Solitem; enerjisini güneşten alıyor
• Dr. Ahmet Lokurlu “Tükenmeyen enerji kaynağı güneşin enerjisini dönüştürerek soğutmada kullanabilmek mümkün mü?” sorusundan yola çıkarak 1999'da kurduğu Solitem Group bünyesinde, dünya genelinde bütün insanlığa sunmak için çevreyi koruyan ve insanlığa kazanç getiren bir teknoloji geliştirir… Lokurlu ile geliştirdiği sistemi, Türkiye’de açtığı tesisi ve tükenmeyen enerji güneşi konuştuk…
1999 yılında Dr. Ahmet Lokurlu tarafından Almanya’da kurulan Solitem, parabolik güneş kollektör sistemi ile güneş enerjisinden sıcak su temini, buhar elde edilmesi, ısıtma yapılması, soğutma yapılması, elektrik üretimi gibi alanlarda hizmet veriyor. Şu anda Portekiz, İtalya, İspanya, Meksika gibi birçok ülkede temsilcilikleri, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Şili’de de fabrika kurma çalışmaları bulunan şirket, Türkiye’de kurduğu tesisi ile ilk kez otomatik üretime geçmiş durumda.
Firmanın çalışmaları hakkında görüştüğümüz şirket kurucusu Dr Ahmet Lokurlu, güneşi yoğun ülkelerde kullanılabilecek olan ve şu an gelinen nokta itibarıyla dünyada yalnızca kendilerinin ticari olarak kullanıma sunabildikleri sistemi şu şekilde anlattı: “Biz Solitem olarak tesislerimizde ürettiğimiz parabol kolektörler ile güneş enerjisinden sıcak su temini, buhar elde edilmesi, ısıtma yapılması, soğutma yapılması ve elektrik üretimi yapabiliyoruz. Kullanıcı sadece kurulum masrafıyla 20 yıl boyunca bu alanlarda enerji ihtiyacını karşılayabiliyor. Ayrıca kullanıcının bizim sistemimize yaptığı yatırım da bulunulan (bölgedeki enerji maliyetlerine bağlı olarak) 4-6 yılda kendini amorti ediyor.”
Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları bakımından son derece zengin olduğunu, fakat bu gücünü kullanamadığını da belirten Lokurlu, kendi topraklarına yatırım yapma isteği sebebiyle Türkiye’de çok önemli bir tesis kurduklarını, fakat Türkiye pazarına ürünlerinin avantajlarını anlatmakta sıkıntı yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye’deki ticari bakış açısından çok rahatsızız, bu sistemin bu boyuttaki karlılığını anlatmakta zorlanıyoruz. Sürekli pazarlıkla karşılaşıyoruz. Türkiye’deki alıcı sadece fiyat odaklı düşünülüyor. Ticari kültür “kazan-kazan” mantığıyla işlemelidir. Türkiye’de bu kültür çok zayıf. Tüketicinin istediği fiyatlara da ürün yapılabilir ama ellerinde kalır. Bunun sonunda da asıl zararı kendileri görür. Benim de dünyada bu konuyu ortaya çıkarıp onunla anılan bir kişi olarak, öylesine, herhangi bir ürün üretip satamam. Ben Türkiye’deki kullanıcının bizimle detaylarda pazarlık yapacağına kalite talep etmesini, garanti talep etmesini istiyorum. Asıl ticari zeka budur.”
%78 dışarıya bağımlı bir ülke hiçbir zaman güç olamaz
İş yapabileceklerini öngördükleri 70’ten fazla ülkenin analizini yaptıklarını söyleyen Lokurlu, ilk üçteki ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu belirtti. “Türkiye enerjide inanılmaz pahalı bir ülke” diyen Lokurlu, şunları söyledi: “Ayrıca biz çevre kavramına hiç duyarlı değiliz. Kağıt üzerinde, sözde çevre, etik gibi kavramları çok kullanıyoruz ama uygulamada maalesef çok eksiklerimiz var. Türkiye bu konuya önem veremeyecek, yatırım yapamayacak kadar fakir bir ülke de değil. Bu sistemlere maddi kaynak ayırabilecek yüzlerce firma var. Türkiye’nin fakirliği zihniyette. Bunun biran önce değişmesi gerekiyor. Ülkemizin güneşi öylece duruyor, yararlanmıyoruz, Ruslar’a, Azeriler’e, Kazak’lara para ödemekten bütçemiz açık veriyor. Şu anda Türkiye’de bulunduğumuz noktaya bir metrekareye yılda 1910 kilovat saat güneş geliyor. Almanya’ya 700 kilovat saat, neredeyse 3’te 1’i. Böyle baktığımızda Almanya’da şu anda kurulu kapasitenin haddi hesabı yok. Orada oluyor da burada neden olmasın. Orası kadar teknolojiye sahip olamayabiliriz ama kendi imkânlarımıza uygun birçok teknoloji var. %78 dışarıya bağımlı bir ülke hiçbir zaman güç olamaz. Türkiye çok zangin bir ülke, güneşiyle, rüzgarıyla, yer altı kaynaklarıyla çok zengin. Her şeyden önce bir yarımada burası. Burası dünyanın 5. jeotermal kaynağı. Küçücük İzlanda’ya gidin, enerjisinin %95’ini jeotermalden elde ediyor. Siz istediğiniz kadar boru hatları döşeyin, unutmayın ki vanalar sizin elinizde değil.”
Lokurlu, Türkiye’de kurdukları üretim tesisi ve ürettikleri sistem hakkında da şunları söyledi: “Şu ana kadar 13 tane tesis kurduk. Türkiye’ye muazzam bir yatırım yaptık. Dünyada hiç olmayan robotik bir sistem kurduk. Bu sistemle yılda 35-40 bin tane parabol kollektör üretebilecek kapasiteye geldik. Bu inanılmaz bir potansiyel. Bu şekle geldikten sonra hem verimimiz çok arttı, hem de maliyetimiz düştü. Fiyatları neredeyse %50 düşürdük. Bu maliyet düşüklüğünden dolayı da sistemin kendini maliyeti geri döndürme süreleri çok azaldı. Buradan tüm dünyaya ürünlerimiz gönderiyoruz. Robotik sistem kurmamızın nedeni ürün kalitesinin arttırmak ve korumaktır. Bu derece hassas üretimler ancak robotlarla gerçekleştirilebiliyor. Elle hiçbir zaman bu derece hassas bir üretim yapamazsınız. Bizim ürettğimiz sistem endüstride de kullanılabilir bir sistem. Endüstride istemediğiniz kadar buhar ihtiyacı var. Sistemi sadece otellerde soğutma olarak düşünmemek lazım. Endüstrinin buhar, soğutma, kızgın su, basınç ve yüksek sıcaklık ihtiyaçlarında sistemimiz kullanılabilir. Biz güneş enerjisi deyince ya ısıtma ya da elektrik aklımıza geliyor. Biz onların ötesinde bir iş yapıyoruz. Biz 180-200 derecede buhar üretiyoruz ve buhardan soğutma yapıyoruz. Bu bambaşka bir proses. Ayrıca ekonomik olarak hiçbir destek almadan bu tesisleri kurduk. Güneşi yoğun olan ülkelerdeki en büyük sorun soğutma ihtiyacıdır. Arap ülkeleri elektriğin %85-90’ını soğutma için kullanıyorlar. Biz ise o ülkenin doğal olarak sahip olduğu güneş enerjisiyle bu sorunu çözüyoruz. Kışın ısıtma, yazın soğutma, endüstride buhar, elektrik, ee bir sistemden daha ne istenir?”