Küçük ve orta ölçekli işletmelerin temel sorunları belli peryotlarla düzenlenen KOBİ zirvelerinde dile getiriliyor. Pek çok başlık altında tasnif edilen bu sorunların nerede ise tamamı çözülmeden gelecek yıllarara aktarılıp gidiyor...
İşletmelerin sıkıntı ve sorunlarının kaynağında zaman zaman “ihtiyacının ne olduğunu tespit edememek” ve “ neyi bilmediğini bilmemek” gibi yönetimsel yetersizlik ya da uzman bilgisini küçümseme alışkanlıklarının olduğunu da görüyoruz.
Biz Ostim olarak, klasik altyapı eksikleri ve temel destek birimleri kadar kronikleşen üretim-yönetim-pazarlama anlayışındaki aksamaları gidermeye yönelik girişimlerde de bulunuyoruz. Bu projelerimizi değişik platformlarda diğer osb’lerimizle paylaşıyoruz.
Uzun çabalar sonucu bölgemizde üniversite-sanayi işbirliğini kurduk. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teknokent’in uzantısı olarak kurulan
Ostim Kuluçka Merkezimiz geçtiğimiz ay hizmete açıldı.
Büyük ölçüde dolan bu merkezde 65 firmamız faaliyet gösterecek. Kuruluşlarımızın yapacağı Ar-Ge çalışması ile katma değeri yüksek ürünlerin üretimi sağlanacak. Yine ‘bilgiye ulaşma’, ve ‘danışman desteği’ verme yönünde bir proje gerçekleştirdik. Alman teknoloji ve işbirliği kuruluşu GTZ’nin de içinde bulunduğu bir danışmanlık şirketi oluşturduk. Bu şirket AB projeleri ve buna yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerinde KOBİ’lerimize çözüm ortağı olacak.
Başta da söylediğimiz gibi; KOBİ’lerin sorunları genel olarak herkesin ezberlediği sorunlardır. Temel sorunlardan biri de şu: Sorunlu KOBİ’lerin kaptanları neyi bilmediklerini ve öncelikli ihtiyaçlarını bilmiyorlar. Bir yanlış yaklaşım da iyi para kazanan firmanın, en çok parayı ben kazandığıma göre, o zaman ben her işten anlarım yaklaşımına girmesidir. Kimiler bunu farklı şekilde ifade eder; “Sen bana para ver öbür tarafına karışma” der. Oysa sorun her zaman para ve finansman sorunu olmayabilir. KOBİ’lerin en çok yaşadığı sorun işletme yönetimidir. Nitelikli bir yönetim olmadığı, projelerini bir sıraya koymadıkları ve hiçbirini tamamlayamadıkları için her sorunun kaynağının para olduğunu zannediyorlar. Anketlerde elde edilen sonuçlara göre sorun finansman sorunu, kredi sorunu, ipotek sorunu değil. Aslında bilgi ve beceriye sahip vasıflı elemanları, yöneticileri yoktur.
Öncelikli sorun; yönetim sorunudur. Aynı derecede sayılabilecek nitelikli eleman sorunu vardır. Bu elemanların yetiştirilme sorunu vardır. Bu sorun da bu sistemle kolay çözülebilir gözükmüyor. Eğitim kurumları endüstrinin, sanayinin, KOBİ’lerin talep ettiği insan tipini yetiştiremiyor. Gençler sanayinin, endüstrinin gerçeklerini bilmeden tanımadan yetişiyor. Sanal bir ortamda yetişiyor. Eğitim kurumlarıyla aktif nüfusu istihdam eden kurumlar arasında bir iletişim bozukluğu var.
Sanayi kesiminin temsilcileri de ciddi alarak bu konuda kafa yormuyor, çözüm aramıyorlar. Bu insan tipi sonuçta okullarda yetişiyor. Sanayiciler biraz okula, okuldakiler de biraz sanayiciye gitmelidir.
Çözüm: Her kesim kafasını kumdan çıkaracak. Bu kafayla, bu tempoyla, bu anlayışla sorunlarımızı çözemeyiz. Gündemde Çin tehdidi var; rekabet anlayışımız ucuz imalât, çiftçilik ve taklit yeteneğine dayanıyor. Dünya ile böyle yarışamayız. Bize ait olacak ürünler tasarlıyor olmamız lazım. Ürünleri değiştirmemiz, geliştirmemiz lazım, rekabetçi olmamız lazım. Zaten bunun gerekliliğini çok geçmeden hızlı bir şekilde göreceğiz.
KOBİ’ler bulunduğu yeri ve konumu bilen, bilgiye, bilişime, danışmana, danışmanlık hizmetlerine önem veren yöneticilerle sorun yumağını küçültebilirler.