Mesleki Eğitimde “OSTİM Modeli”
2009 yılında OSTİM OSB ve Gazi Üniversitesi arasında yapılan bir protokolle kurulan ve önümüzdeki öğretim yılında ilk mezunlarını verecek olan Gazi Üniversitesi OSTİM Meslek Yüksekokulu, alanında son derece iddialı. Bünyesindeki 5 farklı bölüme 386 öğrenci almaya hazırlanan OSTİM MYO’nun Müdürü Doç. Dr. Behçet Gülenç, okul bölümlerini şöyle anlattı:
“Okulumuzdaki mevcut bölümler Endüstri Ürünleri Tasarımı Programı, Mekatronik Programı, Elektrik Enerjisi Üretimi, İletim ve Dağıtımı programıdır. Bu eğitim döneminde ise kaynak teknolojisi ve lastik ve plastik teknolojisi ile ilgili 2 yeni bölüm açtık. Yeni bölümlerimiz sanayicilerin istekleri doğrultusunda açıldı. Ankara Sanayi Odası ve Plastik Kauçukçular Odası bu alanlarda açılacak bölümlerin faydalı olacağı görüşünü ilettiler bize. Bunlarla birlikte Petkim gibi büyük kuruluşlar da bu bölümler için destek verdiler.”
Okulda açılacak bölümleri belirlerken sanayicinin ihtiyaçlarını göz önüne aldıklarını söyleyen Gülenç, bu anlamda sektörün ihtiyaçları hakkında meslek odalarıyla görüşerek açılacak bölümlere karar verdiklerini belirtti.
Mesleki eğitim ara eleman ihtiyacını karşılar
Türkiye’de mühendislik eğitiminin de, teknoloji fakültelerinin kurulması ile değişmeye başladığını söyleyen Gülenç, bu noktada ara eleman yetiştirme konusunda meslek okullarına çok iş düştüğünü söyledi. Gülenç,“Mühendisler beyaz önlük giymek istiyor. Meslek yüksek okullarının görevi mühendisle çalışan arasında köprü olacak ara elemanları yetiştirmektir. Bizler hem bir mühendis gibi konusuna hâkim, hem de bir bir işçi gibi tezgâhın başına geçip üretim yapabilecek nitelikte elemanlar yetiştiriyoruz. Bu elemanlar her türlü teknolojik bilgiye sahip, pratikte uygulamayı bilen elemandır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat Ergün’ün sanayi bölgelerindeki mesleki eğitime yönelik yaptığı açıklamalar da bu anlamda çok önemlidir.” şeklinde konuştu.
Staj ve istihdam konusunda sıkıntımız yok
YÖK’ün mesleki eğitim konusunda aldığı kararlar sonrasında 6 eğitim döneminin 4’ünün eğitim, 2’sinin ise staj olarak uygulanacağını da hatırlatan Gülenç, bir organize sanayi bölgesi içinde kurulmuş bir okul olarak bu konuda hiçbir sıkıntıları olmadığını dile getirdi. Her öğrenciyi alanına uygun bir işletmeyle eşleştirdiklerini söyleyen Gülenç, “Öğrenciler o firmalara gidiyorlar, işletmeyi inceliyorlar, çalışıyorlar, katkıda bulunuyorlar, sohbet ediyorlar ve ufuklarını geliştiriyorlar. Bazen stajyeri bir yük gibi gören firmalar bile, öğrenciden memnun kalarak firmada iş teklif ediyorlar. Bu sayede birçoğunun mezun oldukları zaman da işleri hazır oluyor. Örneğin mekatronik bölümü öğrencilerimizin yarısının, henüz mezun bile olmadan işleri hazır durumda. Mezun istihdamı konusunda birçok üniversitenin önündeyiz” dedi.
Mesleki eğitimde “OSTİM Modeli”
OSTİM OSB yönetiminin de mesleki eğitim konusunda çok duyarlı olduğunu belirten Gülenç, OSTİM’deki mevcut kurumların işbirliği ile OSTİM mesleki eğitimde bir model olma durumuna geldiğinin altını çizdi. Gülenç bu modeli şöyle açıkladı: “Bir sürü organize sanayi bölgesi var ama içlerinde meslek yüksek okulu yok, meslek lisesi yok. OSTİM organize sanayi bölgesi içinde ise çıraklık meslek okulu, meslek lisesi ve meslek yüksek okulu var. Bu kurumlar birbiriyle sürekli irtibat ve işbirliği halindedir. Aynı sektöre, aynı sanayi bölgesinin içinde hizmet veren kurumlar olduğumuz ve yönetim ve eğitim ekipleri ile aynı camiadan geldiğimiz için aynı dili konuşuyor ve birçok ortak projeye imza atıyoruz. Sürekli işbirliği içinde bir model oluşturmuş durumdayız ve bu modeli de ‘Mesleki Eğitimde OSTİM Modeli’ olarak tanımlıyoruz.”
Sanayicinin desteği şart
Yapılan tüm bu çalışmaları Türkiye sanayisinin gelişimine katkıda bulunabilmek adına yaptıklarını, tüm bu kurumların yetiştirdikleri elemanların kalitesinin Türk sanayinin kalitesini yükselteceğini vurgulayan Gülenç, bu yüzden sanayicinin de desteğini beklediklerini belirtti. Gülenç; “Biz sanayicinin maddi manevi desteğini bekliyoruz. Bizim öğrencilerimiz işi en yeni makinelerde öğrenirlerse, sahaya indiklerinde de yeni teknolojiyi biliyor olurlar, ama eski makinelerde eğitim alırlarsa teknolojinin gerisinde kalır ve işletmeye de faydalı olamazlar. Bu sebeple bizlerden tam anlamıyla kalifiye eleman bekleyen sanayicinin biraz elini taşın altına koymasını istiyoruz. Atölyelerindeki kullanmadıkları makineleri bile bize verseler çok faydalı bir iş yapmış olurlar. Tüm sanayicilerimizin desteğini bekliyoruz” dedi.