Kümeyle İhracata Hız Verdi
Hidrosil’in Genel Müdürü Erdal Burak’ın işin mutfağından gelip patronluğa uzanan bir öyküsü var. 30 kişiye istihdam sağlayan OSTİM’li sanayici, İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM) ile birlikte ihracata daha bilinçli yaklaştıklarını, üretimlerinin yüzde 25’ini ağırlıklı olarak ABD ve Rusya’ya gönderdiklerini belirtiyor. Müşterilerin işini kesintiye uğratmayacak uygulamaları da hayata geçirdiklerini kaydeden Erdal Burak, “Hizmet varsa iş var.” diyor.
Mesleğe nasıl başladınız?
Bu işin altyapısından gelen birisiyim. 12 yaşımdan beri sektörün içerisindeyim. 1985 yılından 1997 yılının sonuna kadar bu sektörle ilgili bir firmada çalıştım. 1998’de aynı firmada çalıştığım ortağımla Hidrosil’i kurduk. 30 çalışanımız bulunuyor.
Çalışma alanınız ve ürün çeşitleriniz nelerdir?
Sektörümüz hem endüstriyel hem de mobil grubuna hitap ediyor. Biz mobil gruba giren, yol, maden ve iş makineleri servisleri için hidrolik silindirlerin üretimi ve revizyonunu gerçekleştiriyoruz. 2.500 farklı çeşit, adet bazında 35.000 adet parça üretiyoruz. Bunun 2.000’e yakını revizyon, 1.500’ü sıfırdan üretimdir.
Bünyemizde üç adet makine mühendisi ve bir adet endüstri mühendisliği yüksek lisanslı metalurji ve malzeme mühendisi çalışmaktadır. Mesai saatleri içerisinde sürekli olarak proje çalışmalarımız devam etmektedir. Gelen makinenin model ve markasına göre elimizde olmayan parçalar tek tek çizilip teknik arşive eklenmektedir.
“REKABET OLUŞTURUYORUZ”
Kim, ne üretiyorsa üretsin yol haritasını oluşturmak, dersine çok iyi çalışmak zorunda. Piyasada, herkesin yaptığı kalemleri değil de kimsenin yapmadığı çeşitleri yaparak, yüksek model makinelerle çalıştık.
Rekabet oluşturan bir yapımız var. A firması bir ürünü B fiyatına imal etmiş, “Biz de ona göre yapalım” gibi bir derdimiz yok. İşimizin kalitesi ve fiyat politikamız neyse odur. Makine parkımız, tesisimiz, personelimiz bu işin üzerine uzmanlaşmıştır. Bu nedenle ikinci bir işi düşünmüyorum. Olsa bile yine yapmam. Sonuçta 35.000’e ulaşmış bir ürün segmentimiz var. Bunu 70 bine kadar da çıkartabilirsiniz.
Kapıdan iş gelecek diye beklemiyoruz. Piyasadaki kalemler, makine parkı belli. En başarılı çalışmalarımızdan biri de hizmet sunduğumuz yol ve maden firmalarının, makine parkı listesini çıkartıyoruz. Türkiye’deki maden, yol, havaalanı ihalelerini de takip ediyoruz. İşi yapan firmaların makine parkını araştırıyoruz. 3. Havaalanı, dünyanın en büyük projelerinden bir tanesi. Orayla ilgili de şu anda bir çalışmamız var. Böylece o işler bize gelmeden ürünleri stoklarımıza koyabiliyoruz. Bu da bir haftada bitebilecek bir işi bir günde teslim etme avantajı veriyor.
Çalıştığımız firmalar herhangi bir arızada makinesini yatıramıyor. Bizle ilgili bir talebi olduğu zaman, müşterimizin makinesini bekletmeden, stoklarımızdan yedek bir silindir gönderiyoruz. Bir makinenin bir gün beklemesi demek; 10 kamyonun yatması, 20 personelin beklemesi ve işin gecikmesi demektir. İnşaat, yol ve maden firmaları genelde taahhütlü çalışır. Zamanla yarışırlar. Bu anlamda müşteriye güzel bir hizmetimiz oldu. Bize artı puanlar kazandırdı. Türkiye’nin en ciddi ve en kaliteli inşaat ve maden firmalarıyla çalışıyoruz. Hizmet varsa iş var. Bunu ilk yapan firma Hidrosil’dir.
“HERKES BİLDİĞİ İŞİ YAPMALI”
İhracat kısmında neler yapıyorsunuz?
5 yıl önceki Hidrosil ile şu andakinin arasında yüzde 50 fark var. Biz her gün kendimizi geliştiren, bilgiye ve insana yatırım yapan bir firmayız. Ne iş yaparsanız yapın, Her şeyden önce insana yatırım yapmak zorundasınız. Yaklaşık 5 yıl önce İŞİM Kümesi’ne üye olduk. URGE projesi kapsamında T.C. Ekonomi Bakanlığı destekli Dış Ticaret Eğitimleri aldık. Bilmediğimiz çok şeyi öğrenmiş olduk. Yurtdışı firmalarla yazışırken de, aldığımız eğitim ve desteklerden dolayı daha profesyonelce, daha bilinçli, daha sağlıklı yazışmalar yapıyoruz.
4 yıldır ihracat yapıyoruz ama aldığımız eğitimlerle son 2 yıldır daha rahat ihracat yapıyoruz. Önceden 50 yurtdışı firmasıyla yazışıyorduk şu anda bu rakam 100’e çıktı. İŞİM Kümesi yurtdışından heyetler getirdi. Ürünlerimizi gördüler, bu firmalarla tanıştık ve teklif vermeye başladık. Uluslararası fuarlarda İŞİM’le ortak hareket ediyoruz. Son derece güzel bir oluşum. 15’e yakın ülkeye ihracatımız var.
Öncesinde farklı firmalar adı altında dolaylı yollardan ihracatımız vardı. Zaman içerisinde dış ticaret departmanı kurduk. 7 yıl önce bilgisayar programlı ve raporlama yapabilen test cihazı aldık; bu test cihazı bizim işimizde kullandığımız en önemli ekipmandır. Test cihazı bir Amerikalı firmanın da dikkatini çekti. Çalışmalarımızı test edip raporlamamızın kendileri için çok önemli olduğunu bildirdi. İhracatımıza yüzde 50 olumlu katkı sağladı.
Üretimimizin yüzde 25’ini ihrac ediyoruz. Ağırlıklı olarak ABD ve Rusya’ya ürün gönderiyoruz. Ukrayna, Gürcistan, İtalya, Singapur, Dubai, İspanya ve Azerbaycan’dan da müşterilerimiz var. Bizi kaliteye teşvik edecek firmalarla çalışmak, çıtayı sürekli yükseltmek arzusundayız. Hidrosil, iş makinesiyle ilgili silindirin dışında hiçbir iş yapmıyor. Bu da verimlilik ve başarı sağlıyor. İkinci bir işi kesinlikle düşünmedik; herkes bildiği işi yapmalı.
KOBİ’lerin ekonomiye katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız OSTİM’e geldiğinde kendisine arz ettim. Bizler bu ülkeye katma değer sağlıyoruz, dövizin dışarı çıkmasını engelliyoruz. Örnek olarak, yaptığımız bir silindirin yurtdışı fiyatı 60 bin euro. Japonya’dan 2 yada 3 ayda geliyor. Biz aynı ürünü 10 bin euro’ya satıyoruz. Bizim gibi üreticiler bu ülke için çok büyük bir kazançtır. Bir KOBİ firması olarak bazı şeyleri yeni yeni öğreniyoruz. Bizde de bazı eksiklikler var. Devletin bir çok desteği mevcut. Bazılarından İŞİM Kümesi’ndeki toplantılar vasıtasıyla haberimiz oluyor.
Devletten beklentileriniz?
Vergi oranları oldukça yüksek. Üretici firmanın belini kırıyor. Piyasa koşullarında her gün sıkıntı var. Ticaretinizde, zamanında tahsilat yapamıyorsunuz.
OSTİM esnafı olmak size ne ifade ediyor?
Biz burada gözümüzü açtık. Ben 30 yıla yakındır OSTİM’deyim. OSTİM bir derya, ben o şekilde bakıyorum. Türkiye’nin çok ciddi üretim yapan bir bölgesi. Biz bu ülke için çalışmak ve üretmek zorundayız. Bu ülkeyi sanayiciler kalkındıracak. Herkesin taşın altına elini sokması gerekiyor.
“YERLİ ÜRÜN DAHA EKONOMİK”
Bazı kişilerde ‘orijinal’ alışkanlığı vardır; “Yerli ürün takmam, orijinal takarım.” Yakın zamanda bir müşterimizle yaşadık. Makinesi yeni, garanti kapsamı içinde bir makine. Kaskodan sıfırını istiyor; “Bana orijinal parça vereceksin.” diyor. Yurtdışından 15 günde gelecek parça 30 bin dolar, biz ise 5 bin dolar’a yapıyoruz, stoklarımızda var; makine 15 gün yatmıyor. Bize vereceği 5 bin doları 5 kere kazanıyor. Firmanın sahibiyle tanıştık. 2 yıl garanti verdim ve görüşmemizden kısa bir süre sonra ürünümüzü istedi.