“Sektörlerin İhtiyacına Göre Müfredat Geliştiriyoruz”
Türkiye’nin sanayi içerisinde kurulan ilk üniversitesi olan OSTİM Teknik Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu bünyesinde 12 program, 1000’i aşkın öğrenci ve 50’ye yakın öğretim elemanıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Turan Şişman, sanayinin ihtiyaçları ve geleceğe yönelik meslekleri içerecek şekilde programları kurguladıklarını kaydetti.
Konuyu büyük bir resim çerçevesinde ele aldıklarını ifade eden Şişman, “Popülist yaklaşarak bir üniversite programı açmaktan daha öte, sanayinin günümüzde ve gelecekte ihtiyacı olacak teknikerleri ve uzmanları yetiştirme anlamında bir bakış açısı oluşturduk. Bu doğrultuda da Makine, Mekatronik, Elektrik ve Elektronik gibi temel alanların yanı sıra; Bilişim Güvenliği Teknolojisi, Bilgisayar Programcılığı gibi destekleyici programlar, üretilen herhangi bir hizmeti ya da ürünü dünyanın her noktasında pazar oluşturup ulaştırmayı hedefleyen E-Ticaret ve Pazarlama ile Lojistik programı sanayinin dinamiklerine ve yeniliklerine göre kurguladığımız programlar. Ayrıca; Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi, İHA Teknolojisi ve Operatörlüğü, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi ve en sonunda da Silah Sanayi Teknikerliği programları hem dünyanın hem de çağın öne çıkan alanları.” dedi.
“Staj değil ders!”
Sanayi üniversitesi olmanın avantajını yaşadıklarını ve öğrencilerin uygulamalı eğitimlerden memnuniyetlerinin üst düzeyde olduğunu söyleyen Şişman, işletmelerin de bu eğitim metodunu benimsediklerini ifade etti. Turan Şişman konuyla ilgili, “Uygulamalı eğitim modeli; 2,5 dönem teorik, 1,5 dönem uygulamayı içeren 3 ayrımdan oluşuyor. Bu derslerin bir kısmı ortak olarak eğitim-öğretim müfredatı oluşturulan, oryantasyon ve biraz kariyer planlamayı içeren sentez-analiz dersleri. İkinci bileşen derslerimiz, uygulamalı mesleki dersler. Üçüncü bileşenimiz ise bizzat işletmelerde yapılan dersler. Asıl firmalara olan ihtiyaçlarımız bu üçüncü kısımda, işletmelerde geçirilen iş yeri uygulaması ve iş yeri deneyimi dersleri. Üçüncü dönem haftanın iki günü, dördüncü dönem haftanın beş gününü kapsayan dersler. Bunlar staj değil ders!” dedi.
İyi bir seviye yakaladıklarını vurgulayan Şişman, OSTİM OSB Bölge Müdürlüğü ve OSTİM Teknik Üniversitesinin ilgili birimleriyle sürdürülebilirliği sağlama adına iş birliği içinde çalıştıklarını ifade ederek bu konunun çok önemli olduğunu dile getirdi.
“Dinamik müfredat”
Çok dinamik bir müfredatla eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Şişman,” Dinamik müfredattan kastımız şu; ilk olarak gelişen teknolojinin hızlı olması, ikincisi de sanayide ihtiyaçların gerçekten hem çok şekillenmesi hem de anlık olması. Müfredatlarımızı sanayicimizden aldığımız geri beslemelere göre her dönem revize etmeye çalışıyoruz. Üçüncü dönemde yer alan iş yeri uygulaması dersini kurgularken işletmelerden gelen, “bir personel geldiği zaman bir gün gelip gitmesin, iki gün gelsin, bir gün sabah başlasın, ertesi gün akşama kadar bu süreci doğru yürütsün” talebi doğrultusunda önceki dönemlerde haftada bir gün olan bu dersi haftanın iki gününe çıkarttık.” dedi.
“Öğrenci, akademisyen ve hamilerden ortak proje”
Dr. Turan Şişman uygulamalı derslerin farkını, “Eğitim süresinin son dönemine denk gelen, haftanın 5 gününün işletmelerde geçirildiği İş Yeri Deneyimi adını verdiğimiz ders, aslında bizim öğrencilerimizin üç dönem aldıkları teorik + uygulamalı eğitimin tamamının işletmede uygulamaya dönüştürüldüğü bir ders. Haftanın beş günü için bir işletme yönüyle bakıldığı zaman, 3,5 ay öğrencilerimiz işletmelerin bir çalışanı gibi oluyor. Hamilerin gözetimi ve yönlendirmesinde, iş ve işlemlerinin içerisinde yer alacak şekilde ders devam ederken işletmeler de öğrencilerimizin ne kadar becerisi olduğunu, hangi alana katkı sağlayacağını ve iş ahlakını görüyor ve onları yakından tanıyor. Bütün bunlar işletmenin insan kaynakları açısından da bir süreci ortaya çıkarıyor. Bazı işletmeler mezuniyet sonrasında, ben bu çalışanımla yoluma devam ederim diyerek öğrencilerimize iş teklifinde bulunuyorlar.” sözleriyle dile getirdi.
Ayrıca, yine son döneme denk gelen Sektörel Proje dersiyle de öğrencilerin 3,5 ay boyunca İş Yeri Deneyimi dersini yürüttükleri işletmelerdeki olası bir sorunu ya da olası gelişmeleri dikkate alarak program akademisyenleri ile bir proje geliştiriyor olmalarının, öğrenciler için kendi yetkinliklerini geliştiren bir basamak olduğunu dile getiren Şişman, “Bu süreçte öğretim elemanlarımız işletmelere sürekli gidip geliyor. Öğrencilerin nasıl bir durumda olduklarını, işletmeye katkılarının analizini yaparak iş yerindeki hamisiyle işletmenin bir sorunu veya geliştirilmesi gereken bir hususu varsa, ona yönelik bir proje yapmasına katkı sağlıyorlar ve böylelikle de Sektörel Proje dersi öğrencinin işletmedeki katma değerine katkı sağlayan bir ders olarak ortaya çıkıyor.” dedi.
“Gençler mesleki eğitime sıcak baksın”
Meslek Yüksekokulu Programlarının evrensel nitelikte, dünyanın her yerinde geçerli meslekleri içerdiğinin altını çizen Şişman, “Çağımız, bilginin beceriye dönüştürüldüğü çağ. Buradaki kritik nokta; bilginin katma değerli hale dönüştürülmesidir. Gençlerimizin yeteneklerini ön plana çıkartacakları, becerilerini keşfedip geliştirecekleri alanlarda ve bu doğrultuda eğitim veren üniversitelerde eğitim almaları gerekiyor. Bilginin somut olarak ürüne, hizmete dönüşme sürecine biz mesleki eğitim süreci diyoruz. Bu çağın buna ihtiyacı var. Ailelerimiz ve gençlerimiz mesleki eğitime daha sıcak baksınlar.” dedi.
Sektörün bugünkü ve gelecekteki durumunu dikkate alarak müfredatı geliştirdiklerini belirten Dr. Turan Şişman, “Sanayi üniversitesi olma iddiası; sektörün bizzat yaşanıldığı, sahanın laboratuvar ya da atölye olarak kullanıldığı bir bakış açısı demektir.” dedi.
“Güçlü Firmalardan ‘Marka Ders’ler”
Sanayi üniversitesi olma iddiasının; sektörün bizzat yaşanıldığı, sahanın laboratuvar ya da atölye olarak kullanıldığı bir bakış açısı olduğunu ifade eden Şişman, “TUSAŞ Akademi, TEZMAKSAN Akademi ve LENTATEK (Vestel) firmalarının insan kaynakları yöneticileri ile bir araya geldik. Bu firmalar, kendi personellerine mütemadiyen hizmet içi eğitim veriyorlar. Kendi altyapılarıyla ve ihtiyaçları doğrultusunda oluşturdukları bu eğitimleri, OSTİM Teknik Meslek Yüksekokulu olarak; öğrencilerimizin sektörün yapısını görmeleri, havasını tatmaları için inceledik ve bizimle ilintili olan kısımlarını aldık. Sektör ve akademi ile harmanlayıp üniversite seviyesine uyarlayarak öğrencilerimize faydalı birer ders olarak kazandırılması üzerine anlaşma yaptık. Derslerimiz başladı. Bunu da Güçlü Firmalardan Marka Dersler olarak adlandırdık.” dedi.