Adres :
100. Yıl Bulvarı No:101/A, 06374 OSTİM/Ankara-TÜRKİYE Telefon : 0 312 385 50 90 Faks : 0312 354 58 98 E-Posta : korhan@ostim.org.tr

G8 – D8 Avrupa birliği ve biz

Behzat ZEYDAN
02 Mayıs 2016 11:54

G8 dünyanın endüstrileşmiş ve gelişmiş sekiz ülkesinin ortak adıdır. 1973 yılındaki petrol krizini takiben ve ondan sonra gelen global durgunluktan dolayı kurulmuştur. G8 ülkeleri şunlardır: 1- ABD 2- JAPONYA 3- ALMANYA 4- BİRLEŞİK KRALLIK (GALLER-İNGİLTERE-İSKOÇYA-KUZEY İRLANDA) 5- FRANSA 6- İTALYA 7- KANADA 8- RUSYA G8 ülkeleri; aşağıda belirtilen konularda ortak hareket etme kararı almışlardır. 1- Sağlık 2- Kanun uygulama 3- İş 4- Ekonomik ve sosyal gelişme 5- Enerji 6- Çevre 7- Dış ilişkiler 8- Adalet 9- İç işleri 10- Terörizm 11- Ticaret G8 ülkeleri dünya nüfusunun yaklaşık % 14 ünü teşkil etmekle beraber dünya ekonomisinin % 65’ini temsil ederler. G8 ülkeleri ayrıca; kara para aklama, nükleer güvenlik ve uluslararası organize suçlar gibi konularda da özel çalışma grupları oluşturmuşlardır. Ayrıca; 192 ülkenin üye olduğu birleşmiş milletler teşkilatının güvenlik konseyinde veto hakkına sahip 5 ülkenin 4’ü yine G8 ülkeleridir. (ABD – RUSYA – FRANSA – İNGİLTERE) G8 ülkelerinin haricinde tek veto hakkına sahip olan ülke ise Çin’dir. G8 ülkeleri, gelişmiş ülke olmak ve beraber hareket etmekle elde ettikleri güç sayesinde dünyaya egemen olduklarını ilan etmekle beraber Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde aleyhlerine çıkabilecek her kararı veto etme haklarını kullanarak bir çok haksız kararlara imza atmışlar ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin saygınlığını ve güvenilirliğini kaybetmesine neden olmuşlardır. Bu noktada; gelişmekte olan ülkelerin önündeki iki seçenekten birisi; bu güç karşısında hiçbir direnç, çalışma, gayret göstermeden boyun eğmek. İkinci seçenek ise tarihi bağları, geçmişleri, dinleri, örf, adet, gelenek ve görenekleri birbirine yakın ve uyumlu ülkelerin bir araya gelerek bir sinerji oluşturmaları ve ortak hareket ederek beraberce gelişmiş ülke olma hamleleri yapmalarıdır. Bu amaçla Refahyol Hükümeti Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan önderliğinde ve Pakistan Devlet Başkanı Şehit Ziya ül Hak’ın büyük destekleriyle gelişmekte olan sekiz ülke D8 kurulmuştur. (D8) gelişmekte olan sekiz ülke şunlardır: 1- Türkiye 2- İran 3- Pakistan 4- Bangladeş 5- Malezya 6- Endonezya 7- Mısır 8- Nijerya D8 ülkelerinin bayrağında yer alan 6 yıldızın anlamları şunlardır: 1- Savaş değil barış, 2- Çatışma değil diyalog, 3- Çifte standart değil, adalet, 4- Üstünlük değil, eşitlik, 5- Sömürü değil, adil düzen, 6- Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi. D8 ülkelerinin işbirliği alanları faaliyet ve projeleri: TÜRKİYE: Sanayi, sağlık ve çevre BANGLADEŞ: Kırsal kalkınma ENDONEZYA: Yoksullukla mücadele ve insan hakları İRAN: Bilim ve teknoloji MALEZYA: Finans, Bankacılık ve özelleştirme MISIR: Ticaret NİJERYA: Enerji PAKİSTAN: Tarım ve balıkçılık Avrupa Birliği: AB 1951 yılında altı ülkenin katılımıyla kurulmuş şu anda yirmi yedi üye ülke olarak devam etmektedir. Türkiye 1963 yılından beri Avrupa Birliği’ne tam üye olabilmek için önüne konulan dosyalarla ve fasıllarla oyalanmakta ve zaman kaybetmektedir. Avrupa Birliği’nin arkasına takılmak yerine D8 oluşumunda lider ülke olarak çok daha aktif olmalı ve Müslüman ülkelerin temsilcisi olarak dünyada layık olduğumuz yeri almalıyız. Bu konuda Şehid Ziya ül Hak şöyle demiştir: “Bir milletin gerçek gücü, ideal sahibi fertlerin çokluğu ile ölçülür. İdeali olmayan bir millet, ne kadar güçlü olursa olsun, eninde sonunda yıkılmaya ve tarihten silinmeye mahkûmdur.” Bizim idealimiz D8 ülkelerinin, yani gelişmekte olan sekiz ülkenin, gelişmiş ülkeler kategorisine dâhil olması için ciddi ve sistemli bir şekilde birbirlerine kenetlenip çalışmaları ve üretim yapmalarıdır. Haklının değil, güçlünün egemen olduğu bu düzenin ve özellikle İslam coğrafyasında işgallerin, zulümlerin, soykırımların ve insan hakları ihlallerinin en önemli sebebi, İslam ülkelerinin bir ve beraber hareket etmemesi, ilim ve bilim alanlarında ortaya bir şeyler koyamaması, teknolojik yönden gelişip üretim yapmaması ve sorumsuzca tüketime yönelmesidir. Sonuç olarak şunları söyleye

Yazara ait diğer köşe yazıları