkleri oluşturmaları büyük etkenler olmuştur.³ Zaten son dönem krizleri ile “tasarruf” alışkanlığı kazanan uluslara daha fazla mal ve hizmet satabilmek için şirketlerin belki birkaç yıl sonrası için piyasaya sürmeyi tasarladıkları ürünleri, satışlarını artırmak ve hayatta kalabilmek için günümüzde ticari piyasaya sürmeleri avrupa uluslarının piyasada kazandıkları bu haklı başarıyı devam ettirmek istemlerinin en büyük kanıtıydı.

Japonya da başlayan nükleer enerji krizi beraberinde bir çok Avrupalı devleti bu konu hakkında derin bir iç muhasebe yapmaya yönlendirdi bunun sonucu olarak bir çok reaktörün kapatılması kararı ortaya çıktı. Reaktörlerin kapatılması halı hazırda enerji darboğazında olan Avrupayı daha da derin bir enerji ihtiyacını farklı kanallardan karşılamaya yönlendirdi. Bu da beraberinde hammaddesi dışardan gelen Doğalgazdan enerji üretimine yönlendirdi. Fakat bu yöntem hem çok riskli hem de çok maliyetliydi. Avrupa Birliği de bu konuyla alakalı “Enerji Tasarrufu” tedbirleri kapsamında

“Energie Effizienz –Richtlinie ( EnEff-RL;2012/27/EU)” ³
“Enerji Verimliliği Yönetmeliği” ni çıkartmaya yönlendirdi. Bu sayede enerji üretimi değil tüketimi kısmında üretilen ileri teknoloji araçlarla tasarruf sağlanacak ayrıca bu ileri teknoloji ürünlerinin üretimi yine Avrupa Birliği sınırları içinde oluşturulacaktı.

Sadece enerji değil ayrıca kimya, ilaç, ve makine sektöründe dünyada otorite olan bir çok Avrupalı firma hala yapmış oldukları teknoloji hareketleri ile kendilerine yeni pazarlar yaratmakta ve Avrupa Birliği’nin getirmiş olduğu yeni kalite standartları ile rekabet edebilirliklerini hem avrupa içinde hem de dış piyasalarda yükseltmekte bu sayede ürettikleri ürünleri dış piyasalarda yüksek fiyatlara pazarlayabilmektedirler. Hem bu durumu stabil hale getirip dış piyasalarda farklı bir algı oluşturmak hem de birliğin sınırları içine dış piayasalardan yapılan ticari atakları bir nebze olsun köreltmek için Avrupa Parlamentosu ve birliğin danışma organı olan EU Rat’ı beraber olarak yeni bir Patent markası olan (EU Patent) i oluşturmaya karar vermiştir. 2014 te geçilmesi planlanan yeni imaj çalışması ile hem avrupalı firmaların yıllardır sürdürdükleri piyasa ve teknoloji öncüsü olma vasfı korunmakta hem de bunların standartlarını oluşturan kaliteye yön vermeleri devamlı hale getirilmekte ve serbest piyasa ekonomisinde hem içi hem de dış piyasanın en önemli oyuncularından birisi olan Avrupa için vazgeçilmez bir hale getirilmektedir.

AB YERLİ KAYIRMACILIĞI ENSTRÜMANLARI
Gümrük Vergileri: Gümrük vergisi sebebiyle yabancı katılımcıların maliyetleri artırılmakta ve düşük fiyat tekliflerinin önü kesilmektedir.
İhracat Kotası: Korumacılık araçları arasında vazgeçilmez olanı dış ticarete müdahaledir. Ülkeye ithal edilebilecek belirli malların miktarına bir üst sınır koyan ithal kotaları, gümrük tarifelerinden daha etkili bir koruma sağlar. Bu sayede yapılacak alımlarda malın birden çok seferde taşınması zorunlu hale getirilmekte hem ürün maliyeti artırılmakta hem de zaman kaybına yol açılmaktadır.
Sübvansiyon: Yerli üreticiye devlet tarafından yapılan hibe ve destekler ile üreticilerin Ar-Ge ve üretim maliyetleri minimize edilmekte bu sayede yerli üreticinin daha az maliyetler ürün üretmesine olanak verilmekte bu sayede yerli üreticinin yabancı üreticilerle rekabet edebilir seviyeye gelmeleri garanti altına alınmaktadır.
Standart Zorunluluğu: Topluluk tüketimi yapılan teknoloji için belii standartlar getirmekte ve bu standartları birlik bünyesinde garanti altına almaktadır. Bu sayede ihalelerde veya tüketim malzemesi alımlarında adrese teslim iş yapılmakta bu standartları tutturamayan yabancı üreticinin ise saf dışı edilmesine olanak sağlanmaktadır.
Ortak Parabirimi Uygulaması ile de toplulukla ticaret hacmini artırmaya çalışılmış yabancı firmalar yüksek kur dalgalanması ile oluşacak zararları hesaplayamadıkları için çeşitli ekonomik kayıplar yaşamış bundan dolayı üretim maliyetlerine ekstradan yük getirilmiştir.
Hazırlayan: Dursun Kaya
KAYNAKÇA: http://www.stuttgart.ihk24.de/linkableblob/1450734/.4./data/Broschuere_Die_oeffentliche_Hand_als_Kunde-data.pdf (Sayfa 7) ¹
MITTEILUNG DER KOMMISSION AN DAS EUROPÄISCHE PARLAMENT, DEN RAT, DEN EUROPÄISCHEN WIRTSCHAFTS- UND SOZIALAUSSCHUSS UND DEN AUSSCHUSS DER REGIONEN1
(Komisyonun Avrupa Parlamentosuna, Avrupa Dan.sma Organ.na, Avrupan.n Ekonomi ve Sosyal Islerine ve Bölgelerin Yetkili Organlar.na Bildirisi)
http://europa.eu/legislation_summaries/institutional_affairs/treaties/treaties_eec_de.htm
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2008/october/tradoc_141199.pdf Bericht der Kommission über die Stärken des europäischen Handels in einer sich wandelnden Weltwirtschaft - Brüssel, 27. Oktober 2008³
(Komisyonun degisen dünya ticaretinde avrupan.n ticaretini güçlendirmeye yönelik raporu)
http://www.energieeffi zienz-online.info/index.php?id=12081 2
(Enerji Tasarrufu)

ABD Yerli Satın Alma Kanunu: Buy American
ABD’nin yerli sanayi ve işgücünü korumak uyguladığı için Yerli Malı Satın Alma Kanunu’na benzer uygulamaları AB ülkelerinde de görüyoruz. ABD Ticaret Kanunu’nun 41 kodlu (USC) başlığı, kamu kontratlarını düzenlemekte. Kamu kontratları bölümünün 10a-10d maddelerine istinaden düzenlenen "Amerikan Al" (Buy American) yasasına kamu alımı yapan kurumlar uymak zorunda. AB ülkelerinde eyalet bazında farklı uygulamaları da olan yerli alım kanunları her ülkenin milli marka gelişimine katkı sağlıyor.

ABD'nin 1933 yılından beri yürürlükte olan bazı kriz dönemlerinde revize edilerek her dönem uygulanan Buy American Kanunu, direkt kamu malı alımlarında devletin yerel işveren ve işçiyi koruması amacıyla çıkarılmış. Malın ABD menşeli olup olmaması müteahhidin ulusuna değil, ürününün hammaddeden yarı mamule oradan da nihaî ürüne gelene kadar olan süreçte ABD’de imal edilmesine bağlı. Bütün süreç içerisinde ürünün içerisindeki yabancı işçilik, hammadde oranı %50’yi geçemiyor.
ABD’de 3000 doların üzerindeki tüm kamu alımlarında ve kamunun finanse ettiği tüm alanlarda sektörlere göre istisnaları açıkça belirlenerek %50 ile %100'e varan oranlarda yerli kullanmak yasaya bağlanmış durumda.

Aralık 2012 sayımızda incelediğimiz kanun neleri kapsıyordu? Kısaca hatırlayalım.
Dolaylı alımlarda yerel içerik gereklilikleri
Bu tip alımlar paranın kaynağının federal hükümet olduğu ancak alımların direk olarak federal hükümet tarafından gerçekleştirilmeyen alımlardır. Özellikle Ulaştırma Bakanlığı tarafından dağıtılan bütçenin kullanımı hakkında hükümler için çıkarılan "Al Amerika Yasası" (Buy American Act), aksi karara bağlanmadığı sürece ulaştırma ile ilgili tüm alımların %100 Amerikan menşeli olması gerekliliğini ortaya koyar.

Ulaştırma Bakanlığı birimleri satın alma hükümleri

FTA (Türkiye'deki karşılığı DLH): DLH’nın yaptığı veya fonladığı tüm projelerde; demir, çelik ve diğer ürünler ABD sınırları içerisinde üretilmek zorundadır.

FHA (Karayolları Genel Müdürlüğü): Karayolları İdaresi’nin tüm yaptığı veya fonladığı projelerde; demir,çelik ve üretilen tüm ürünler ABD sınırları içerisinde üretilmek zorundadır.
Raylı Taşıtlar: ABD’deki raylı taşıma sistemi özel bir şirket olan AMTRAK’a aittir. AMTRAK tüm hammadde alımında Amerikan malı kullanmak zorunda ya da işlenmiş hammadde, ürün veya malzeme alımında en az %50 oranında yerli işlenmiş ancak yine %100 Amerikan hammaddesi kullanılmış ürünleri tercih etmek zorundadır. Bu uygulama en az $1,000,000 olan alımlarda geçerlidir.

FRA (Hızlı Trenler): YHT’nin yaptığı veya fonladığı tüm projelerde; demir, çelik ve diğer tüm ürünler ABD sınırları içerisinde üretilmek zorundadır.

FAA (Federal Havacılık Dairesi): Havacılık Dairesi İdaresi’nin bazı fonları sadece ABD içerisinde üretilen hammadde ve imal edilen ürünler için kullanılır. Tesis ya da ekipman şu şekilde yerli kabul edilir: ABD’de üretilen parça veya alt parçalar, üretilen parça veya alt parçaların tamamının %60’ından fazla olmak zorundadır. Yerli firma ABD’de kurulmuş ve iş yapan firma demektir. İhaleler yabancı firmalara verilse dahi Havacılık Dairesi Başkanı, yabancı firma rekabetçi koşullarda ihaleyi almış olsa da kamu yararı var ise Ticaret Bakanı ile mütalaa ile yerli firmayı tercih edebilir ancak yabancı firma ile yerli arasındaki teklif farkı en çok %6 olmalıdır.

Süper Yüzde Uygulamaları (Savunma Bakanlığı): Savunma Bakanlığı, $3000 altı veya kullanılmadan tekrar satılma durumunun söz konusu olmadığı alımlarında listelenen ürünlerin %100 Amerikan malı olmasını gerekli kılar. Liste değişkendir ancak genellikle tekstil ve özel metalleri kapsar. Kısaca hammaddeden nihai ürüne %100 Amerikan malı olmayan tekstil ürünü ABD ordusu tarafından kullanılmaz. Yine yasaya göre ABD’de eritilmeyen ve üretilmeyen özel alaşımlı metallerin alımı, ABD menşeli olmayan özel alaşımlı metalden üretilen savaş uçağı, roket, uzay sistemleri, gemi, tank ve otomotiv ürünleri ile silah sistemleri ve mühimmat alımı %100 milli olmak zorundadır.

Diğer sektörler
FCIC (Tarım Kredi Kooperatifi): Çiftçi malzeme ve ekipman alımlarında Amerikan malı alana mümkün olduğunca destek olmak zorundadır. Tarım Bakanlığı kredileri ile malzeme alan çitçi %100 Amerikan malı kullanmak zorundadır.

TOKİ: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binalarda yerli ürün ve malzeme kullanılmasını her türlü destek ve teşvik eder.

KOSGEB: Yatırım yapan KOBİ’ye Amerikan malı alımında her türlü destek verilecektir.
Yerli sanayi ve işgücünü koruma uygulamaları

Gümrük tarifeleri: Yabancı mallara malların fiyatının artması için uygulanan vergi
Kotalar: Belirli bir malın ülkeye girebilecek miktarının devlet tarafından belirlenmesi
Gümrük vergileri ve kotalar gelişmekte olan ülkeler için daha çok kullanılmakta olup, gelismiş ülkeler ithalatı kısmak adına yerli malı kullanım kanunlarını kullanmaktadırlar.

Eğitim Bakanlığı
Devlet fonları ile yürüyen okullarda her türlü ekipman alımda sadece Amerikan yapımı ekipman ve ürün kullanılmalıdır.

Öğrenci yemekleri yerli olmak zorunda

Educate America Act: Devlet fonları ile yürüyen okullarda her türlü ekipman alımında sadece Amerikan yapımı ekipman ve ürün kullanılmak zorundadır.

School Lunch Program Act: Bakanlık devlet okullarında öğrencilere verilen yemeklerin ABD menseli olmasına maksimum derecede dikkat etmek zorundadır.

Kanunda istisnası olmayan ürünler
• Enerji Bakanlığı (Temiz Hava Teknolojileri)
• Anayurt Güvenliği Bakanlığı (Bayrak)
• Hazine Bakanlığı (Para Basım-Kağıt hammaddesi)
• USAID (Yardımlar)
• USSBA (KOBİ Yardımları)
• Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Toplu Konut)
 

 

İçeriğe Yorum Yapabilirsiniz.