OSTİM Geleceğini Kurguluyor
OSTİM Vakfı Müdürü Gülnaz Karaosmanoğlu, gelecek planlarını yeniden gözden geçirerek OSTİM’in kaynaklarını daha uzun yıllara taşıyacak yapılanmalar üzerinde çalıştıklarına dikkat çekerek “Kurumsallaşma çabalarında olgunlaşmaya doğru giderken artık sürdürülebilirlik dönemine geçiyoruz.” dedi.
Bir çok üniversiteyi bir araya getiren OSTİM Ekopark TGB Projesi için Yenilenebilir enerji teknolojileri tasarım ve üretiminde ulusal bir buluşma noktası olmak istediklerini kaydeden Karaosmanoğlu, Ekopark Projesi için, “Değer zincirindeki bütün paydaşların ve yatımcısından akademisyenine, girişimcisine kadar tüm kesimlerin enerji konusunda aradığı her şeyi burada bulmasını hedefliyoruz.” açıklamasını yaptı.
OSTİM Vakfı’nın kuruluş hikâyesini sizden dinleyelim...
OSTİM bir girişimcilik hikâyesidir ve özgündür. Hiçbir devlet yardımı olmadan oluşmuş bir sanayi bölgesidir. OSTİM kooperatifinin bin 800 üyesi o zamanlar paralarını ortaya koyarak, arsalarını alıp buraya kendileri yatırım yapıyorlar. Bu bölgede tek bir devlet planı ve desteği yoktur. Bireysel bir girişimdir. Küçük sermayelerin büyük işlere dönüştüğü bir yerdeyiz. Küçük bilgilerin büyük sonuçlara dönüştüğü bir yerdir. Teklerin çoklara dönüştüğü bir yerdir.
Girişimin başladığı 1967’lerden 1990 yılların başlarına doğru gelindiğinde yapılaşma büyük oranda biter, hızla atölyeler dolmaya ve işlemeye başlar ve özellikle Rahmetli Turgut Özal’ın Anadolu sermayesi ve KOBİ’lere verdiği önemle OSTİM’li işletmelerin pazarlama, nitelikli eleman, eğitim, Ar-Ge, tanıtım, dış ticaret vb. üst yapısal ihtiyaçları ortaya çıkar. OSTİM Vakfı ise yine OSTİM kaynaklarını verimli kullanarak bu ihtiyaçlara çözümler getirmeyi hedefleyen bir ana kuruluş olarak 2 aralık 1993’te kurulmuştur.
Ne tür faaliyet ve çalışmalarda bulundu?
Vakfımızın hedeflerinin çok detaylı hazırlandığı bir tüzüğe sahibiz. Ancak tüm tüzük “KOBİ işletmeleri ve Ankara’da yer alan sektörlerin gelişimi için yapılması gereken tüm üst yapısal faaliyetler” olarak tanımlanabilir.
OSTİM Vakfı şimdiye kadar faaliyetlerini direkt birinci elden yürütmek yerine “OSTİM’li 5 bin işletmenin ihtiyacı nedir, tek başına halledemediği nedir, birlikte çözebileceği sorunları nelerdir ve ben bunu daha düşük maliyetli, daha kaliteli, daha hızlı nasıl çözebilirim?” sorusunun peşine düşerek güncel ihtiyaç ve gelişmeler çerçevesinde çözüme uygun ara yüzler ve yapılar oluşturarak yürüttü.
Bu çerçevede işletme ve sektörlerin ortak projeler geliştirmesini hedeflerin OSTİM Yatırım A.Ş., Bölgesel Tanıtım ve iletişimi destekleyen OMEDYA A.Ş., ortak pazarlama ve sektör geliştirmeye destek veren OSP Sektörel Dış Ticaret A.Ş., fuar çalışmaları yürütmek üzere ODF A.Ş., OSTİM-ODTÜ Teknopark, ODEM Danışmanlık ve Eğitim A.Ş. gibi projelere imza attık. Bu kurumlar aracılığıyla vakıf senedimizde yer alan hedeflerin gerçekleştirilmesi için çaba harcıyor ve her birinin gelişimi için çaba harcıyoruz.
Tabi kurumların faaliyetlerinin yanı sıra Vakfımızın bizzat yürütücü veya ortak/paydaş olarak yer aldığı Uluslararası Rekabetçilik Analizi ve Kümelenme Analizi, 100’e yakın AB, İşkur, Kalkınma Ajansı, Tübitak vb.. proje çalışmaları da kurulduğu günden bu yana sürmekte. Tabi vakfın proje ve faaliyetlerinin hayat bulmasında bölgemizde 1997 yılında kurulan ve kurulumuyla birlikte tüm çalışmalara önemli destek veren OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’nün altını çizmek gerekiyor. OSTİM OSB’nin, Vakıf hedefleriyle buluşan geniş bakış açıları, imkan ve kabiliyetleriyle bu yönde destek vermeleri eşsiz bir işbirliği diyebilirim. Bu gün OSTİM’in derinleşmesi ve markalaşmasında hız ve taze kan getiren küme çalışmaları OSTİM OSB’nin yoğun desteği ve fedakarlıklarıyla ilerlemiştir-ki hala bu destekler sürmekte..
Firmalara kaynak desteği veriyor musunuz?
Direk maddi kaynak desteğimiz yok. Kaynaklarımızı daha çok işletmeleri ve sektörleri geliştirmeye yönelik kurum, arayüz ve projeleri geliştirmek yönünde tahsis ediyoruz. Tabi bu yapıların oluşturduğu projeler aracılığıyla firmalara aktarılan maddi destekler oluyor.
Eğitim amacıyla Vakıf olarak bugüne kadar kaç kişiye ulaştınız?
Sadece eğitim değil eğitimleri de içeren küçüklü büyüklü yaklaşık 100 ayrı proje yapıldı. Burada her proje ortalama bin kişiye dokunmuştur. Yani yaklaşık 100 bin kişiye fayda sağlamıştır. Tabi Sorunuzu cevaplamaya çalıştığım için bir genelleme yaptım ancak bunun üzerinde daha ciddi bir inceleme yapacağıma söz veriyorum.
Kümelenme süreci ne zaman devreye girdi?
Kümelenme çalışmaları OSTİM’in geleceğinin şekillendirilmesi çabalarının ürünüdür. 2004-2005 yılları sırasında artık 17 ana sektör 139 işkolunun oluştuğu 5000 işletmeyle artık şehrin içinde kalmış bir OSTİM’in geleceğe nasıl hazırlanması gerektiği sorusunu Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu ve Çankaya Üniversitesi ile birlikte “OSTİM’de Faaliyet Gösteren Sektörlerin Uluslar Arası Rekabetçilik ve Küme Analizi” çalışmasıyla cevapladık. Bu çalışmayla talaşlı imalat ve makine sektörlerindeki rekabet avantajımızı savunma, sağlık, enerji ve iş ve inşaat makineleri teknolojileri sektörlerine yönlendirdiğimizde anlamlı bir rekabet gücü oluşturacağımızı gördük ve bu alanları geliştirmek için kümelenme modelini destekledik bu gün geldiğimiz noktada kauçuk ve raylı ulaşım sistemleri kümelenmelerinin de eklenmesiyle birlikte yaklaşık 600 firma OSTİM üretiminin lokomotifini oluşturmakta. Küme faaliyetleri sayesinde OSTİM’de işbirliği, ortak girişim, fuar, eğitim, Ar-Ge, pazarlama, tanıtım vb. çözümlerde hissedilir bir artış gerçekleşti.
Rekabet Analizi ve Kümelenme çalışması OSTİM Vakfının gelecek planlama ve yönlendirme konusunda önemli deneyimlerinden birisi oldu. Güncel gelişmeleri takip etme ve ayak uydurma kabiliyetimiz daha uzun vadeli öngörülerde bulunarak uzun vadeli planlar yapma eğilimine dönüştü.
Bu gün gelecek için neler planlıyorsunuz?
Bu gün geldiğimiz noktada OSTİM; OSTİM OSB, OSTİM Vakfı, OSTİM Yatırım gibi yakın işbirliği içinde çalışan ana yapıları, istihdamdan bölgesel tanıtıma, pazarlamadan danışmanlığa, milli üretim projelerinden altyapı kadar ihtiyaçlara cevap veren güçlü bir organizasyona sahip. Bu organizasyon geleceğinin hangi sektörlerde olması gerektiğini biliyor ve 6 kümesi aracılığıyla bu yönde bilinçli adımlarla ilerliyor.
Tüm çalışmalar çeşitli planlar altında şeffaf ve kurumsal bir şekilde ilerliyor. Bu önemli bir dönemsel ve yönetimsel başarıdır. Kurumsallıkta geldiğimiz noktadan –hiçbir zaman daha iyi olma çabasından vazgeçmemek kaydıyla- memnun olduğumuzu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte OSTİM Vakfı’nın temel misyonu “kurulmuş ve kurulacak olan organizasyonların ve OSTİM’in maddi ve manevi emanetlerinin planlana hedeften sapmadan sürdürülebilirliğini temin etmek, izlemek, korumak, yön vermek”tir. Dolayısıyla bir gözümüz hep gelecekte.
Bütün bunların üstüne geleceğe dönük yüzümüzde 22 Ağustos da şirket kuruluş sözleşmesini imzaladığımız Ekopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ni hızla yapılandırmak ve yükseltmek var. Ekopark TGB Türkiye’de enerji dendiğinde akla ilk gelen etkileşim, buluşma noktası olmasını hedefliyoruz. Sadece girişimci firmaların değil değer zincirindeki tüm paydaş temsilcilerinin yer alacağı bölge özellikle enerji teknolojilerinin ticarileştirilmesi çalışmalarında rol oynayacak. Elbette Yenilenebilir Enerji Ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesinin gelişmesinde ve uluslar arası iddiasında önemli bir gelişme. Sektörel işbirliğinin bir simgesi haline gelecek olan Ekopark, tüm kümelerin ileri işbirliğinde geleceği noktanın da habercisidir.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAPIYA ULAŞACAĞIZ”
Bundan sonra nasıl bir hedef belirlediniz? 2023 yılında kendinizi nerede görüyorsunuz?
Bir sürü ara yüzümüz var. Tanımlanmış sahaları var. Önceliklerimizi biliyoruz. Birinci ve ikincil olarak destekleyeceğimiz noktaları biliyoruz. Bu dönemde yeni bir yapılanmaya giriyoruz. Eğer biz bugüne kadar bir aile şirketi isek şimdi kurumsallaşmaya geçiyoruz. Bir aile anayasamız oluşacak. Profesyonel ve sürdürülebilir bir yapıya ulaşacağız. OSTİM içinde sürdürülebilir sistemleri oluşturuyoruz. OSTİM Vakfı’nın stratejik yol haritasını çıkardık. Artık çiçekleri açtırıyoruz. Artık daha çok meyve almayı istiyoruz ve ağacın sürekli yaşaması için ne yapmamız gerektiğini ortaya koyduk.