AKSA PARK-Dünya sokaklarındaki Türk imzası
Tasarladıkları kent mobilyalarını OSTİM’de ürettirerek işe başlayan Aksa Park Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bayraktar, firmanın bugün geldiği noktada dünyadaki pek çok sokak ve parkı donatmanın keyfini yaşıyor.
1996 yılında peyzaj mimarı Ufuk Bayraktar tarafından kurulan Park Tasarım firması, sektördeki adımlarını hızla büyüterek, bugün Aksa Park adıyla dünyanın 43 ülkesine ihracat yapan bir firma konumuna gelmiş durumda.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun olduktan sonra yüksek lisansını da kent mobilyaları alanında tamamlayan, şu anda aynı zamanda OSTİM OSB Yönetim Kurulu üyeliği yapan firma sahibi Ufuk Bayraktar, üniversite yıllarından beri kafasında tasarladığı firması ile hem Türkiye’de hem de Amerika dâhil dünyanın birçok ülkesinde sokakları ve parkları tasarımlarıyla donatmaya devam ediyor.
Park Tasarım adıyla şirketi kurdukları ilk günlerde, ofislerinde tasarladıkları mobilyaları OSTİM’de birçok farklı firmada fason olarak ürettiklerini söyleyen Bayraktar, zamanla kendi ürünlerinin üretici firmalar tarafından taklit edilmeye başlamasıyla, üretimi de kendi bünyelerinde yapmaya karar verdiklerini, böylece 1998 yılında OSTİM’de kiraladıkları 450 metrekarelik alanda üretime başladıklarını söylüyor.
Yaptıkları ürünlerin gördüğü yoğun ilgi sayesinde üretim alanlarını da zamanla büyüttüklerini söyleyen Bayraktar, 2000 yılında da Rusya’nın Soçi kentinde bir tren istasyonu mobilyaları ile ilk ihracatlarını da yaptıklarını dile getiriyor. Bayraktar bu ilerleme sürecini şöyle anlatıyor:
“Biz sektöre ilk girdiğimiz dönemlerde, kurumsal bir firma olarak bu işi yapan yoktu. İnsanlar bir demirciye, ahşapçıya gider, ürün resmini gösterir, üretim yaptırırlardı. Ürünler sadece taklitti. Sektörümüzde Ankara’da 1 ya da 2 firma varken şimdi Ankara’da yüzün üzerinde firma var. Ben yurt dışında var olan modellerle ilgili Master’ım sırasında araştırmalar yaparak, kitap yazmıştım. Dolayısıyla yurt dışında bu sektörde neler olduğunu çok iyi biliyorduk. Orada var olan modellerin versiyonlarını burada yapınca oldukça büyük ilgi gördük. Zamanla üretim kapasitemizi arttırmaya çalıştık. 2005 yılında da OSTİM’deki 3 bin metrekarelik kapalı alana sahip bir yere geçtik. O zamanın şartlarında sektörün üretim kabiliyeti en yüksek tesisiydi.”
İhracattaki hızlı gelişmeyle birlikte OSTİM’e sığmaz hale gelen firma önce Polatlı OSB’de bir tesisi faaliyete geçirmiş. Polatlı OSB’nin merkeze uzaklığı da üretim maliyetlerini etkileyince firma Sincan OSB’de bulunan 8 bin metrekarelik alana geçmiş ve sektördeki en önemli rakiplerinden olan Aksa Peyzaj isimli firma ile birleşerek Aksa Park A.Ş. kurulmuş.
“Türk müteahhitler sayesinde yurt dışına ilk adımımızı attık”
Otobüs duraklarından, yer döşemelerine, oyun parklarından, otopark aydınlatmalarına kadar, dış mekânlarda görülen her türlü ürünü ürettiklerini söyleyen Bayraktar, yurt içindeki en önemli alıcılarının yerel yönetimler olduğunu söyledi. Yurt içi müşterilerinin yarısının belediyeler olduğunu söyleyen Bayraktar, bu alanda yaşadıkları en önemli sıkıntının da belediyelerin ödemeleri geciktirmesi olduğunu söyledi. Diğer müşterilerinin de inşaat firmaları olduğunu söyleyen Bayraktar, müteahhitlik firmalarının kendilerini yurt dışına açan ilk adımı atmalarına yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi. Bayraktar firmanın ihracat serüveninin başlayışını şöyle anlattı:
“Kurulduğumuz günden beri önceliğimiz yurt dışı ihracatı oldu. Yakın coğrafyada üretim kabiliyeti kısıtlı ülkeler var. Bu coğrafyada ciddi bir üretim sıkıntısı var ve Türkiye bu anlamda çok önde. Bu coğrafyaların tamamında Türk müteahhitlik firmaları çalışıyor. Yapılan bir konut kompleksinde en son aşamada bizim işimiz ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türk müteahhitler inşaatlarında bizimle çalışmaya başladılar ve biz böylece yurt dışına açılmış olduk. Yurt dışında müteahhitlik hizmeti veren Türkiye’deki tüm firmalara mal vermeye başladık. İhracat serüvenimiz böyle başladı. Yıllar geçtikçe bu ülkelerde kurduğumuz ilişkiler sayesinde bizim malımızı satmak isteyen, distribütörlerimiz oldu. Son yıllarda da doğrudan ilişkilerimiz gelişti. Örneğin Tahran Belediye Başkanı geliyor, ürünleri beğenip alıyor. Doğrudan devletlerle anlaşmalar yapmaya başladık.”
Kalite standartlarını, ürün güvenlik sertifikalarını belli bir noktaya çıkarabilmiş, iyi bir dış ticaret ekibine sahip, satış öncesi ve sonrası hizmetlerini geliştirebilmiş firmalar için ihracat potansiyeli yüksek bir sektörde olduklarını belirten Bayraktar, ihracatın satıştaki oranının artmasının, üretim kalitesinin yükselmesine de çok büyük katkısı olduğunu söyledi. Bu pazarlara açılabilmek için gerekli bütün sertifikasyonlarını tamamladıklarını söyleyen Bayraktar, bu sayede ürün güvenliğinden kalitesine, paketlemesinden montajına kadar her alanda kalitelerinin arttığını sözlerine ekledi.
“Satın alıcıları bilinçlendirmek istiyoruz”
Nisan ayında şu anda bulundukları Sincan OSB’de 30 bin metrekare arsa içinde 20 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikalarına geçeceklerini de söyleyen Bayraktar, bu çapta bir üretim tesisinin Avrupa’da da olmadığının altını çizdi. Yeni merkezlerinde konferans salonlarına da yer vermeyi düşündüklerini söyleyen Bayraktar; “Türkiye’deki tüm belediye başkanlarını, park bahçeler müdürlerini toplayıp burada bu konuyla ilgili eğitimler vermeyi planlıyoruz. Bu konunun standartlarının ne olduğunu, malı alırken nelere dikkat etmeleri gerektiğini, gönüllü bir eğitim misyonu yüklenerek onlara anlatmak istiyoruz” dedi.
“Satış sonrası destek şart”
Ürünlerinin 2 yıl garantili olduğunu söyleyen Bayraktar, satış sonrası verilen hizmetlerle ilgili de şunları söyledi: “Bizim ürünlerin en önemli dezavantajı aslında kurulumdur. Ürün fabrikadan çıktıktan sonra müşteriye teslimi için gidip alanda montaj yapmak gerekiyor. Bu bazen dağın başında bir yer olabiliyor, bazen kent merkezinde arabanın bile girmesinin çok sıkıntılı olduğu bir yer olabiliyor. Dolayısıyla ürün montajı gerçekten sıkıntılı bir iş. Tabi bu sebeple işin bu bölümünü başkalarına emanet edemiyoruz. Montajı kendi elemanlarımız yapıyor. Günde 4-5 kişiden oluşan ekiplerle, yurt içi ve dışında en az 7 noktada montaj yapıyoruz. Montaj bittiği zaman müşteriye bir teslim tutanağı imzalatılır. Kurulumu biten müşterilerimizden dönüşleri de mutlaka alırız. Satın alma süreçlerinden ürün teslimine kadar geçen süredeki varsa tüm şikayetleri ve görüşleri alınır. Bu görüşler direk yönetime gelir ve bizzat bizler tarafından değerlendirilir.”
Yaşadıkları diğer bir sorunun da Vandalizm (bilerek ve isteyerek kamu malına zarar verme) olduğunu söyleyen Bayraktar, bazen firmalarından bu tür zararların da karşılanmasının talep edildiğini ve bu sebeple bazı sıkıntılar yaşanabildiğini söylüyor. Bu tür olaylar dışında ürünlerinin her zaman arkasında olduklarını belirten Bayraktar, “Bazen montaja gittiğimiz illerde, firmaların haberi bile olmadan önceden montajını yaptığımız ürünlerin de bakımı yaparız” diyor.
“Satın alıcılar ürün güvenliğini önemsemeli”
Sektörün bügünkü hale gelmesi için çok uğraştıklarını söyleyen Bayraktar satın alıcıları şu sözlerle uyardı: “Bizim yaptığımız iş artık Türkiye’de bir sektör haline gelmeye başladı. Belediyeler, inşaat firmaları ve diğer kullanıcılar tarafından artık bu ürünlerin bir ihtiyaç olduğu kabul edildi. Türkiye’de bu anlamda bir sektör ve Pazar ortaya çıktı. Biz uzun yıllar bu ürünlerin bir gereklilik olduğunu anlatmaya çalıştık ve sonunda büyük bir Pazar ortaya çıktı. Oluşan bu pazar sektörde kalite standartlarına uyan, uymayan birçok firma tarafından karşılanıyor. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de ciddi bir merdiven altı, sertifikasyon sorunu olan ama yine de tüketicilerin bu yönde bilgisi olmamasından dolayı satış yapabilen firmalar var. Bu firmalar bizim gibi kurumsal giderleri, sertifikasyon ve kalite giderleri olmadığı için uygun fiyat da verebiliyorlar. Bu noktada seçici ve kalite bilinci yerleşmiş firmalar ve belediyeler bunu algılayabiliyorlar ama maalesef halen “sonuçta bir çocuk oyun parkı” diyen alıcılar da oluyor. Aslında özellikle çocuk ürün gruplarında kalite ve ürün güvenliği çok çok önemli. Dolayısıyla böyle önem arz eden bir konuda bu kadar kalitesiz imalat yapmak çok kötü sonuçlar doğurabiliyor.”
“OSTİM Ankara’daki sanayinin kuluçka merkezidir.”
Aynı zamanda OSTİM OSB Yönetim Kurulu üyesi de olan Bayraktar, OSTİM OSB hakkında da şunları söyledi:
“OSTİM’in Ankara sanayisine katkıları konusunda söylenecek çok şey var. OSTİM Ankara’daki sanayinin kuluçka merkezidir. Bugün Sincan OSB’deki pek çok sanayici kökleri OSTİM’e dayanan sanayicilerdir. Ankara’daki sanayinin özüdür OSTİM. Halen de OSTİM’den çıkan insanlarla diğer OSB’ler besleniyor. OSTİM artık kabına sığmaz bir hal içinde. OSTİM’in yönetim vizyonu da öyle bir noktaya geldi ki, üniversite sanayi işbirlikleri artık çok üst düzeylere ulaştı. Kümelenmeler vasıtasıyla Türkiye için projeler üretiliyor. Akla gelebilecek her türlü ürünün OSTİM’de yapılabileceği devletin en üst yetkilisine kadar ortaya kondu. OSTİM tek bir fabrika gibi çalışır. Başkanımızın tabiriyle insan yedek parçasından makine yedek parçasına kadar OSTİM’de üretilemeyecek hiçbir şey yok. OSTİM yönetimi de bu dev fabrikanın koordinasyonunu sağlıyor. Bu koordinasyon doğru yapıldığı zaman OSTİM, ihtiyaç dışı, atıl bir makine mezarlığından ziyade, bütün makinelerin kullanıldığı, kimsenin başkasının işine tenezzül etmediği, herkesin işinde mutlu olduğu, savunma, iş ve inşaat makineleri, medikal sanayi ve diğer birçok sanayinin merkezi konumuna geldi.”
Firmanın web sitesine ulaşım için tıklayınız : www.aksapark.com