Protezde 3. Boyutu Hedefliyor
OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi’nin üyesi Proted’in Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Şahin, kartvizitine bir çok unvanı eklemeyi başarmış bir sanayici. Protez ve ortez sektöründeki kariyerine, Hacettepe Üniversitesi’nde teknisyen olarak başlayan, ardından aynı üniversitede makine mühendisliği eğitimini tamamlayan ve 20 yıla yakın öğretim üyeliği yapan Şahin, bu işe tam 40 yıldır gönül veriyor.
1992 yılında uygulama ile yola çıkan, ardından fason üretime geçiş yapan Şahin’in firması Proted, 2002 yılında kendi markasıyla dünya pazarlarına açıldı. 40 ülkeye ihracat yaptıklarını ifade eden İlhan Şahin, sürekli yatırım ve sürdürülebilir kalkınma içerisinde olduklarını ifade ediyor.
Tecrübeli sanayiciye sektörde yaşadıkları sıkıntıları sorduğumuz da ise ithalat tehlikesine dikkat çekti. “Temel sıkıntılarımızdan birisi de devletin ithalatta bir sınırlamasının olmamasıdır.” diyen Şahin, Çin başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinden gelen ürünlerin haksız rekabet oluşturduğunu söyledi. Bu duruma rağmen, kendi tabiriyle ‘üretime sevdalanan’ İlhan Şahin’in hedefi 3 boyutlu protezi kullanıma sunmak.
Sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
1973 yılında, Hacettepe Üniversitesi’nde protez ve ortez teknisyeni olarak çalışma hayatına başladım. Ardından aynı üniversiteden makine mühendisi olarak mezun oldum. 1983’e kadar üniversitede mühendis olarak çalışmalarım devam etti. Protez Ortez Okulumuz 1983 yılında açılınca öğretim üyeliğine geçiş yaptım. 1992 yılında bir ortopedist arkadaşımla beraber Proted’i kurduk. İlk başladığımızda uygulama merkezi şeklinde hizmet veriyorduk.
Üretim sevdamız ise 1997 yılında başladı. Önce fason imalat yaptık. Bu, 2002 yılına kadar devam etti. 2002’de kendi iş yerimizi açtık. Bir yer kiraladık ve ilk makinemizi orada kurduk, ilk teknisyenimizi aldık, kendi markamızla üretime geçtik. 2005’te de şimdiki yerimize taşındık, gün geçtikçe makine sayımızı artırdık. Zaman içerisinde, Ankara TEKMER’in sağladığı destekle ayak makinesinin know-how’unu alarak ilk teknolojik seri üretim makinesini çalıştırdık.
Sürekli yatırım halindeyiz. Türkiye’de ucuza üretim temin ediyoruz. İthal ürünlere göre daha ekonomiktir. Sürdürülebilir kalkınma içerisindeyiz. Bana göre yerli üretim; rekabet demek, teminde kolaylık demektir. Hedeflerimizden biri de üç boyutlu protez üretmek.
“ÜRETİM SEVDA İŞİDİR”
Üretim kavramı size ne ifade ediyor?
Zor ama keyifli bir iş. Yoruyor, yıpratıyor ama üretim yapıyor olmak beni mutlu ediyor. Üretime giren bir kişi gerçekten gönülden sevdalanmalı. “Günlük ticaret peşinde koşayım, günlük kazanç sağlayayım.” derse üretimin arkası gelmez. Bu iş sevda ister, süreklilik ve kararlılık ister. Üreticilerin kararlı, azimli ve ısrarlı olması gerekir. “Ekonomik zorluk oldu vazgeçeyim, eleman bulamadım, yer bulamadım olmadı.” denmemeli. 40 kişiye yakın kişiyle çalışıyorum. Hepsi dostlarım, ülkemizin çocukları. Keşke bu sayıyı 80 yapabilsek.
İhracat ve iç pazar durumunuzu öğrenebilir miyiz?
6 yıl önce pazar araştırması yaptık; danışmanımız, firma için hedef pazar olarak Avrupa’yı gösterdi. Ne Afrika ne de Asya. Biz Avrupa’ya odaklandık. Şu anda en çok ürünümüzü Almanya’ya satıyoruz. Rusya, Bulgaristan, Romanya’ya da ürün gönderiyoruz. Son olarak ihracat ağımıza Kazakistan da katıldı. Yurtdışında da zor bir rekabet ortamı yaşanıyor. Türkiye’de rekabet ne kadar yoğunsa orada da benzer yoğunluklar var. Yaklaşık 40 ülkeye ürün gönderiyoruz.
Türkiye bu alanda önemli potansiyeli olan bir ülke. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) protez bedellerinin tamamına yakınını ödüyor, en büyük müşterimiz. Bir protezin hastaya uygulanması 2 haftaya yakın sürüyor, emek yoğun bir iş. Ülkemizde 280’e yakın uygulama yapan firma var. Bunlar da bizim en temel müşterimiz. Resmi kurumlardan atölyesi olanlar da portföyümüzde; örneğin Hacettepe Üniversitesi, TSK Rehabilitasyon Merkezi gibi.
SGK, sigortalılardan yüzde 10 ve 20 gibi katılım payı alıyor. Fiyatlar çok düşük. Buradaki açmazımız şöyle: Sağlık Bakanlığı eskiden 2 yılda bir protezi yeniletiyordu. Daha sonra bunu 3 yıla çıkardı. O da yetmedi 5 yıl yaptı. AB ülkelerindeki ortalama rakamı almak için böyle bir çalışma yapmış. AB’de 3 ile 5 yıl arasında. 5 yıl, protez uygulayıcıları açısında uzun bir süre. Bu, protez parçası üreticilerine de direkt yansıyor.
“AVRUPA’DAKİ İKİ FİRMADAN BİRİYİZ”
Üretimle ilgili rakibimiz yok, olmasını isterim. Bu, zor bir üretim. Fizibilite yaparsanız karlılığı düşük bir üretim. Bir ürün değil bir çok ürün; tek parça değil. Sadece ayak üretseniz karlı olabilirsiniz. Bütünü tamamlamanız gerekiyor. Toplamda 440 farklı pedilen ayak var mesela. Bu işe gönül vermeniz gerekiyor. Tek ürün üretirseniz, bir ürünün tamamını satmış olsanız bile bekli karlı olursunuz ama sistemi tamamlayamazsınız. Biz, sistemi tamamlayan Avrupa’daki iki firmadan biriyiz. Diğeri Almanya’da. Avrupa’nın en fazla açılma kabiliyeti olan (80 mm) mekanik elini yaptık. Şu anda da mikro işlemcili diz eklemini yaptık.
“İTHALAT BELİMİZİ BÜKÜYOR”
KOBİ firması olarak yaşadığınız sıkıntılar neler?
Temel sıkıntılarımızdan birisi devletin ithalatta bir sınırlamasının olmamasıdır. Biz, tam 22 yıldır yatırım içerisindeyiz, makine alıyoruz. Bu kadar eleman yetiştiriyoruz, yatırım yapıyoruz. Diyelim ki üç arkadaş bir araya geldiniz, karlı iş alanlarını konuşuyorsunuz. Sağlık alanında ticaret yapmaya karar verdiniz. Hemen bir e-posta ile Çin’e yada Tayvan’a ulaşıyorsunuz, ertesi gün ürün geliyor ve size rakip oluyor. Devletin bir vergisi yok, kotası yok. Biz 10 TL’ye veriyorsak, 9,5 TL’den vererek bakkal hesabı satış yapıyor ve sizi engellemiş oluyor. Bizim 25 yıllık vergimizi vb. bir kenara atıp üretim yapmadan rakip oluyor. Türkiye bu alanda bir mezarlık gibi. Dünyanın bir çok yerinden bu yöntemle ülkemize ürün geliyor. Devlet de bunu kontrol etmiyor.
Bir diğer sıkıntımız ise KDV rakamları. Çünkü biz bütün hammadde ve yarı mamulümüzü yüzde 18’den alıyoruz. Sıfır KDV ile satıyoruz. Baştan yüzde 18 kaybımız var.
Bizim rekabetimiz yurtdışı ile. Çok şükür buna kavuştuk. Resmi Gazete’de 2000 yılına kadar ‘ithal’ ibaresi yazıyordu. Bir ülkenin resmi gazetesinde ithal ürün teşvik edilir mi? İthale 1 TL veriyor yerliye 50 kuruş. Dikkatinizi çekerim; ‘kaliteli ürün’ demiyor.
Sektörde yetişmiş eleman durumu nedir?
Bir eleman alıp yetiştiriyorsunuz. İki sene sonra birisi üç beş kuruş fazla verince gidiyor. Bizim iki fonksiyonumuz var. İlki uygulama, onda bir problemimiz yok; 8 üniversiteye bağlı MYO’lardan tekniker mezun ediliyor. Üretimde ise makine başında çalışma yürütebilmesi için çalışanın meslek lisesi, teknik okul veya mühendislik mezunu olması lazım. CNC operatörü yapacaksanız o bölümle ilgili eğitim ve belge almış olması gerekiyor. Teknik anlamda eleman bulmakta sıkıntılarımız var. Ar-Ge’de de bu sıkıntılar mevcut. Yetişmiş elemanlarımızı bir yere bağlamak, sürekliliğini sağlamak ekonomik güç istiyor.
“KÜME GÜVENİMİZİ ARTIRDI”
Küme çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi’nin geçmişini biliyordum. Kümede kendimi daha mutlu hissediyorum. Kümeyi tanıdıkça kendime olan güvenim daha da artıyor. Görüyorum ki yerli ve milli üretim idealine gönül vermiş bir çok insan var. Hepsinin hedefi de sonuçta üretim, ihracat ve ülke adına güzel şeyler yapmak. Önümüzdeki dönemde ümit ediyorum; ihracat açısından sadece kümemize değil ülkemize de büyük katkı sağlamış olacağız.
SEKTÖR SÖZLÜĞÜ
Protez: Olmayan uzvun yerine, onun görevini yapacak mekanik ya da elektromekanik düzenekler.
Ortez: Olup da görevini yapamayan uzuvları desteklemek, düzeltmek, korumak, önlemek gibi fonksiyonları yerine getiren, mekanik ya da elektromekanik düzenekler.
İyi Bir Protez; (1) Fonksiyonel olmalı, (2) Hafif olmalı, (3) Mukavemetli olmalı, (4) Estetik olmalı, (5) Konforlu olmalı.
SİYAH RENK PROTEZE ‘KREATİF ÜRÜN’ ÖDÜLÜ
Bir Afrika ülkesi bizden protez parçaları sipariş ediyor. Bunların içinde ayak da var. Bizim dış ticaret departmanımıza “Ayak protezi siyah tenli olabilir mi?” diye soruyorlar. Hammaddenin rengini değiştirerek farklı ürün yapabiliyoruz ama tankların tamamını üretmek kaydıyla. Onlar da tanklardan kaç tane çıkarsa alacaklarını bildirdiler. İstedikleri numaralara göre yaklaşık 350 tane ürettik. Gümrük memurları kontrolde siyah ayak görünce tereddüte düşmüşler ve bize sormuşlar. Bu durumu da Dış Ticaret’e bildirmişler. Bu ürünle yarışmaya katılmamız istendi. Farklı bir ürün üretmemiz, farklı bir ihracat yapmamız dolayısıyla 2012 İhracatın Yıldızları Yarışması’na ‘Kreatif Ürün’ Dalında İkincilik Ödülü’nü Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan’dan aldık.
Diğer yandan 2012 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın Medikal Günleri’nde en başarılı 5 firma içerisinde gösterildik. Bakanlık, firmamızı ülkemizdeki 1000 Teknolojik Firma listesine de aldı.
HABERE AİT FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ